Başbakan Erdoğan Büyük Ortadoğu Projesi'ndeki (BOP) Türkiye rolü için "Türkiye örnek bir ülke olacaktır" diyor. Ah keşke öyle olsa sayın Başbakan, keşke gerçekleri milletten gizlemeseniz, dezenformasyon yapmasınız?
Sizin yapmayacağınız şeyi biz söyleyelim:
"Türkiye BOP'un örneği değil, taşeronu olacak."
BOP'a balıklama atlayan bu hükümet, Irak'ta olup biteni görmüyormuşçasına ABD ile işgal ortaklığını sürdürüyor.
Zaten tezkereli-tezkeresiz, açık-gizli Irak savaşında Washington'u sonuna kadar desteklemişlerdi. İncirlik skandalı hala hafızalarda. Bu üsten 120 bin sorti yapıldı. NATO üsleri, hava sahası Amerikalılara açıldı.
Yani bugün Amerika'nın Irak'ta sergilediği her zulüm karesinde bu hükümetin suç ortaklığı var. Şimdi bu işbirliği bir takım medyatik saptırmalarla yeni mesafeler katediyor.
Filistin zulmü için İsrail'e iki laf ediyor gibi görünüyorlar. Gerçekte yaptıkları şey Filistinlilerin kanından, kirli işler için kamuflaj üretmekten başka bir şey değil.
BOP içindeki heveskarlıklarını da "örnek ülke" olarak gösteriyorlar. Demiyorlar ki ABD'nin eyaleti gibi çalışan Mısır'ın, Ürdün'ün dahi gerisine düştük.
Asıl bomba ise şimdi patlatılıyor.
Bir süredir el altından yürütülen pazarlıklar artık çuvala sığmıyor.
Amerikalılar resmen Türkiye'den üsler istiyorlar. İşin en fantastik tarafı şu: "Washington bu kez tezkere ile filanla uğraşmak istemiyor. Anadolu'ya sınırsız ve süresiz bir şekilde oturmayı arzuluyor."
Aslında ünlü 1 Mart tezkeresinin ret himayesinde de bu nokta vardı. Amerikalılar 100 bin Coni ile Anadolu'ya yerleşmek istiyorlar, fakat en ufak bir şartı da kabul etmiyorlardı.
Şartsız bir yerleşim... Bunun adı herhalde "işgal" olur. Başkada bir şey, başka bir tanım insanın aklına gelmiyor.
İşte Washington'lu ağababaların, Türkiye temsilcilerinden istedikleri şey de bu: "Geleceğiz, kapılarınız sonuna kadar açın."
Başbakanın işte "örnek ülke" dediği şey bu.
Başbakan ve arkadaşları sonuna kadar kollarını açmış durumdalar. Onların böyle bir derdi yok. Eminiz danışmanlar buna da "globalleşme" kararının üzerine kurgulanmış bir izahat, bir gerekçe üretmişlerdir.
Evet Türkiye bir kez daha Amerikan kıskacına sokulmuş durumda. Tezkeresiz işgal kapıda ve bu hükümetin kılı bile kıpırdamıyor.
Yaptıkları şey "hayır olmaz" değil, Washington'un tepkilerini hazmettirmek.
Eyvah ki eyvah diyoruz ve Ebu Garip Cezaevi'nde yaşananları bu millete hatırlatmakla yetiniyoruz.
Tabii sayın hükümetin almak istese çıkaracağı bir ders adresi daha var:
Saddam Hüseyin.
Sizin yapmayacağınız şeyi biz söyleyelim:
"Türkiye BOP'un örneği değil, taşeronu olacak."
BOP'a balıklama atlayan bu hükümet, Irak'ta olup biteni görmüyormuşçasına ABD ile işgal ortaklığını sürdürüyor.
Zaten tezkereli-tezkeresiz, açık-gizli Irak savaşında Washington'u sonuna kadar desteklemişlerdi. İncirlik skandalı hala hafızalarda. Bu üsten 120 bin sorti yapıldı. NATO üsleri, hava sahası Amerikalılara açıldı.
Yani bugün Amerika'nın Irak'ta sergilediği her zulüm karesinde bu hükümetin suç ortaklığı var. Şimdi bu işbirliği bir takım medyatik saptırmalarla yeni mesafeler katediyor.
Filistin zulmü için İsrail'e iki laf ediyor gibi görünüyorlar. Gerçekte yaptıkları şey Filistinlilerin kanından, kirli işler için kamuflaj üretmekten başka bir şey değil.
BOP içindeki heveskarlıklarını da "örnek ülke" olarak gösteriyorlar. Demiyorlar ki ABD'nin eyaleti gibi çalışan Mısır'ın, Ürdün'ün dahi gerisine düştük.
Asıl bomba ise şimdi patlatılıyor.
Bir süredir el altından yürütülen pazarlıklar artık çuvala sığmıyor.
Amerikalılar resmen Türkiye'den üsler istiyorlar. İşin en fantastik tarafı şu: "Washington bu kez tezkere ile filanla uğraşmak istemiyor. Anadolu'ya sınırsız ve süresiz bir şekilde oturmayı arzuluyor."
Aslında ünlü 1 Mart tezkeresinin ret himayesinde de bu nokta vardı. Amerikalılar 100 bin Coni ile Anadolu'ya yerleşmek istiyorlar, fakat en ufak bir şartı da kabul etmiyorlardı.
Şartsız bir yerleşim... Bunun adı herhalde "işgal" olur. Başkada bir şey, başka bir tanım insanın aklına gelmiyor.
İşte Washington'lu ağababaların, Türkiye temsilcilerinden istedikleri şey de bu: "Geleceğiz, kapılarınız sonuna kadar açın."
Başbakanın işte "örnek ülke" dediği şey bu.
Başbakan ve arkadaşları sonuna kadar kollarını açmış durumdalar. Onların böyle bir derdi yok. Eminiz danışmanlar buna da "globalleşme" kararının üzerine kurgulanmış bir izahat, bir gerekçe üretmişlerdir.
Evet Türkiye bir kez daha Amerikan kıskacına sokulmuş durumda. Tezkeresiz işgal kapıda ve bu hükümetin kılı bile kıpırdamıyor.
Yaptıkları şey "hayır olmaz" değil, Washington'un tepkilerini hazmettirmek.
Eyvah ki eyvah diyoruz ve Ebu Garip Cezaevi'nde yaşananları bu millete hatırlatmakla yetiniyoruz.
Tabii sayın hükümetin almak istese çıkaracağı bir ders adresi daha var:
Saddam Hüseyin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021