Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bir yeni yıl mesajı yayınlayarak, idrak edeceğimiz 2003 yılının milletimize, İslam alemine ve insanlığa hayırlar getirmesini diledi. 2002 yılının muhasebesinin çok iyi yapılarak, çıkacak doğru sonuçlar ışığında 2003 yılının idrak edilmesi, yaşanması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "2002 yılını önümüze koyduğumuz zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti için eksileri fazla artıları az olan bir yıl olduğu görülüyor. İnşaallah 2003 yılı artısı çok bir yıl olur" dedi.
Olaylar güçlü olmayı zorunlu kılıyor
Dünya ölçeğinde, 2002 yılının en önemli olayının Afganistan savaşı olduğunu söyleyen BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş, "ABD, Usame bin Ladin'i bahane ederek Afganistan dağlarına gitti. Usame'yi aradı. Bulamadı. Hâlâ da aramaya devam ediyor. Şimdi de Irak'ta Saddam'ı arayacak. Onu da bulamayacak. Bu arayışlar sürekli devam edecek ve ABD bulunduğu her coğrafyayı rahatsız edecek" şeklinde konuştu. ABD'nin bu tavrının sebebini anlamanın arkasındaki gücü görmekten geçtiğini belirten Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle devam etti: "ABD'yi oluşturan bir global güç, global sermayedar bir grup var. Petrol havzaları bunların elinde bulunuyor. Dünyanın neresinde bir petrol varsa, bu adamlar, oraya karga gibi üşüşüyorlar. Afganistan'da var, Usame bin Ladin bahanesiyle oraya gidiyorlar. Irak'ta var, Saddam vasıtasıyla oraya gidecekler. Başka yerlerde var, başka Saddam'lar, başka Ladin'ler bahane edilerek oralara gidecekler. Buna bizim mani olmamız mümkün değil. Ancak bizim çok güçlü olmamız lazımdır. Bizim zararımıza olacak hareketlerden kaçınmalarını sağlamak bizim güçlü olmamıza bağlıdır. Etrafımızda bir çember dönüyor. Global güçlerin hazırladığı bu çemberden etkilenmemek, bu çemberi kırmak bizim güçlü olmamıza bağlıdır."
Enflasyon konusunda ciddi yanlışlar
2002 yılının ülkemizi içinde de ciddi olayların yaşandığı bir yıl olduğunu söyleyen, " Seçim oldu. Merhum Hablemitoğlu şehadet şerbetini içti. İdam müebbet hapse çevrildi. Farklı diller ve lehçelerde yayın yapma serbestiyeti getirildi" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, enflasyonun da bu yıl içinde önemli bir gündem maddesi teşkil ettiğini ifade ederek şöyle dedi: "Türkiye 2002 yılında enflasyonu bahane ederek bilmeden çok ciddi yanlışlar yaptı. 'Aşağı çekeceğim' derken hem körükledi hem de stagflasyon dönemini yaşadık. Bu dönemde emtia yerine, mallarımızı, mülklerimizi sattık. Sattıklarımız, evimiz, arabamız, sanayi tesislerimiz oldu. Çok ciddi bir durgunluk ortamı oldu. Sebebi enflasyona konulan yanlış teşhisti. 'Türkiye'de talep enflasyonu var' dendi; piyasadan para çekildi. Bu, durgunluğu getirdi. Bunlar bilerek yapılan olaylardır. Biz ise, 'Türkiye'de talep enflasyonu değil maliyet enflasyonu var' dedik. Uyardık. Maliyeti meydana getiren amilleri de tek tek ortaya koyduk. Maliye, sigorta vergileri, hammadde-enerji girdileri, kredi faizleri olduğunu söyledik. 'Bütün bunları aşağı çekmedikten sonra enflasyonu aşağı çekme rakamlara yansısa bile bu aldatıcı olur' dedik. Bugün de aynı şeyi söylüyoruz. Vatandaşa rahatlık temin etmek için bütün bu girdileri aşağı çekmemiz şarttır. Bunları yaptık mı bu iktidar ve benzeri iktidarlar milletine karşı vazifelerini yapmış olurlar."
Kainat Devleti olma fırsatı
BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin büyük iç ve dış borçları bulunduğunu, bu borçlara yıllık olarak 55 katrilyonluk faiz ödendiğini, devlet olarak kazancımızın % 48'inin borç faizlerine gittiğini, bu kadar faiz gideri olan bir ülkenin belinin doğrulmasının hiç mümkün olmadığını söyledi. "BTP iktidar olsaydı emisyonu genişleterek iç borçlar, başka kaynak paketlerini harekete geçirerek de dış borçlar kapatılacaktı. 55 katrilyon faiz yükünden kurtulmuş olacak, milli gelirimiz tamamen milletin menfaatine kullanılacak hale gelecekti. Hiç bir kuruşumuz zayi olmayacaktı" açıklamasında bulunan Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "BTP olarak 650 milyar dolarlık bir kaynak paketi sunmuştuk. Meselâ, 'devlet ile vatandaşı altın, toryum, bor gibi madenlerimizi işletme ortaklığına sevk ederek 50-100 milyar dolar mali kaynak oluşturabiliriz' demiştik. 'Vatandaşın elinde 100 milyar dolar var. Kısacası 650 milyar dolarlık bir kaynak paketi ifade etmiştik. Bu tamamen milli bir kaynak paketidir. Türkiye kendi ayakları üzerinde durmak istiyorsa kaynaklarına dönmek zorundadır. Avrupa kapılarında dilencilik yapmak suretiyle biz hiç bir yere gidemeyiz. AB'ye üye olursak gelirimiz 10 bin dolara çıkarmış! Sana bakma bile bakmaz. Bizim bir medeniyet ayrılığımız, kültür farklılığımız var. İnanç farklılığımız var. Örfü, adeti, geleneği farklı olan bu dünyanın bir devlet mantığı içinde seni kabul etmesi hiç mümkün değildir. Şu ana kadar olan gelişmeler bunu ispatladı. Eğer millet, kültüründen, maneviyatından vazgeçerse o zaman seni Macarlar gibi kuyrukta bir yere sokar. Bunu millet olarak kabul etmemiz mümkün değildir. 'AB'ye gireceğiz, gelir elde edeceğiz' türünden şeyler hayaldir, laf ü güzaftır."
Olaylar güçlü olmayı zorunlu kılıyor
Dünya ölçeğinde, 2002 yılının en önemli olayının Afganistan savaşı olduğunu söyleyen BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş, "ABD, Usame bin Ladin'i bahane ederek Afganistan dağlarına gitti. Usame'yi aradı. Bulamadı. Hâlâ da aramaya devam ediyor. Şimdi de Irak'ta Saddam'ı arayacak. Onu da bulamayacak. Bu arayışlar sürekli devam edecek ve ABD bulunduğu her coğrafyayı rahatsız edecek" şeklinde konuştu. ABD'nin bu tavrının sebebini anlamanın arkasındaki gücü görmekten geçtiğini belirten Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle devam etti: "ABD'yi oluşturan bir global güç, global sermayedar bir grup var. Petrol havzaları bunların elinde bulunuyor. Dünyanın neresinde bir petrol varsa, bu adamlar, oraya karga gibi üşüşüyorlar. Afganistan'da var, Usame bin Ladin bahanesiyle oraya gidiyorlar. Irak'ta var, Saddam vasıtasıyla oraya gidecekler. Başka yerlerde var, başka Saddam'lar, başka Ladin'ler bahane edilerek oralara gidecekler. Buna bizim mani olmamız mümkün değil. Ancak bizim çok güçlü olmamız lazımdır. Bizim zararımıza olacak hareketlerden kaçınmalarını sağlamak bizim güçlü olmamıza bağlıdır. Etrafımızda bir çember dönüyor. Global güçlerin hazırladığı bu çemberden etkilenmemek, bu çemberi kırmak bizim güçlü olmamıza bağlıdır."
Enflasyon konusunda ciddi yanlışlar
2002 yılının ülkemizi içinde de ciddi olayların yaşandığı bir yıl olduğunu söyleyen, " Seçim oldu. Merhum Hablemitoğlu şehadet şerbetini içti. İdam müebbet hapse çevrildi. Farklı diller ve lehçelerde yayın yapma serbestiyeti getirildi" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, enflasyonun da bu yıl içinde önemli bir gündem maddesi teşkil ettiğini ifade ederek şöyle dedi: "Türkiye 2002 yılında enflasyonu bahane ederek bilmeden çok ciddi yanlışlar yaptı. 'Aşağı çekeceğim' derken hem körükledi hem de stagflasyon dönemini yaşadık. Bu dönemde emtia yerine, mallarımızı, mülklerimizi sattık. Sattıklarımız, evimiz, arabamız, sanayi tesislerimiz oldu. Çok ciddi bir durgunluk ortamı oldu. Sebebi enflasyona konulan yanlış teşhisti. 'Türkiye'de talep enflasyonu var' dendi; piyasadan para çekildi. Bu, durgunluğu getirdi. Bunlar bilerek yapılan olaylardır. Biz ise, 'Türkiye'de talep enflasyonu değil maliyet enflasyonu var' dedik. Uyardık. Maliyeti meydana getiren amilleri de tek tek ortaya koyduk. Maliye, sigorta vergileri, hammadde-enerji girdileri, kredi faizleri olduğunu söyledik. 'Bütün bunları aşağı çekmedikten sonra enflasyonu aşağı çekme rakamlara yansısa bile bu aldatıcı olur' dedik. Bugün de aynı şeyi söylüyoruz. Vatandaşa rahatlık temin etmek için bütün bu girdileri aşağı çekmemiz şarttır. Bunları yaptık mı bu iktidar ve benzeri iktidarlar milletine karşı vazifelerini yapmış olurlar."
Kainat Devleti olma fırsatı
BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin büyük iç ve dış borçları bulunduğunu, bu borçlara yıllık olarak 55 katrilyonluk faiz ödendiğini, devlet olarak kazancımızın % 48'inin borç faizlerine gittiğini, bu kadar faiz gideri olan bir ülkenin belinin doğrulmasının hiç mümkün olmadığını söyledi. "BTP iktidar olsaydı emisyonu genişleterek iç borçlar, başka kaynak paketlerini harekete geçirerek de dış borçlar kapatılacaktı. 55 katrilyon faiz yükünden kurtulmuş olacak, milli gelirimiz tamamen milletin menfaatine kullanılacak hale gelecekti. Hiç bir kuruşumuz zayi olmayacaktı" açıklamasında bulunan Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "BTP olarak 650 milyar dolarlık bir kaynak paketi sunmuştuk. Meselâ, 'devlet ile vatandaşı altın, toryum, bor gibi madenlerimizi işletme ortaklığına sevk ederek 50-100 milyar dolar mali kaynak oluşturabiliriz' demiştik. 'Vatandaşın elinde 100 milyar dolar var. Kısacası 650 milyar dolarlık bir kaynak paketi ifade etmiştik. Bu tamamen milli bir kaynak paketidir. Türkiye kendi ayakları üzerinde durmak istiyorsa kaynaklarına dönmek zorundadır. Avrupa kapılarında dilencilik yapmak suretiyle biz hiç bir yere gidemeyiz. AB'ye üye olursak gelirimiz 10 bin dolara çıkarmış! Sana bakma bile bakmaz. Bizim bir medeniyet ayrılığımız, kültür farklılığımız var. İnanç farklılığımız var. Örfü, adeti, geleneği farklı olan bu dünyanın bir devlet mantığı içinde seni kabul etmesi hiç mümkün değildir. Şu ana kadar olan gelişmeler bunu ispatladı. Eğer millet, kültüründen, maneviyatından vazgeçerse o zaman seni Macarlar gibi kuyrukta bir yere sokar. Bunu millet olarak kabul etmemiz mümkün değildir. 'AB'ye gireceğiz, gelir elde edeceğiz' türünden şeyler hayaldir, laf ü güzaftır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.