Türkiye batmış durumda

RECEP BAHAR / HABER ? ANALİZBaşbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği öne sürülen telefon kayıtlarının ortalığa saçılmasıyla birlikte 'yolsuzluk ve vurgun' düzeninin geldiği seviye iyice açığa çıktı. Aralık ayının son haftasında aynı gerekçelerle 4 bakanın istifa ettiği dikkate alındığında, 2002 yılındaki genel seçimler öncesinde vatandaşlara iktidara geldiğinde 3Y'yi (yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar) ortadan kaldırma sözü veren Başbakan Erdoğan'ın dayandığı temel sütunlar da dipten çökmüş oldu. Ortaya çıkan son tabloyla birlikte mevcut hükümetin 'yolsuzluk' sahasında Cumhuriyet tarihinin zirvesine çıktığı öne sürülüyor. Yoksulluk söz konusu edildiğinde Türk halkının yüzde 90'ının geliri, memur ve işçi sendikalarının her ay açıkladığı 3500 TL'lik 'yoksulluk sınırı'nın altında kalıyor. Hükümet'in 'yasaklar' karnesi de oldukça kötü? Öyle ki, basın Cumhuriyet tarihinde görülmedik şekilde baskı altına alınıyor, interneti zapturapt altına almak için özel yasalar çıkarılıyor, savcılar ve hâkimlerin tepesinde HSYK'nın kılıcı sallandırılıyor. Yürütme ve yargı AKP iktidarının elindeydi. Son düzenlemeyle birlikte 3. güç olarak zikredilen yargı ile 4. güç olarak adlandırılan basın da hükümetin güdümüne girdi. Nereye gidiyoruz böyle?Bütün bu düzenlemeler yapılırken, Türkiye'de işler yolunda mı ilerliyor? Ekonomi tıkırında mı, vatandaş müreffeh bir hayat mı sürüyor? Çiftçi akşamleyin başını yastığına huzur içinde mi koyuyor? İlk ve ortaöğretimde eğitim alan 17 milyon, üniversitelerde okuyan 3 milyon öğrenci geleceğe ümitle bakabiliyor mu? Türkiye'nin büyümesinden daha fazla büyüdüğü söylenen inşaat sektöründe işler iyi mi?Neden bu kadar borçlandık?Bu noktada gündemin ıskaladığı gerçekleri hatırlayalım? - Vatandaşların bankalara borcu tam 331 milyar TL'ye ulaştı.- Şirketlerin, tüccarın ve esnafın bankalara borcu ise 750 milyar TL. Bankalara toplam borç ise 1 trilyon 80 milyar TL. - Türkiye'de son yıllarda hızlı büyüdüğü ifade edilen inşaat sektörü ciddi şekilde borç batağı içinde. Sektörün bankalara 85 milyar TL borcu bulunuyor. Oysa inşaat sektörünün bankalara olan kredi borcu 2004 yılında 4 milyar 638 milyon TL idi! Uzmanlara göre sektörde yaşanabilecek sıkıntı, Türkiye'de bankacılık ve reel sektörde ciddi sıkıntılara yol açabilir!- Çiftçilerin bankalara olan borcu 25 milyar TL'yi aştı. (Bu sayfadaki ilgili haber bakınız)- Özel sektörün dış borcu 280 milyar doları buldu. Yabancıların borsadaki serveti 200 milyar dolara ulaştı. Yabancıların Türkiye'deki varlıklarının 250 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Kamunun da dış borcu dikkate alındığında Türkiye'nin toplam dış borcunun (yükümlülüğünün) 1 trilyon doları aştığı söylenebilir. - 30 milyondan fazla vatandaşımız kredi kartı ile yaşıyor. Bankalara tüketici kredisi borcu olanların sayısı 13.5 milyona ulaştı. Toplamda 43.5 milyon kişinin bankalara borcu var!- Hükümetin en harbi şakşakçıları bile 'cari (döviz) açığı'nın ne kadar büyük bir tehlike olduğunu itiraf ediyor. Geçen yıl 61 milyar dolar cari açık, 100 milyar dolar dış ticaret açığı verildi. AKP hükümeti döneminde 2002 sonundan bu yana verilen cari açığın toplamı 397 milyar dolara ulaştı. Bu açığın bedeli bir gün ödenecek! - Resmi işsizlik oranı yüzde 9.9? Gayriresmi oran ise yüzde 22? Çalışabilir nüfusumuz 44 milyon, çalışan nüfus ise 25 milyon? Buradan bakıldığında aslında 19 milyon işsizimiz var!Bunlar acı gerçekler? Peki çözüm? Dün Milli Ekonomi Modeli'nin (MEM) mimarı Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Rusya Parlamentosu Duma'da yaptığı konuşmanın birinci yıldönümüydü. Rusya Milli Ekonomi Modeli'ni uyguladı, zirveye çıktı; Türkiye, Milli Ekonomi Modeli'ne gözlerini kapattı, dibe doğru sürükleniyor. Yukarıda aktardığımız tablo ve verdiğimiz bazı rakamlar bunu ortaya koymuyor mu?