Dünyaca ünlü bir markanın ürettiği çantaların taklidini satmaktan dolayı 2006 yılında Antalya 3'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Antalyalı M.K., 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) uyarınca 'marka hakkına tecavüz' suçundan 19 ay hapis cezasına çarptırıldı
Taklit markalı yaklaşık 500 çantaya ise el konuldu. M.K.'nın avukatı Cengizhan Gököz, temyiz için Yargıtay'a başvurdu.
Yargıtay: Eylem suç kapsamında değil
Dosyayı görüşen Yargıtay 7'nci Ceza Dairesi, sanığa yöneltilen eylemin suç olmadığına karar verdi. İsnat edilen suçla ilgili eylemin 1 Eylül 2009 tarihinden itibaren suç olmaktan çıktığına dikkat çekilen Yargıtay kararında, "5252 sayılı (TCK'nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun) kanunun birinci maddesi ile TCK'nın 2'nci maddesi ve 1 Eylül 2009 tarihinde yürürlüğe giren 5'nci maddesi birlikte değerlendirildiğinde; 556 sayılı KHK'nın suç tanımlayan hükümlerinin tümüyle zımmi olarak ilga edildiğinin (örtülü olarak yürürlükten kaldırıldığının) kabulü gerekmektedir. Bu hukuki değerlendirmeye göre atılı eylem 556 sayılı KHK hükümleri kapsamında suç oluşturmayacaktır" denildi. Aynı tarih itibariyle bu tür eylemler nedeniyle el konulan eşyaların da suç konusu olmaktan çıktığı belirtilerek, "Söz konusu eşyaların bulundurulmasını bizatihi suç sayan herhangi bir yasa hükmü de bulunmamaktadır" ifadesine yer verildi. Kararda, KHK hükmüyle getirilen düzenlemenin Türk Ceza Kanunu'nun 2'nci maddesinde yer alan 'Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz' hükmü kapsamında değerlendirildiğinde kanunilik ilkesine uygun bulunmadığı kaydedildi. Anayasa Mahkemesi'nin KHK hükmüyle suç ve ceza getirilemeyeceğine yönelik hükmünü de hatırlatan Yargıtay 7'nci Ceza Dairesi, ortada bir suç olmadığına karar verdi. Yerel mahkemenin sanığa verdiği 19 aylık hapis cezasını bozan Yargıtay 7'nci Ceza Dairesi, ayrıca ortada suç oluşturan bir fiil olmadığı gerekçesiyle sanığın beraat etmesi ve el konulan eşyanın da iade edilmesi gerektiğini belirtti.
Haksız kazanç cezasız kalabilecek
Yargıtay'ın verdiği kararı değerlendiren avukat Cengizhan Gököz, "5252 sayılı kanunun geçici maddesinde, özel ceza kanunlarındaki suçların en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanacağı belirtilmiş, yasada öngörülen süre dolmasına rağmen yasa koyucu tarafından uzatılmamıştır. Bu şu anlama gelmektedir; Bazı özel kanunların ceza içeren hükümleri 31 Aralık 2008 tarihine kadar Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenmediği için 1 Eylül 2009 tarihinden itibaren bu tür eylemler suç olarak kabul edilmemektedir" diye konuştu. 7'nci Ceza Dairesi'nin kararı, yerel mahkemede görüşülecek. Yerel mahkemenin kendi verdiği kararda direnmesi durumunda dosya, Yargıtay Genel Kurulu'nda görüşülecek.
Taklit markalı yaklaşık 500 çantaya ise el konuldu. M.K.'nın avukatı Cengizhan Gököz, temyiz için Yargıtay'a başvurdu.
Yargıtay: Eylem suç kapsamında değil
Dosyayı görüşen Yargıtay 7'nci Ceza Dairesi, sanığa yöneltilen eylemin suç olmadığına karar verdi. İsnat edilen suçla ilgili eylemin 1 Eylül 2009 tarihinden itibaren suç olmaktan çıktığına dikkat çekilen Yargıtay kararında, "5252 sayılı (TCK'nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun) kanunun birinci maddesi ile TCK'nın 2'nci maddesi ve 1 Eylül 2009 tarihinde yürürlüğe giren 5'nci maddesi birlikte değerlendirildiğinde; 556 sayılı KHK'nın suç tanımlayan hükümlerinin tümüyle zımmi olarak ilga edildiğinin (örtülü olarak yürürlükten kaldırıldığının) kabulü gerekmektedir. Bu hukuki değerlendirmeye göre atılı eylem 556 sayılı KHK hükümleri kapsamında suç oluşturmayacaktır" denildi. Aynı tarih itibariyle bu tür eylemler nedeniyle el konulan eşyaların da suç konusu olmaktan çıktığı belirtilerek, "Söz konusu eşyaların bulundurulmasını bizatihi suç sayan herhangi bir yasa hükmü de bulunmamaktadır" ifadesine yer verildi. Kararda, KHK hükmüyle getirilen düzenlemenin Türk Ceza Kanunu'nun 2'nci maddesinde yer alan 'Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz' hükmü kapsamında değerlendirildiğinde kanunilik ilkesine uygun bulunmadığı kaydedildi. Anayasa Mahkemesi'nin KHK hükmüyle suç ve ceza getirilemeyeceğine yönelik hükmünü de hatırlatan Yargıtay 7'nci Ceza Dairesi, ortada bir suç olmadığına karar verdi. Yerel mahkemenin sanığa verdiği 19 aylık hapis cezasını bozan Yargıtay 7'nci Ceza Dairesi, ayrıca ortada suç oluşturan bir fiil olmadığı gerekçesiyle sanığın beraat etmesi ve el konulan eşyanın da iade edilmesi gerektiğini belirtti.
Haksız kazanç cezasız kalabilecek
Yargıtay'ın verdiği kararı değerlendiren avukat Cengizhan Gököz, "5252 sayılı kanunun geçici maddesinde, özel ceza kanunlarındaki suçların en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanacağı belirtilmiş, yasada öngörülen süre dolmasına rağmen yasa koyucu tarafından uzatılmamıştır. Bu şu anlama gelmektedir; Bazı özel kanunların ceza içeren hükümleri 31 Aralık 2008 tarihine kadar Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenmediği için 1 Eylül 2009 tarihinden itibaren bu tür eylemler suç olarak kabul edilmemektedir" diye konuştu. 7'nci Ceza Dairesi'nin kararı, yerel mahkemede görüşülecek. Yerel mahkemenin kendi verdiği kararda direnmesi durumunda dosya, Yargıtay Genel Kurulu'nda görüşülecek.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.