Toplumlar olaylara neye göre tepki veriyor veya vermiyor. Tepki ya da tepkisizliğin altında hangi faktörler yer alıyor?
Milli, dini ve ekonomik hassasiyetler bu faktörlerin başını çekiyor. Bu hassasiyetlerin harekete geçmesi ise genellikle siyasiler ve medya sayesinde oluyor.
Siyasiler konjonktüre göre belli konuları ön plana çıkarıp belli konuları da gündemden kaçırır.
Bu işlem sırasında en büyük yardımcıları da genellikle medya olur. Dünya genelinde uygulama kısaca bu şekilde ve adı da bir bakıma toplum mühendisliği.
* * *
Toplum mühendisliğinin en başarılı şekilde yapıldığı ülkelerin başında da ülkemiz geliyor.
Çok kritik gelişmelerin birbirini takip ettiği Türkiyemiz gündem değişimi konusunda dünya lideri. Bakıyorsunuz herkesin kan ter içinde kalarak tartıştığı bir mesele biranda unutuluyor ve yeni bir tartışma başlıyor.
* * *
Bir tartışmanın başlamasını ve bitmesini ise yine siyasilerin ihtiyaçları belirliyor.
Hollanda ile yaşanan kriz buna bir örnek. Hollandalı siyasilerin krizi (iktidarıyla muhalefetiyle) ülkelerinde genel seçimlerden hemen önce çıkarması dikkat çekti. Sandıktan çıkan sonuç Türkiye düşmanlığı yapanların oylarını artırdığını gösteriyor. Aynı şekilde 16 Nisan'da referandum olduğu dikkate alındığında benzer bir çabanın da Ankara'da olduğu görülüyor.
Yani ortada bir kazan kazan durumu var.
* * *
Mesela bu süreçte Avrupa ile yaşanan toplantı krizinden çok ama çok daha önemli gelişmeler yaşandı.
Ancak Hollanda'ya portakal bıçaklayarak, inek zehirleyerek vs. tepki gösteren ahali bu konularda sessiz kaldı.
Neydi o konular isterseniz son 2 hafta içinde yaşanan gelişmeleri şöyle bir hatırlayalım:
1- Yunanistan Kara Kuvvetleri Komutanı İzmir Koyun Adası'na gitti, Yunan bayrağının altında işgalci Yunan askerleri ile birlikte poz verdi. Böylece Ege'de Yunanistan tarafından el konulan ada sayımız 18'e çıktı.
2- ABD ve Rusya Suriye'de terör örgütü PYD/YPG'yi Türkiye'ye karşı koruma altına aldı. Rakka konusunda da terör örgütünü Türkiye'ye tercih ettiler.
3- Peşmerge lideri Barzani kendi TV kanalında hava durumu bültenlerini Türkiye'nin doğu ve güneydoğusunu Kürdistan olarak gösteren haritalarla veriyor. Üstelik Barzani Türkmen kenti Kerkük'te de bayrak dalgalandırmaya başladı.
4- ABD Suriye'nin Halep kentinde yatsı namazı sırasında camiyi vurdu. Yaklaşık 300 kişinin bulunduğu camide 58 kişi şehit oldu.
5- Ezanı yasaklayan İsrail giderek katılaştırdığı Gazze ablukasını ise sürdürüyor. Üstelik bölgeye yeniden bomba yağdırmaya başladı.
6- KKTC ve Türkiye'nin de hak sahibi olduğu Doğu Akdeniz'deki petrol ve doğalgaz yataklarına el koyan İsrail bir dönem Türkiye'nin tepki gösterdiği bu devasa rezervi İsrail Gazı adıyla Avrupa'ya satmaya çalışmalarını hızlandırdı, üstelik de Türkiye üzerinden.
7- KKTC'yi lağverek Kıbrıs Türkünü Rumların Kıbrıs'ında azınlık durumuna düşürecek olan müzakerelerde kritik bir aşamaya gelindi.
* * *
Evet... Bu ve benzeri çok kritik başlıklar Türkiye'nin karşısında. Ama yazımızın başında ifade ettiğimiz toplum mühendislikleri sayesinde bu can sıkıcı konular halk arasında konuşulmuyor çünkü bunlar can sıkıcı konular.
Ülkeyi sistem değişikliğine götürecek referandum öncesinde Türkiye, siyasilerin konuşulmasını istediği ve sandığa oy olarak yansıyacak konuları konuşuyor.
Yazımızı şu şekilde noktalayalım;
Milli ve dini hassasiyetlerin yerini parti hassasiyetleri aldığı zaman her konu bir istismar aracı haline gelir.
Bu durum ülke için iç karartıcı bir tablo olsa gerek!
Saygılar...
Milli, dini ve ekonomik hassasiyetler bu faktörlerin başını çekiyor. Bu hassasiyetlerin harekete geçmesi ise genellikle siyasiler ve medya sayesinde oluyor.
Siyasiler konjonktüre göre belli konuları ön plana çıkarıp belli konuları da gündemden kaçırır.
Bu işlem sırasında en büyük yardımcıları da genellikle medya olur. Dünya genelinde uygulama kısaca bu şekilde ve adı da bir bakıma toplum mühendisliği.
* * *
Toplum mühendisliğinin en başarılı şekilde yapıldığı ülkelerin başında da ülkemiz geliyor.
Çok kritik gelişmelerin birbirini takip ettiği Türkiyemiz gündem değişimi konusunda dünya lideri. Bakıyorsunuz herkesin kan ter içinde kalarak tartıştığı bir mesele biranda unutuluyor ve yeni bir tartışma başlıyor.
* * *
Bir tartışmanın başlamasını ve bitmesini ise yine siyasilerin ihtiyaçları belirliyor.
Hollanda ile yaşanan kriz buna bir örnek. Hollandalı siyasilerin krizi (iktidarıyla muhalefetiyle) ülkelerinde genel seçimlerden hemen önce çıkarması dikkat çekti. Sandıktan çıkan sonuç Türkiye düşmanlığı yapanların oylarını artırdığını gösteriyor. Aynı şekilde 16 Nisan'da referandum olduğu dikkate alındığında benzer bir çabanın da Ankara'da olduğu görülüyor.
Yani ortada bir kazan kazan durumu var.
* * *
Mesela bu süreçte Avrupa ile yaşanan toplantı krizinden çok ama çok daha önemli gelişmeler yaşandı.
Ancak Hollanda'ya portakal bıçaklayarak, inek zehirleyerek vs. tepki gösteren ahali bu konularda sessiz kaldı.
Neydi o konular isterseniz son 2 hafta içinde yaşanan gelişmeleri şöyle bir hatırlayalım:
1- Yunanistan Kara Kuvvetleri Komutanı İzmir Koyun Adası'na gitti, Yunan bayrağının altında işgalci Yunan askerleri ile birlikte poz verdi. Böylece Ege'de Yunanistan tarafından el konulan ada sayımız 18'e çıktı.
2- ABD ve Rusya Suriye'de terör örgütü PYD/YPG'yi Türkiye'ye karşı koruma altına aldı. Rakka konusunda da terör örgütünü Türkiye'ye tercih ettiler.
3- Peşmerge lideri Barzani kendi TV kanalında hava durumu bültenlerini Türkiye'nin doğu ve güneydoğusunu Kürdistan olarak gösteren haritalarla veriyor. Üstelik Barzani Türkmen kenti Kerkük'te de bayrak dalgalandırmaya başladı.
4- ABD Suriye'nin Halep kentinde yatsı namazı sırasında camiyi vurdu. Yaklaşık 300 kişinin bulunduğu camide 58 kişi şehit oldu.
5- Ezanı yasaklayan İsrail giderek katılaştırdığı Gazze ablukasını ise sürdürüyor. Üstelik bölgeye yeniden bomba yağdırmaya başladı.
6- KKTC ve Türkiye'nin de hak sahibi olduğu Doğu Akdeniz'deki petrol ve doğalgaz yataklarına el koyan İsrail bir dönem Türkiye'nin tepki gösterdiği bu devasa rezervi İsrail Gazı adıyla Avrupa'ya satmaya çalışmalarını hızlandırdı, üstelik de Türkiye üzerinden.
7- KKTC'yi lağverek Kıbrıs Türkünü Rumların Kıbrıs'ında azınlık durumuna düşürecek olan müzakerelerde kritik bir aşamaya gelindi.
* * *
Evet... Bu ve benzeri çok kritik başlıklar Türkiye'nin karşısında. Ama yazımızın başında ifade ettiğimiz toplum mühendislikleri sayesinde bu can sıkıcı konular halk arasında konuşulmuyor çünkü bunlar can sıkıcı konular.
Ülkeyi sistem değişikliğine götürecek referandum öncesinde Türkiye, siyasilerin konuşulmasını istediği ve sandığa oy olarak yansıyacak konuları konuşuyor.
Yazımızı şu şekilde noktalayalım;
Milli ve dini hassasiyetlerin yerini parti hassasiyetleri aldığı zaman her konu bir istismar aracı haline gelir.
Bu durum ülke için iç karartıcı bir tablo olsa gerek!
Saygılar...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Teröriste kravat taktırınca! / 01.03.2025
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024