Batının kafasında hala Türk korkusu var. Hala tıpkı 476 yıl önceki gibi, bir sabah Türk ordusunun Viyana kapılarına dayanacağını zannediyorlar. Muharrem Bayraktar yazıyor...
Muharrem Bayraktar
"Bizi neden AB'ye almak istemiyorlar, neden habire yokuşa sürüyorlar, neden 3 Ekim'de müzakere tarihi vermiş olmalarına rağmen ek şartlar sürerek Türkiye'ye tokat üstüne tokat atıyorlar?" sorularına "bizim" verdiğimiz cevapları bu sütunu takip edenler yıllardan beri okuyorlar.Ama asıl cevap, bizim görüşlerimizi de destekleyen cevap Avrupalı bir parlamenterden geldi. Avusturya'nın Avrupa Parlamentosu'ndaki parlamenterlerinden Johannes Swoboda, Akşam muhabiri Nagehan Alçı'nın sorduğu "ülkenizin Türkiye konusundaki sert ve uzlaşmaz tutumunu nasıl yorumluyorsunuz?" sorusuna şu cevabı veriyor:"Hala Viyana kuşatmasını unutamadık. Tarihle ilgili bir şey. Halk, Türklerin gelmesinden korkuyor. Okullarda hep bunun kötü bir şey olduğu anlatıldı?" (30.09.2005 Akşam).
Herşeyimizi teslim etmemize rağmen korkuyorlarEvet, Avrupa hala şuuraltındaki o bitmek tükenmek bilmez Türk korkusuyla yaşıyor. Hala 476 yıl önce Viyana kapılarına dayanan Türklerin korkusuyla yaşıyorlar. Kopenhag Kriterleri, Helsinki Zirvesi, Laeken Zirvesi, Katılım Ortaklığı Belgesi, zirveler, zırvalar, sözler, anlaşmalar, Gümrük Birliği diye diye, ruhumuzu sata sata ilerlediğimiz bu çıkmaz sokakta, herşeyimizi teslim etmemize rağmen "onlar gibi olmak için" en aşağılık tavizleri vermemize rağmen, Batının kafasında hala Türk korkusu var.Hala tıpkı 476 yıl önceki gibi, bir sabah Türk ordusunun Viyana kapılarına dayanacağını zannediyorlar.Asırlardır, geceler ve günler boyu bu korkuyla yaşıyorlar. Okullarda çocuklarına bu korkuyu aşılıyorlar.
Viyana Kuşatmasını unutamıyorlarBir AB Parlamenterinin samimi itirafıdır.Osmanlı ordusu Viyana kapılarına 2 kez dayanmıştı. İlki 1529'da, 2.'si 1685'de. Birincisinde kış şartları dolayısıyla geri döndük, ikincisinde Kırım Hanının kalleşliği sonucu yenildik."Kuşatmalar" başarısız olmasına rağmen Batı asırlardan beri bu korkuyla yaşıyor.Hala o kuşatmayı unutmadılar.Hala kinini, nefretini taşıyorlar.Ama biz unuttuk.Biz her şeyi unuttuk. Bizim ne toplumsal hafızamız, ne devlet hafızamız, ne de devlet adamı hafızamız var.Doksan yıl önce bütün "akvam-ı beşeri" toplayarak Osmanlı topraklarını işgal eden soysuz Batı'nın mezalimini unuttuk.Maraş'ı işgal eden Fransız'ı, Çanakkale'yi kuşatan, İstanbul'a giren İngilizi Sakarya önlerine gelen Yunan'ı, Gelibolu'daki Anzak'ı, Akdeniz'deki İtalyan'ı unuttuk. Biz işgali unuttuk. Uğradığımız saldırıları, alçak ve vahşi katliamları, tecavüzleri unuttuk. Hem de üzerinden 1 asır bile geçmeden unuttuk.
Kimliğimizden uzaklaştırıyorlarBizi işgal edenlere yaranmak, onların "küresel, modern birliklerine dahil olmak için" her türlü kimliksizliği ve onursuzluğu sergiledik. Ama onlar unutmadılar. 476 yıldan beri Türk'ün Viyana önlerine dayanmasını asla unutmadılar...Avusturya'yı açık olarak karşımıza diken, diğer AB üyelerini "gizli" olarak ürküten işte bu Türk korkusu.Korktukları Türk'ü yenmenin, perişan hale getirmenin yolunu iyi biliyorlar ki kendi inancından, köklerinden, tarihinden, kimliğinden uzaklaştırıp, AB'ye girme uğruna bütün dalları budanmış bir kuru ağaç gibi zavallı hale düşürüp, son darbeyi vurmak istiyorlar.Bu darbeyi vuruncaya kadar Türkten hep korkacaklar.Hep bu darbenin hayaliyle yaşıyorlar.Ama, elbet avuçlarını yalayacaklar.Bütün bu olup bitenler karşısında bu ülkenin Başbakan'ı "müzakere süreci Türkiye'ye çok farklı imkanlar sağlayacaktır" diyerek, 3 Ekim ve 3 Ekim sonrası önümüze konan her şarta evet diyeceğinin sinyalini veriyor.Vah ki ne vah!
Muharrem Bayraktar
"Bizi neden AB'ye almak istemiyorlar, neden habire yokuşa sürüyorlar, neden 3 Ekim'de müzakere tarihi vermiş olmalarına rağmen ek şartlar sürerek Türkiye'ye tokat üstüne tokat atıyorlar?" sorularına "bizim" verdiğimiz cevapları bu sütunu takip edenler yıllardan beri okuyorlar.Ama asıl cevap, bizim görüşlerimizi de destekleyen cevap Avrupalı bir parlamenterden geldi. Avusturya'nın Avrupa Parlamentosu'ndaki parlamenterlerinden Johannes Swoboda, Akşam muhabiri Nagehan Alçı'nın sorduğu "ülkenizin Türkiye konusundaki sert ve uzlaşmaz tutumunu nasıl yorumluyorsunuz?" sorusuna şu cevabı veriyor:"Hala Viyana kuşatmasını unutamadık. Tarihle ilgili bir şey. Halk, Türklerin gelmesinden korkuyor. Okullarda hep bunun kötü bir şey olduğu anlatıldı?" (30.09.2005 Akşam).
Herşeyimizi teslim etmemize rağmen korkuyorlarEvet, Avrupa hala şuuraltındaki o bitmek tükenmek bilmez Türk korkusuyla yaşıyor. Hala 476 yıl önce Viyana kapılarına dayanan Türklerin korkusuyla yaşıyorlar. Kopenhag Kriterleri, Helsinki Zirvesi, Laeken Zirvesi, Katılım Ortaklığı Belgesi, zirveler, zırvalar, sözler, anlaşmalar, Gümrük Birliği diye diye, ruhumuzu sata sata ilerlediğimiz bu çıkmaz sokakta, herşeyimizi teslim etmemize rağmen "onlar gibi olmak için" en aşağılık tavizleri vermemize rağmen, Batının kafasında hala Türk korkusu var.Hala tıpkı 476 yıl önceki gibi, bir sabah Türk ordusunun Viyana kapılarına dayanacağını zannediyorlar.Asırlardır, geceler ve günler boyu bu korkuyla yaşıyorlar. Okullarda çocuklarına bu korkuyu aşılıyorlar.
Viyana Kuşatmasını unutamıyorlarBir AB Parlamenterinin samimi itirafıdır.Osmanlı ordusu Viyana kapılarına 2 kez dayanmıştı. İlki 1529'da, 2.'si 1685'de. Birincisinde kış şartları dolayısıyla geri döndük, ikincisinde Kırım Hanının kalleşliği sonucu yenildik."Kuşatmalar" başarısız olmasına rağmen Batı asırlardan beri bu korkuyla yaşıyor.Hala o kuşatmayı unutmadılar.Hala kinini, nefretini taşıyorlar.Ama biz unuttuk.Biz her şeyi unuttuk. Bizim ne toplumsal hafızamız, ne devlet hafızamız, ne de devlet adamı hafızamız var.Doksan yıl önce bütün "akvam-ı beşeri" toplayarak Osmanlı topraklarını işgal eden soysuz Batı'nın mezalimini unuttuk.Maraş'ı işgal eden Fransız'ı, Çanakkale'yi kuşatan, İstanbul'a giren İngilizi Sakarya önlerine gelen Yunan'ı, Gelibolu'daki Anzak'ı, Akdeniz'deki İtalyan'ı unuttuk. Biz işgali unuttuk. Uğradığımız saldırıları, alçak ve vahşi katliamları, tecavüzleri unuttuk. Hem de üzerinden 1 asır bile geçmeden unuttuk.
Kimliğimizden uzaklaştırıyorlarBizi işgal edenlere yaranmak, onların "küresel, modern birliklerine dahil olmak için" her türlü kimliksizliği ve onursuzluğu sergiledik. Ama onlar unutmadılar. 476 yıldan beri Türk'ün Viyana önlerine dayanmasını asla unutmadılar...Avusturya'yı açık olarak karşımıza diken, diğer AB üyelerini "gizli" olarak ürküten işte bu Türk korkusu.Korktukları Türk'ü yenmenin, perişan hale getirmenin yolunu iyi biliyorlar ki kendi inancından, köklerinden, tarihinden, kimliğinden uzaklaştırıp, AB'ye girme uğruna bütün dalları budanmış bir kuru ağaç gibi zavallı hale düşürüp, son darbeyi vurmak istiyorlar.Bu darbeyi vuruncaya kadar Türkten hep korkacaklar.Hep bu darbenin hayaliyle yaşıyorlar.Ama, elbet avuçlarını yalayacaklar.Bütün bu olup bitenler karşısında bu ülkenin Başbakan'ı "müzakere süreci Türkiye'ye çok farklı imkanlar sağlayacaktır" diyerek, 3 Ekim ve 3 Ekim sonrası önümüze konan her şarta evet diyeceğinin sinyalini veriyor.Vah ki ne vah!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.