Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, Türkiye'de AB ve ABD baskısı ile azınlıklara yönelik çıkarılan kanunlara işaret ederek, "Filancı memnun olsun diye hükümetin Türkiye'nin ve Türk milletinin geleceğini ateşe atma hakkı asla yoktur" dedi.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, gündemde öne çıkan gelişmelere ilişkin Meltem TV'de yayınlanan Ekovizyon programında önemli açıklamalarda bulundu. Fener Rum Patriği Bartholemeos'un ABD'nin CBC televizyonuna verdiği mülakatta "Türkiye'de çarmıha geriliyoruz" sözlerini değerlendiren Prof. Dr. Baş, "Ülkemizde hangi dinden olursa olsun yaşayan insanlara karşı ayrımcılık yapmamız, hele hele onlara karşı tavır almamız asla ve asla mümkün değildir. Bizim inancımız da müsaade etmez" dedi.
Meselenin farklı boyutları olduğunun altını çizen BTP Genel Başkanı, şunları söyledi: "Bir de işin şurası var. Sen hakkı olmadığı halde, kaybettikleri bütün hakları kalkıp da Avrupa Birliği bunu söyledi diye, ABD bunu talimat olarak bana verdi diye bu insanlara verirsen, elbetteki bu insanları doyurman ve de tatmin etmen asla mümkün olamaz. Hükümet ne yaptı? Bakın Türkiye'de bir çok vakıf bulunmaktadır. Bunlar yasaların hiç birinden istifade edemez. Ancak Türkiye'deki azınlıklar, hükümetin çıkardığı Vakıflar Yasası'nda diyebilirim ki devlet de kurmak dahil, her türlü hakka sahip oldular. Bak Barthelemeos ABD'de ne diyor? Biz çarmıha gerilmiş gibi duruyoruz. Bunun manası aslında nedir? Siz onlardan olmadığınız sürece onlar sizden asla razı olmazlar. Burada ilahi bir hüküm var. Eğer at gözü ile hadiseyi seyredersek, işin özünü anlayamayız. Senin ondan olman mümkün olmadığına göre, onu da tatmin etmen asla mümkün olamaz. Bu işi kuralı budur. O bakımdan ben siyasilere tavsiye ediyorum. Filancı memnun olsun diye, Türkiye'nin ve Türk milletinin geleceğini ateşe atma hakları asla yoktur. Bunu bilerek, buna göre düzenlemelerde bulunsunlar. Hayır onlara hak ve hürriyetlerini versinler. Bu hakların verilmesine kimse karşı çıkmaz."
Azınlıklar dini özgürlüklerini yaşıyorBağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, azınlıkların Türkiye'de dini özgürlüklerini doya doya yaşadığına işaret ederek, kendi hayatından bir örnek verdi. Prof. Dr. Baş, şunları söyledi: "Ben 1981 yılında İstanbul Sariyer'de kaldım. Orada Kilise Sokak diye bir sokak var, kilise bulunuyor orada, tevafuken onun üst tarafında bir ev tuttum. Orada oturuyorum. Pazar günleri cemaat kilisenin bahçesinde tavaf eder şekilde kilisenin etrafını dönerek ayin yapıyorlardı. O zaman iktidarda ihtilal hükümeti bulunuyordu. Ben de o gün 'Haydar Hoca Allah' dedi diye İstanbul Sarıyer'e sığınmak zorunda kalmıştım. Biz demokrat bir milletiz ve herkese liyakatinden fazla can emniyetini, mal emniyetini, namus emniyetini, din ve vicdan emniyetini yaşatan bir milletiz. Bunu asla kimse inkar edemez. Bu işin hakikati de budur."
Apo adamlarına silah bıraktırmalıDemokratik Toplum Partisi (DTP) milletvekillerinin İmralı'nın talimatıyla Mecliste kalmasını değerlendiren BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, bu konuda şu tespitlerde bulundu: "Apo eğer demokrat olmaya karar verdiyse, o zaman dağdaki militanlarını unutması lazım. 'Ben demokratik yolla Kürt halkına bir takım hak ve hürriyet getireceğim, benim vazifem budur' diyorsa, siyasetteki adamlarına diyecek ki, 'dağdaki eşkıyadan vazgeçin, onlara sırtınızı dönün'. Evvela kendisi onlara sırtını dönecek. Şimdi o hem nalına vuruyor, hem de mıhına. Apo kendisine göre en doğruyu seçti ama bunu devam ettirmesi lazım. Eğer hak ve hukukunu demokratik bir yolla almak istiyor gibi bir zihniyetine sahipse, yapacağı iş dağdakini aşağı indirip adam etmektir."
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, gündemde öne çıkan gelişmelere ilişkin Meltem TV'de yayınlanan Ekovizyon programında önemli açıklamalarda bulundu. Fener Rum Patriği Bartholemeos'un ABD'nin CBC televizyonuna verdiği mülakatta "Türkiye'de çarmıha geriliyoruz" sözlerini değerlendiren Prof. Dr. Baş, "Ülkemizde hangi dinden olursa olsun yaşayan insanlara karşı ayrımcılık yapmamız, hele hele onlara karşı tavır almamız asla ve asla mümkün değildir. Bizim inancımız da müsaade etmez" dedi.
Meselenin farklı boyutları olduğunun altını çizen BTP Genel Başkanı, şunları söyledi: "Bir de işin şurası var. Sen hakkı olmadığı halde, kaybettikleri bütün hakları kalkıp da Avrupa Birliği bunu söyledi diye, ABD bunu talimat olarak bana verdi diye bu insanlara verirsen, elbetteki bu insanları doyurman ve de tatmin etmen asla mümkün olamaz. Hükümet ne yaptı? Bakın Türkiye'de bir çok vakıf bulunmaktadır. Bunlar yasaların hiç birinden istifade edemez. Ancak Türkiye'deki azınlıklar, hükümetin çıkardığı Vakıflar Yasası'nda diyebilirim ki devlet de kurmak dahil, her türlü hakka sahip oldular. Bak Barthelemeos ABD'de ne diyor? Biz çarmıha gerilmiş gibi duruyoruz. Bunun manası aslında nedir? Siz onlardan olmadığınız sürece onlar sizden asla razı olmazlar. Burada ilahi bir hüküm var. Eğer at gözü ile hadiseyi seyredersek, işin özünü anlayamayız. Senin ondan olman mümkün olmadığına göre, onu da tatmin etmen asla mümkün olamaz. Bu işi kuralı budur. O bakımdan ben siyasilere tavsiye ediyorum. Filancı memnun olsun diye, Türkiye'nin ve Türk milletinin geleceğini ateşe atma hakları asla yoktur. Bunu bilerek, buna göre düzenlemelerde bulunsunlar. Hayır onlara hak ve hürriyetlerini versinler. Bu hakların verilmesine kimse karşı çıkmaz."
Azınlıklar dini özgürlüklerini yaşıyorBağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, azınlıkların Türkiye'de dini özgürlüklerini doya doya yaşadığına işaret ederek, kendi hayatından bir örnek verdi. Prof. Dr. Baş, şunları söyledi: "Ben 1981 yılında İstanbul Sariyer'de kaldım. Orada Kilise Sokak diye bir sokak var, kilise bulunuyor orada, tevafuken onun üst tarafında bir ev tuttum. Orada oturuyorum. Pazar günleri cemaat kilisenin bahçesinde tavaf eder şekilde kilisenin etrafını dönerek ayin yapıyorlardı. O zaman iktidarda ihtilal hükümeti bulunuyordu. Ben de o gün 'Haydar Hoca Allah' dedi diye İstanbul Sarıyer'e sığınmak zorunda kalmıştım. Biz demokrat bir milletiz ve herkese liyakatinden fazla can emniyetini, mal emniyetini, namus emniyetini, din ve vicdan emniyetini yaşatan bir milletiz. Bunu asla kimse inkar edemez. Bu işin hakikati de budur."
Apo adamlarına silah bıraktırmalıDemokratik Toplum Partisi (DTP) milletvekillerinin İmralı'nın talimatıyla Mecliste kalmasını değerlendiren BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, bu konuda şu tespitlerde bulundu: "Apo eğer demokrat olmaya karar verdiyse, o zaman dağdaki militanlarını unutması lazım. 'Ben demokratik yolla Kürt halkına bir takım hak ve hürriyet getireceğim, benim vazifem budur' diyorsa, siyasetteki adamlarına diyecek ki, 'dağdaki eşkıyadan vazgeçin, onlara sırtınızı dönün'. Evvela kendisi onlara sırtını dönecek. Şimdi o hem nalına vuruyor, hem de mıhına. Apo kendisine göre en doğruyu seçti ama bunu devam ettirmesi lazım. Eğer hak ve hukukunu demokratik bir yolla almak istiyor gibi bir zihniyetine sahipse, yapacağı iş dağdakini aşağı indirip adam etmektir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.