Emekli Büyükelçi Gündüz Aktan, Radikal'deki yazısında Şemdinli ekseninde son gelişmeleri değerlendirirken, Türkiye'nin 'bölünme' sürecine girdiğini yazıyor Şemdinli'de ne olduğunu tam bilmiyoruz. İktidar ve muhalefet, olaydan güvenlik güçlerini sorumlu gördüklerini ya açıkça söylüyor ya da ima ediyor. Liberal köşe yazarları, malum reflekslerine uygun biçimde, olayı Susurluk'a benzetiyor. Böylece kalkışmanın haklı olduğu sonucu çıkıyor. Oysa biraz daha soğukkanlı bir yaklaşım benimsense, olayın PKK tarafından düzenlenmiş olabileceğinin geçerli bir seçenek olduğu anlaşılabilir.PKK taktik değiştirdiSorunu Şemdinli'de vuku bulan bombalama olayına indirgemek doğru olmaz. PKK terörizminin bir süredir taktik değiştirerek başladığını biliyoruz. Eskisi gibi, dağlarda gerilla savaşı yapacak halleri yok. Bunun yerine Güneydoğu'da askeri birlik güzergâhlarına yerleştirdiği uzaktan kumandalı mayınlarla saldırıyor. Yerleşim birimlerinde de polis karakol ve kulübelerini tarıyor. Ülkenin batısında ise masum sivillere dönük bombalı saldırılar yapıyor ve küçük ama saldırgan gruplarla yıkıcı gösteriler tertipliyor. Bu bombalar şimdiye kadar ciddi boyutlarda kayıplara neden olmadı. Ama yakalanan kişi ve patlayıcı malzeme ile hazırlık sırasında patlayanlar göz önüne alındığında, tahripkâr bombalamaların her an olabileceği söylenebilir. Şemdinli, Yüksekova, Hakkâri, Van ve Diyarbakır'daki kitle hareketlerini; Isparta, Mersin ve İstanbul'daki yıkıcı gösterileri; Marmaris'te büyük çapta patlayıcı madde yakalanmasını; İstanbul'da bir benzin istasyonunda ucuz atlatılan bombadan sonra bir başkasının patlamasını; Ankara Gaziosmanpaşa'dakinin ise önlenmesini bu çerçevede yorumlamak gerekiyor.
Halk da kışkırtılıyorEskisine göre daha az yoğunluklu bu terörizmin amacı halk hareketini cesaretlendirmek ya da doğrudan doğruya terörizmle birlikte halk hareketleri düzenlemek. Güvenlik güçlerinin kitlelere karşı silaha başvurması halinde halk hareketlerini yaymayı, silah kullanmamak için kışlalarına çekilmesi halinde ise kamualanına hâkim olmayı planlıyorlar. Halkı yatıştırma görevi yerel politikacılara kalıyor. Yani kamu düzeni, devlet tarafından değil de, onlar tarafından kuruluyor. Cenaze törenlerine katılanların ellerindeki PKK bayrakları ve Apo posterleri etnik milliyetçiliğin kitlelere nüfuz ettiğini; PKK tarafından desteklenen DEHAP'ın yerine kurulan DTP'nin bölgedeki siyasi gücünü fiili hâkimiyet düzeyine çıkardığını gösteriyor.
Amaçları belliBölge insanıyla yapılan televizyon görüşmelerinde, pek de samimi olmadığı sezilen bir Türkiye'ye bağlılık mesajının ardından, yoğun bir mağduriyet duygusunun dile getirildiği izleniyor. Şemdinli olayı da bu amaçla kullanılıyor. Türkiye'de ilk kez 'Ceviz Kabuğu' programında bir Kürt amaçlarının ne olduğunu pervasızca açıklıyor. Buna karşılık Türkiye genelinde halkın PKK terörizminden bıktığı, şehitlerin eskisinden çok daha büyük bir duygusal tepkiyle karşılandığı, tahammül sınırına gelindiği hissediliyor. Olayların bu minval üzere devamı halinde kritik eşiğin geçilmesi ve etnik çizgide çatışmaların başlaması ihtimali beliriyor. Ciddi bir bombalama olayı sonunda böyle bir gelişmenin hemen vukuu da muhtemel. Buna karşılık Türkiye'nin siyasi sınıfı, kurumları, medyası ve akademisi ne yapılması gerektiğini bilemiyor. Geçmiş çözüm önerilerinin, başarısız kalacağının bilinerek, gönülsüzce tekrarlanması umutsuzluğu artırıyor. Başbakan'ın sonuçsuz açılımı ve cesaret kırıcı Diyarbakır ziyareti, CHP'nin 'Ülkeyi böldürmeyiz' söylemi, liberal aydınların daha çok demokrasiyle soruna çözüm arama ezberleri, terörizmle mücadelede güvenlik pahasına demokrasiyi savunma yaklaşımı, olayın boyutlarının çok gerisinde kalıyor. Bu arada kuzey Irak iç savaşa, Kürt birimi bağımsızlığa gidiyor. Bush, Barzani'ye başkan muamelesi yapıyor. Danimarka Roj TV'yi ifade özgürlüğü adına savunuyor. Yeni Avrupa Birliği'nin Katılım Ortaklığı Belgesi'nde Lozan dışı azınlıktan söz edilirken, ilerleme raporlarında Kürt azınlığa yapılan atfın gereğini de yerine getirmemizi istiyor. Bölgede OHAL ilanı halinde müzakerelerin duracağı yolunda Verheugen'in sözleri kulaklarımızda çınlıyor. Kısaca Türkiye ayrışma sürecine girmiş görünüyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.