Huneyn bozgununun ibretlerini tahlil ederken, bu savaşın bize âdet-i ilahiye ve adalet-i ilahiyeyi tanıtması bakımından da ne kadar ibret verici olduğunu görüyoruz.
Yine, savaş meydanından dağılıp kaçma esnasında çağrı ile beraber birliğe teşvikin önemini de buradan anlıyoruz. Cihada, birlik ve beraberliğe teşvik esastır. İnsan hataya düşünce onu kendi kendine düzeltmesini beklemek ayrı bir hatadır. Öyleyse, insan hayra teşvik etmeli, Hakk'a hizmet yolunda derlenip toparlanmalıdır. Böyle ibr tavıra,Allah bereket verir ve zafer müyesser olur.Karışıklık esnasında, en zayıf anda, düşman, en markeze, yani lidere hücum eder. Çünkü, dava, liderin şahsında temsil edilir. O susturulursa, davanın müessiriyeti kalmaz. O halde böyle anlarda, liderin korunması çok önemlidir. Nitekim bir avuç samimi mümin, Huneyn'in o tehlikeli anında, Resulallh'ı titizlikle korumuşlardır. Bu noktada, düşmanın içerisine dalmak için hamla yapan Resulullah'ın (sav) katırının dizginlerine yapışarak Resulullah'ı korumaya çalışan Hz. Abbas (ra), bu engin sevgi ve şuurun en güzel örneğini ortaya koymuşlarıdır.Huneyn'de savaştan kaçıp Mekke'ye dönenlerin Müslümanlar üzerinde psikolojik bir yılgınlığa sebep olduğunu görüyoruz. Bu, bize harpte moral ve inisiyatifin ne kadar önemli olduğunu öğretmektedir. Harbe teşvikin önemi kadar, psikolojik yılgınlığın ve güvensizliğin tehlikesi de büyüktür.Huneyn bozgunu esnasında Resulullah'ın duası, büyük anlam taşır. Herşey Allah'a racidir, harbin sebebi de, cereyanı da, sonucu da...O halde, herşeyi kudratinde bulunduran, her an istediğıini yapabilen Hakk'tan istemek lazımdır.İşte Resulü Ekrem (sav), bunu yapmış, dua ve niyazla Allah'a iltica etmiş, müminlerin birliğini ve neticede zaferi talep etmiştir. Nitekim Onun duası müstecap oldu. Birçok semavî müşahedeler zuhur etti, ilahi yardım ulaştı. Neticede zafer müyesser oldu.Öyleyse mümin, zor anlarda hem tedbirini elden bırakmayacak, hem de dua ve niyazla ilahi rahmeti coşturacaktır. Yani, fiili ve kavli dua birleşecek, böylece Allahü Teala'nın rahmeti, merhameti ve yardımı ulaşacaktır.
Yine, savaş meydanından dağılıp kaçma esnasında çağrı ile beraber birliğe teşvikin önemini de buradan anlıyoruz. Cihada, birlik ve beraberliğe teşvik esastır. İnsan hataya düşünce onu kendi kendine düzeltmesini beklemek ayrı bir hatadır. Öyleyse, insan hayra teşvik etmeli, Hakk'a hizmet yolunda derlenip toparlanmalıdır. Böyle ibr tavıra,Allah bereket verir ve zafer müyesser olur.Karışıklık esnasında, en zayıf anda, düşman, en markeze, yani lidere hücum eder. Çünkü, dava, liderin şahsında temsil edilir. O susturulursa, davanın müessiriyeti kalmaz. O halde böyle anlarda, liderin korunması çok önemlidir. Nitekim bir avuç samimi mümin, Huneyn'in o tehlikeli anında, Resulallh'ı titizlikle korumuşlardır. Bu noktada, düşmanın içerisine dalmak için hamla yapan Resulullah'ın (sav) katırının dizginlerine yapışarak Resulullah'ı korumaya çalışan Hz. Abbas (ra), bu engin sevgi ve şuurun en güzel örneğini ortaya koymuşlarıdır.Huneyn'de savaştan kaçıp Mekke'ye dönenlerin Müslümanlar üzerinde psikolojik bir yılgınlığa sebep olduğunu görüyoruz. Bu, bize harpte moral ve inisiyatifin ne kadar önemli olduğunu öğretmektedir. Harbe teşvikin önemi kadar, psikolojik yılgınlığın ve güvensizliğin tehlikesi de büyüktür.Huneyn bozgunu esnasında Resulullah'ın duası, büyük anlam taşır. Herşey Allah'a racidir, harbin sebebi de, cereyanı da, sonucu da...O halde, herşeyi kudratinde bulunduran, her an istediğıini yapabilen Hakk'tan istemek lazımdır.İşte Resulü Ekrem (sav), bunu yapmış, dua ve niyazla Allah'a iltica etmiş, müminlerin birliğini ve neticede zaferi talep etmiştir. Nitekim Onun duası müstecap oldu. Birçok semavî müşahedeler zuhur etti, ilahi yardım ulaştı. Neticede zafer müyesser oldu.Öyleyse mümin, zor anlarda hem tedbirini elden bırakmayacak, hem de dua ve niyazla ilahi rahmeti coşturacaktır. Yani, fiili ve kavli dua birleşecek, böylece Allahü Teala'nın rahmeti, merhameti ve yardımı ulaşacaktır.