Türkiye'nin altında 500 aktif fay var!
500'den fazla diri fayın üzerindeki ülkemizde biz ne kadar unutsak da deprem kendini unutturmuyor. Önceki gün 5.7 şiddetinde sarsılan Bingöl'ün Karlıova ilçesinde 200'e yakın sayısı artçı sarsıntı meydana geldi. Artçıların 15 gün kadar devam edeceği ifade ediliyor
15.06.2020 20:04:00





12 Aralık 2019'da ilk olarak Çin'de ortaya çıktıktan sonra tüm dünya ülkelerine yayılarak 436 binden fazla insanın ölümüne neden olan koronavirüs salgını Mart ayında ülkemize de sirayet etti. Türkiye'de vaka sayısı 178 bin 239'a can kaybı ise 4 bin 807'ye ulaşmış durumda. Tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi aylardır ülkemizin gündeminde de koronavirüs salgını var. Ancak asla unutmamamız gereken dediğimiz ancak yine de gündemde geriye düşen ülkemiz için önemli bir tehdit de deprem gerçeği. Biz unutsak da deprem Türkiye'de kendisini unutturmuyor. Zira ülkemiz topraklarının büyük kısmı yıkıcı deprem oluşturma potansiyeline sahip fay hatları üzerinde bulunuyor. Bu kapsamda geçmişte büyük depremler yaşamış olan Bingöl'ün Karlıova ilçesinde 14 Haziran saat 17.24'te 5.7 büyüklüğünde deprem oldu. 1 güvenlik korucusunun hayatını kaybettiği, 28 kişinin de yaralandığı 5.7 büyüklüğündeki depremden sonra dün sabah da kent 5.6 ile yeniden sarsıldı. Yaralanan kişilerden 16'sı taburcu edildiği, 11 kişinin tedavilerine ise devam edildiği açıklandı. Depremlerin ardından üçü 4'ten büyük, 200'e yakın sayıda artçı sarsıntı meydana geldi. Bu artçı şokların en büyüğü ise depremden yaklaşık 1 saat sonra meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki sarsıntı oldu. Artçı şokların dağılımı incelendiğinde Kuzey Batı -Güney Doğu yönlü ve 10 km'lik bir bantta meydana geldiği görüldü. Erzurum Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi (ATA-DAM) Bingöl Karlıova depremi hakkında hazırladığı ön sismoloji raporunda depremin artçılarının en az 2 hafta daha hissedilebileceğini açıkladı. Yerin 5 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem Karlıova'nın yanı sıra çevre ilçeler ile Bingöl, Diyarbakır, Erzurum, Erzincan, Elazığ, Tunceli ve Muş'ta da hissedilmişti.
Türkiye'de 500 diri fay var
Depremin gerçekleştiği bölgenin Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu Fayı'nın kesişim noktasında yer aldığını vurgulayan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, şunları söyledi: "Ülkemizde 500'den fazla diri fay var. Defalarca söylediğimiz gibi Türkiye'nin her yerinde herhangi bir zamanda deprem olması çok olası. 2003 yılında o bölgede iki tane 6.3 ve 6.4 büyüklüğünde depremlerimiz vardı. 6 büyüklüğündeki depremler bu bölge için sürpriz değil. Bugün gerçekleşen deprem de tali fay olarak adlandırdığımız yani ana fayı kesen faylardan bir tanesinde oldu. Artçılar da o bölgede yoğunlaşıyor. MTA'nın Diri Fay Haritası'nda da bölgedeki kırık yapıyı çok net olarak görme şansımız var. Burada çok fazla fay parçacığı var. Bu fayların enerji biriktirmelerinden sonra kırılmaları çok doğal. Yine Doğu Anadolu ile Kuzey Anadolu fayları kesişiminde geçmiş yıllarda pek çok deprem olduğunu biliyoruz. Bölge 10 şiddetinde depremler gördü. Buradaki depremleri Kandilli Rasathanesi, 1885 yılından beri kaydediyor."
Deprem Batı'ya doğru geliyor
Türkiye'de 1939 yılından sonra depremlerin Batı'ya göçünü gösteren bir harita üzerinde açıklamalarına devam eden Prof. Dr. Haluk Özener, "1939'dan sonra depremlerin Batı'ya göçünü görüyoruz. Erzincan ile Karlıova arasındaki bir bölgede olan depremle başlıyor. GSP istasyonlarından fayların ne hızla ne yöne hareket ettiğini biz tespit edebiliyoruz. Dolayısıyla orada ki enerji birikimini hesaplayabiliyoruz. Ardından da bu enerji birikiminden ne büyüklükte bir deprem üretme potansiyellerini söyleyebiliyoruz" dedi. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Ali Pınar ise yaptığı açıklamada bölgede çok sayıda fayın yer aldığını vurgulayarak bölgede daha büyük deprem olup olmayacağının bir soru olmaktan çıkması gerektiğini çünkü depremlere her zaman hazırlıklı olunması gerektiğini ifade etti.
İstanbul depreme hazır mı?
Bingöl'deki depremin geçtiğimiz Ocak ayında Elazığ'da yaşanan 6.8 büyüklüğündeki depremin tetiklediği bir deprem olabileceği uzmanlarca ifade ediliyor. Söz konusu Elazığ depremini önceden tahmin eden yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, Elazığ depreminden sonra yaptığı açıklamada şunları kaydetmişti: "Kuzey Anadolu Fay Zonu olarak bilinen ve Erzincan'da başlayan fay hattı, geçmişte birçok deprem üretti. Bu hattın deprem beklenen bölgesi Marmara Denizi. Çünkü buradaki stres oldukça ciddi ve ağır hasar verecek olan depremin yaşanması an meselesi." Görür'e göre; "Marmara'da deprem olacak ve bu büyük deprem en az 7.2 büyüklüğünde meydana gelecek. Depremin merkez üssü, Marmara'da Kumburgaz kolu olacak." İstanbul'da yaşanacak olası bir deprem sonrasında can kaybının 100 binleri bulacağı öngörülürken en az 1 milyon insanı da doğrudan etkileyeceği tahmin ediliyor. 2002 yılında Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) ile İBB tarafından yapılan çalışmaya göre İstanbul'daki binaların yüzde 35 ile 38'inin depremde hasar göreceği öngörülüyor. Yine aynı çalışmaya göre can kaybı 73 ile 87 bin arasında, ağır yaralı sayısı ise 120 ile 135 bin arasında hesaplanırken depremden doğrudan etkilenen insan sayısının ise 1 milyonu geçebileceği belirtiliyor. Uzmanlar ve araştırmalar bu sarsıcı sonuçları ortaya koyarken, Marmara Bölgesi ve özellikle de İstanbul depreme hazır mı sorusu gündeme geliyor. Ne yazık ki hiç bir uzman 'İstanbul depreme hazırlıklı durumda' diyemiyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.