BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Kıbrıs müzakereleri için tarafları New York'a davet etti. Davet mektubu KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş'a Ankara'da ulaştı.
Annan, daha önce öne sürdüğü koşullarda hiçbir değişiklik yapmadı. Yapmasına da aslında gerek yoktu. Çünkü, Başbakan Erdoğan, bu koşulları kabul ettiğimizi zaten açıklamıştı...
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Başbakan Erdoğan'ın izlediği bu yöntemden memnun değil. Annan ön koşullarıyla masaya oturmanın müzakereyi baştan kaybetmek anlamına geleceği kanısında...
Denktaş, bu görüşünü Ankara'da yapılan zirvede, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül'e aktardı ve dün de bu görüşünü korudu.
Annan müzakere yapılmasını istemiyor
Denktaş'ın Erdoğan ve Gül'e aktardığı görüşlerinin esasını şöyle özetleyebiliriz:
"Annan koşullarını peşinen kabul ederek masaya oturursak müzakere imkanı kalmaz. Annan, 'boşlukları ben dolduracağım' diyor. Planda önemli değişiklik önerisini kabul etmiyor. Sadece kozmetik değişiklik önerilerine izin veriyor. 'İster uzlaşın, ister uzlaşmayın sonuçta benim metnimi referanduma götürmek zorundasınız. Bunu kabul ederek masaya oturacaksınız' diyor. Bu koşulları kabul edip masaya oturursak davayı kaybederiz. Kıbrıs'ı Rumlara hediye ederiz."
Erdoğan ve Gül'ün düşüncesi
KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş'ın bu uyarısına karşılık Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül'ün yaklaşımı ise şöyle özetlenebilir:
"Biz uzlaşmaz taraf olmadığımızı göstermeliyiz. Masaya oturulmazsa ne olur, onu da düşünmek zorundayız. Açmazlarımız var. Eğer masaya oturmazsak ne olacak? 1 Mayıs'ta Rum kesimi AB'ye üye olacak. Biz Rum yönetimini tanımak zorunda kalacağız. Elçilik açmak isteyecekler. Gümrük Birliği anlaşması, Rumlar için de yürürlüğe girmiş olacak. Uzlaşmaz taraf ilan edileceğiz. Bundan Türkiye - AB ilişkileri de zarar görecek. Bu nedenlerle oturmayan, kaçan taraf biz olmamalıyız."
Annan planının delinmesini istemiyor
Denktaş'ın Annan Planı'na ilişkin uyarıları da şöyle: "Annan, planda esaslı değişikliğe izin vermiyor. Plan, bu haliyle KKTC'yi ortadan kaldırıyor. Siyasal eşitlik sağlamıyor. İki kesimlilği güçlendirmiyor, sulandırıyor. 1960 Anlaşması'nda bile iki toplum teslim ediliyordu. Türk toplumu, Rum toplumu deniliyordu. Oysa Annan Planı'nda Kıbrıslı Türk, Kıbrıslı Rum kavramları kullanılıyor. İki toplumluluktan geri bir duruma geliniyor. Bu konularda esaslı değişikliklere kapalı bir müzakereden nasıl sonuç alınacak?"
KKTC Cumhurbaşkanı, peşin kabullerin müzakere masasında pazarlık gücünü sıfırladığı düşüncesini koruyor.
Denktaş'ın bu görüşleri değişmedi. Başbakan Erdoğan Sheraton Oteli'nde ziyaret ettiği Denktaş'ı ikna edemedi. Denktaş bu görüşlerini dün de Erdoğan'a tekrarladı. Erdoğan, Annan'ın davetini kabul edip New York'ta masaya oturması gerektiği görüşüne karşılık Denktaş, rezervlerini korudu. Annan'ın ön koşullarını kabul etmeden ucu açık biçimde masaya oturmanın daha doğru olacağını savundu.
Denktaş, New York'a gidecek mi?
Evet, gidecek...
Ancak gitmeden önce KKTC'de bir açıklama yaparak New York'a "rezervli" biçimde gideceğini belirterek itiraz noktalarını duyuracak.
Denktaş, masaya oturmadan Annan'ın otomatik referandum ve boşluk doldurma koşullarını değiştirmeye çalışacak...
Annan, daha önce öne sürdüğü koşullarda hiçbir değişiklik yapmadı. Yapmasına da aslında gerek yoktu. Çünkü, Başbakan Erdoğan, bu koşulları kabul ettiğimizi zaten açıklamıştı...
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Başbakan Erdoğan'ın izlediği bu yöntemden memnun değil. Annan ön koşullarıyla masaya oturmanın müzakereyi baştan kaybetmek anlamına geleceği kanısında...
Denktaş, bu görüşünü Ankara'da yapılan zirvede, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül'e aktardı ve dün de bu görüşünü korudu.
Annan müzakere yapılmasını istemiyor
Denktaş'ın Erdoğan ve Gül'e aktardığı görüşlerinin esasını şöyle özetleyebiliriz:
"Annan koşullarını peşinen kabul ederek masaya oturursak müzakere imkanı kalmaz. Annan, 'boşlukları ben dolduracağım' diyor. Planda önemli değişiklik önerisini kabul etmiyor. Sadece kozmetik değişiklik önerilerine izin veriyor. 'İster uzlaşın, ister uzlaşmayın sonuçta benim metnimi referanduma götürmek zorundasınız. Bunu kabul ederek masaya oturacaksınız' diyor. Bu koşulları kabul edip masaya oturursak davayı kaybederiz. Kıbrıs'ı Rumlara hediye ederiz."
Erdoğan ve Gül'ün düşüncesi
KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş'ın bu uyarısına karşılık Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül'ün yaklaşımı ise şöyle özetlenebilir:
"Biz uzlaşmaz taraf olmadığımızı göstermeliyiz. Masaya oturulmazsa ne olur, onu da düşünmek zorundayız. Açmazlarımız var. Eğer masaya oturmazsak ne olacak? 1 Mayıs'ta Rum kesimi AB'ye üye olacak. Biz Rum yönetimini tanımak zorunda kalacağız. Elçilik açmak isteyecekler. Gümrük Birliği anlaşması, Rumlar için de yürürlüğe girmiş olacak. Uzlaşmaz taraf ilan edileceğiz. Bundan Türkiye - AB ilişkileri de zarar görecek. Bu nedenlerle oturmayan, kaçan taraf biz olmamalıyız."
Annan planının delinmesini istemiyor
Denktaş'ın Annan Planı'na ilişkin uyarıları da şöyle: "Annan, planda esaslı değişikliğe izin vermiyor. Plan, bu haliyle KKTC'yi ortadan kaldırıyor. Siyasal eşitlik sağlamıyor. İki kesimlilği güçlendirmiyor, sulandırıyor. 1960 Anlaşması'nda bile iki toplum teslim ediliyordu. Türk toplumu, Rum toplumu deniliyordu. Oysa Annan Planı'nda Kıbrıslı Türk, Kıbrıslı Rum kavramları kullanılıyor. İki toplumluluktan geri bir duruma geliniyor. Bu konularda esaslı değişikliklere kapalı bir müzakereden nasıl sonuç alınacak?"
KKTC Cumhurbaşkanı, peşin kabullerin müzakere masasında pazarlık gücünü sıfırladığı düşüncesini koruyor.
Denktaş'ın bu görüşleri değişmedi. Başbakan Erdoğan Sheraton Oteli'nde ziyaret ettiği Denktaş'ı ikna edemedi. Denktaş bu görüşlerini dün de Erdoğan'a tekrarladı. Erdoğan, Annan'ın davetini kabul edip New York'ta masaya oturması gerektiği görüşüne karşılık Denktaş, rezervlerini korudu. Annan'ın ön koşullarını kabul etmeden ucu açık biçimde masaya oturmanın daha doğru olacağını savundu.
Denktaş, New York'a gidecek mi?
Evet, gidecek...
Ancak gitmeden önce KKTC'de bir açıklama yaparak New York'a "rezervli" biçimde gideceğini belirterek itiraz noktalarını duyuracak.
Denktaş, masaya oturmadan Annan'ın otomatik referandum ve boşluk doldurma koşullarını değiştirmeye çalışacak...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.