Meclis'te temsil edilen tek Muhalefet partisi CHP'nin lideri Deniz Baykal İstanbul'da patlatılan bombalarla gündeme gelen "terörün niteliği ve adı" konusunda bakın neler diyor:
"Dikkat edin hükümet terörün adını koyamıyor, sıfatıyla, niteliğiyle uğraşıyor. Adı Hizbullahtır. Bu Hizbullah terörüdür. Hükümet ise adını koyamadı. Uzun bir tedirginlik dönemi hükümet için çok tehlikelidir. Bunu mazur görmek çok tehlikeli, tavırla mazur görülüyor. Adını, terörün niteliğini açıkça ortaya koyamamakla mazur görüyorlar. Adını koyamazlarsa bu mücadelede başarılı olamaz. Niye koyamıyor?"
Baykal, "İslami terör" yakıştırmasına gönülden inandığını ve bunun herkes tarafından kabul edilmesini arzuladığını bu cümlelerle dile getiriyor.
Hep söylenir; "terörün dini, milliyeti, kişiliği olmaz" diye. Doğrudur. Terörün dini, milliyeti, karakteri, şahsiyeti vs. hiçbir şeyi yoktur. Terör terördür, şiddettir, kandır, katliamdır, cinayettir. Aklınıza ne kadar olumsuz ve aşağılayıcı sıfat geliyorsa, terörle beraber anabilirsiniz.
Dini, milliyeti, kişiliği olmayan terörün adı olur mu? Terörün adı üstünde zaten: Terör. Adı üstünde olan teröre bundan gayrı bir isim aramak gayreti, saçmalıktan ve art niyetten öteye geçmez.
Ayrıca Baykal'ın hükümete kabul ettirmeye çalıştığı "İslami terör" vurgusu, hükümet tarafından değişik şekillerde kabul görüyor zaten. Başbakan Erdoğan'ın saldırılar sonrasında kullandığı cümleler ve son olarak BBC'ye verdiği demecinde kullandığı "dini dürtü (veya duygu)" ifadesi düpedüz İslam'ı adres gösteriyor. Kimse kusura bakmasın ama bu ifadeleri başka şekilde yorumlamak mümkün değil. Zorlamaya gerek yok!
Peki, böyle aşağılayıcı, alçak ve kişiliksiz bir eylem türüyle İslam'ı aynı kefeye koyma cür'etini kendinde bulanların amacı ne? Amaç; akıldan aşağı, Don Kişot'un yeldeğirmenleriyle savaşması hükmünde...
Barışın, sevginin, hoşgörünün ve huzurun tek teminatı olan İslam'a olan yönelişin önüne geçebilmek, İslam'ı gözden düşürmek, İslam'a hakaret etmek! Ya da kimilerinin yaptığı gibi İslam'ı anlamamak, İslam'a yeterince güvenmemek.
Bu yazıyla İslam'ı korumak gibi bir niyetim ve haddim olamaz. Çünkü İslam korunmaya dahi muhtaç değil.
"Şüphesiz O yüce Kur'anı biz indirdik, O'nu koruyacak olan da bizleriz" ayet-i kerimesinde herşey açık açık dile getirilmiş. O'nu koruyacak olan belli. Bizim haddimiz ne!
"Dikkat edin hükümet terörün adını koyamıyor, sıfatıyla, niteliğiyle uğraşıyor. Adı Hizbullahtır. Bu Hizbullah terörüdür. Hükümet ise adını koyamadı. Uzun bir tedirginlik dönemi hükümet için çok tehlikelidir. Bunu mazur görmek çok tehlikeli, tavırla mazur görülüyor. Adını, terörün niteliğini açıkça ortaya koyamamakla mazur görüyorlar. Adını koyamazlarsa bu mücadelede başarılı olamaz. Niye koyamıyor?"
Baykal, "İslami terör" yakıştırmasına gönülden inandığını ve bunun herkes tarafından kabul edilmesini arzuladığını bu cümlelerle dile getiriyor.
Hep söylenir; "terörün dini, milliyeti, kişiliği olmaz" diye. Doğrudur. Terörün dini, milliyeti, karakteri, şahsiyeti vs. hiçbir şeyi yoktur. Terör terördür, şiddettir, kandır, katliamdır, cinayettir. Aklınıza ne kadar olumsuz ve aşağılayıcı sıfat geliyorsa, terörle beraber anabilirsiniz.
Dini, milliyeti, kişiliği olmayan terörün adı olur mu? Terörün adı üstünde zaten: Terör. Adı üstünde olan teröre bundan gayrı bir isim aramak gayreti, saçmalıktan ve art niyetten öteye geçmez.
Ayrıca Baykal'ın hükümete kabul ettirmeye çalıştığı "İslami terör" vurgusu, hükümet tarafından değişik şekillerde kabul görüyor zaten. Başbakan Erdoğan'ın saldırılar sonrasında kullandığı cümleler ve son olarak BBC'ye verdiği demecinde kullandığı "dini dürtü (veya duygu)" ifadesi düpedüz İslam'ı adres gösteriyor. Kimse kusura bakmasın ama bu ifadeleri başka şekilde yorumlamak mümkün değil. Zorlamaya gerek yok!
Peki, böyle aşağılayıcı, alçak ve kişiliksiz bir eylem türüyle İslam'ı aynı kefeye koyma cür'etini kendinde bulanların amacı ne? Amaç; akıldan aşağı, Don Kişot'un yeldeğirmenleriyle savaşması hükmünde...
Barışın, sevginin, hoşgörünün ve huzurun tek teminatı olan İslam'a olan yönelişin önüne geçebilmek, İslam'ı gözden düşürmek, İslam'a hakaret etmek! Ya da kimilerinin yaptığı gibi İslam'ı anlamamak, İslam'a yeterince güvenmemek.
Bu yazıyla İslam'ı korumak gibi bir niyetim ve haddim olamaz. Çünkü İslam korunmaya dahi muhtaç değil.
"Şüphesiz O yüce Kur'anı biz indirdik, O'nu koruyacak olan da bizleriz" ayet-i kerimesinde herşey açık açık dile getirilmiş. O'nu koruyacak olan belli. Bizim haddimiz ne!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012