Türkiye'nin kırmızı pasaport ve epeyce de para verdiği Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) lideri Celal Talabani'nin nasıl bir fırıldak olduğu konusunda, Milliyet'ten Güneri Civaoğlu dünkü yazısında bayağı döküman sunmuş. Talabani'nin oğlu malum 11 Türk askerinin Amerikan askerleri tarafından 4 Temmuz'da esir alındığı olayı filme alarak nam etmişti. Demek ki baba-oğulun bu işten haberi vardı.
Bu girizgahtan sonra Güneri Civaoğlu'nun yazısını okuyalım:
"Video banttan Talabani ile Abdullah Öcalan'ın Suriye'de yaptıkları bir konuşmayı yansıtıyorum:
- Öcalan: "Banka kurmayı planlıyoruz."
- Talabani: "Bize bağışta bulunacaktınız. Bize yardım (para) toplamak için de bir kampanya başlatın."
- Öcalan: "Kampanya başlayacak. Avrupa'da başlayacak. İnşallah sizin ve bizim bankamız olabilir."
- Talabani: "Yoldaşlara... Cuma (Cemil Bayık) için, diğer yoldaşlar için 8 - 9 cep telefonuna ihtiyacımız var. Çünkü açık telefonlar dinlenebiliyor."
- Öcalan: "Önemli şeyler varsa, biri faksla da gönderebilir."
- Talabani: "Hayır... Sadece ikimizin bilmesi gereken önemli bir şey varsa, Dana (Şam'daki KYP Temsilcisi) ile gönderebilirsin."
Talabani, Öcalan'dan para istiyor... Hatta cep telefonu bile isteyecek kadar küçülüyor.
Oysa o tarihlerde Talabani, Türkiye'den de para sızdırıyordu, kırmızı pasaport alıyordu, PKK ve Abdullah Öcalan'a karşı olduğunu söylüyordu.
İkili oynamanın, sinsiliğin, yalancılığın kanıtı olan bu bandın öyküsü şöyle:
Firardan kalan bant
1996 yazının sonlarında Kuzey Irak'a geçmiştim.
Gazete ve TV için röportajlar yapıyordum.
Önce konutunda Barzani, sonra bürosunda Şeyh Osman ile konuşmuştum.
Akşam Talabani güçlerinin elindeki Erbil'e gidecek ve Talabani ile akşam yemeğinde konuşacaktık. Ancak ansızın bu program bozuldu.
Barzani güçleri Saddam'ın kuvvetlerinden de destek alarak Erbil'e ilerliyordu.
Talabani de tabanları yağlamış, Erbil'den kaçmıştı. İçerlerdeki Kalaçolan'daydı.
Video bantlar ve bazı yazılı belgelerini ise Barzani kaçarken çalışma odasında bırakmıştı. Erbil'i alan Barzani'nin adamları bunları ele geçirmişti.
Ve yazının başında yansıttığım bandı bana Barzani göndertmişti. 1 Kasım 1996'da bazı bölümlerini Milliyet ve Kanal D'de yayımlamıştım.
Tatilde olduğum günlerde, Amerikalılar, Kerkük'te görevli Türk özel timinin başına çuval geçirip bileklerine kelepçe vurduğunda Talabani güya masumca "hiç haberim yok" diye açıklama yapmıştı. Ama sonra, oğlunun olayı baştan sona video banda çektiği ortaya çıktı.
Talabani'nin yalancılığı, kaypaklığı, kalleşliği, Türkiye karşıtı sinsilikleri bu kez de oğlunun çektiği video bantla belgelenmiş oldu.
Talabani, hiç değişmemiş.
Utanarak yazıyorum... Onun yöredeki lakabı "siyasi fahişedir."
Etini satanlar kader...
Ama ya onurunu satanlar?
AB dayatması
Video banttan başka görüntüler ve konuşmalar bugünlere ışık tutuyor.
Örneğin ABD ve AB senaryoları:
- "Talabani: ABD ve İngiltere benden PKK hakkında rapor istediler. Ben de 'gözüm üstüne' (Kürtçede başım üstüne'nin karşılığı) dedim.
Bir diplomat bana senin Clinton'a gönderdiğin mektubun önemli olduğunu söyledi. Çünkü, konunun çözümünde inisiyatif onlara bırakılıyormuş.
Almanlar da barışı destekliyor.
Kışın İngiltere bana geldi. Türkiye'ye karşı PKK'nın barışa hazır olduğunu söyleyebilecekleri delilleri olsun istiyorlar.
Avrupa bu senaryoya önem veriyor. Bir barış planı hazırlıyor.
Türkiye'nin tam üyeliği için Avrupa barış konusunda dayatacak."
Bu girizgahtan sonra Güneri Civaoğlu'nun yazısını okuyalım:
"Video banttan Talabani ile Abdullah Öcalan'ın Suriye'de yaptıkları bir konuşmayı yansıtıyorum:
- Öcalan: "Banka kurmayı planlıyoruz."
- Talabani: "Bize bağışta bulunacaktınız. Bize yardım (para) toplamak için de bir kampanya başlatın."
- Öcalan: "Kampanya başlayacak. Avrupa'da başlayacak. İnşallah sizin ve bizim bankamız olabilir."
- Talabani: "Yoldaşlara... Cuma (Cemil Bayık) için, diğer yoldaşlar için 8 - 9 cep telefonuna ihtiyacımız var. Çünkü açık telefonlar dinlenebiliyor."
- Öcalan: "Önemli şeyler varsa, biri faksla da gönderebilir."
- Talabani: "Hayır... Sadece ikimizin bilmesi gereken önemli bir şey varsa, Dana (Şam'daki KYP Temsilcisi) ile gönderebilirsin."
Talabani, Öcalan'dan para istiyor... Hatta cep telefonu bile isteyecek kadar küçülüyor.
Oysa o tarihlerde Talabani, Türkiye'den de para sızdırıyordu, kırmızı pasaport alıyordu, PKK ve Abdullah Öcalan'a karşı olduğunu söylüyordu.
İkili oynamanın, sinsiliğin, yalancılığın kanıtı olan bu bandın öyküsü şöyle:
Firardan kalan bant
1996 yazının sonlarında Kuzey Irak'a geçmiştim.
Gazete ve TV için röportajlar yapıyordum.
Önce konutunda Barzani, sonra bürosunda Şeyh Osman ile konuşmuştum.
Akşam Talabani güçlerinin elindeki Erbil'e gidecek ve Talabani ile akşam yemeğinde konuşacaktık. Ancak ansızın bu program bozuldu.
Barzani güçleri Saddam'ın kuvvetlerinden de destek alarak Erbil'e ilerliyordu.
Talabani de tabanları yağlamış, Erbil'den kaçmıştı. İçerlerdeki Kalaçolan'daydı.
Video bantlar ve bazı yazılı belgelerini ise Barzani kaçarken çalışma odasında bırakmıştı. Erbil'i alan Barzani'nin adamları bunları ele geçirmişti.
Ve yazının başında yansıttığım bandı bana Barzani göndertmişti. 1 Kasım 1996'da bazı bölümlerini Milliyet ve Kanal D'de yayımlamıştım.
Tatilde olduğum günlerde, Amerikalılar, Kerkük'te görevli Türk özel timinin başına çuval geçirip bileklerine kelepçe vurduğunda Talabani güya masumca "hiç haberim yok" diye açıklama yapmıştı. Ama sonra, oğlunun olayı baştan sona video banda çektiği ortaya çıktı.
Talabani'nin yalancılığı, kaypaklığı, kalleşliği, Türkiye karşıtı sinsilikleri bu kez de oğlunun çektiği video bantla belgelenmiş oldu.
Talabani, hiç değişmemiş.
Utanarak yazıyorum... Onun yöredeki lakabı "siyasi fahişedir."
Etini satanlar kader...
Ama ya onurunu satanlar?
AB dayatması
Video banttan başka görüntüler ve konuşmalar bugünlere ışık tutuyor.
Örneğin ABD ve AB senaryoları:
- "Talabani: ABD ve İngiltere benden PKK hakkında rapor istediler. Ben de 'gözüm üstüne' (Kürtçede başım üstüne'nin karşılığı) dedim.
Bir diplomat bana senin Clinton'a gönderdiğin mektubun önemli olduğunu söyledi. Çünkü, konunun çözümünde inisiyatif onlara bırakılıyormuş.
Almanlar da barışı destekliyor.
Kışın İngiltere bana geldi. Türkiye'ye karşı PKK'nın barışa hazır olduğunu söyleyebilecekleri delilleri olsun istiyorlar.
Avrupa bu senaryoya önem veriyor. Bir barış planı hazırlıyor.
Türkiye'nin tam üyeliği için Avrupa barış konusunda dayatacak."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.