Ortada çok çok önemli bir iddia var.Fetullah Gülen son sohbetinde diyor ki; "Harun olarak yola çıkıp daha sonra Karunlaşanlar var, hizmet iddiasıyla yola çıkıp daha sonra ihaleden ihaleye koşanlar ve yükünü tutanlar var ve devamla diyor ki, böyleleri için, size lanet olsun, çoluk çocuğunuzla beraber yerin dibine batın diyesim geliyor."Kendi etrafındaki "altın nesil" halkasından olsun, iktidar partisi çevresinden olsun bu tanıma girenler, bu tarife tıpa tıp uyanlar hemen göz ucuyla yanındakini işaret ediyorlar, "Hocaefendinin kastettiği ben değilim falancadır" demek istiyorlar.Bir sohbette cennet ve envai çeşit nimetleri anlatılıyorsa dinleyen herkes kendisini orada hisseder, o makama kendisini aday görür, yok eğer cehennem ve şiddetli azapları anlatılıyorsa, dinleyen herkes komşusuna, arkadaşına orada bir yer ayırır.Şimdi Harun olarak yola çıkıp geçen on bir yıl içinde Karunlaşanlar kimler acaba?İhaleden ihaleye koşup heybesini dolduranlar, yetimden-yoksuldan bihaber yaşayanlar kimler?İfadeden anlıyoruz ki; AKP iktidarı ile birlikte bir Karunlaşma söz konusu, dolayısıyla sorular üst üste geliyor.Harun olarak yola çıktığı halde bazı insanları, "beraber yürüdükleri bu yolda" Karunlaştıran bu iktidarın başından beri yedek lastiği, bastonu, destekçisi, şakşakçısı kimlerdi?Bu durum son aylarda birden bire ortaya çıkmadığına göre, evveliyatı olduğuna göre "Karunlaşma eğilimi" başlar başlamaz Gülen neden uyarmadı?Geçen yıllar içinde "Karunlaşma" eğilimi yoğun olarak yaşandığı halde, Harun olarak yola çıkıp özünü muhafaza edenlerle yoldan çıkanlar, servete tamah edenler iyice ortaya çıksın diye mi beklendi?Yaklaşık yarım asırdan beri "altın nesil" diye yetiştirilen ve daha sonra da malum siyasi oluşumda onlara eklemlenen İmam-Hatip neslinin dirhem ve dinar karşısında nasıl tuz-buz oldukları ortada.Harun olarak yola çıkıp Karunlaşanlar?İhaleden ihaleye koşanlar?Bu hamur daha çok su götürür.Bu millet ve bu devlet bunca yolsuzluklara daha ne kadar ve nasıl dayanır?Yoksulun birinin bir çuval buğdayı var, su değirmeninde öğütmek için sıra bekliyor, derken sıra ona geliyor buğdayı un olmaya başlıyor.Değirmenciden bir teklif; senin unundan bir miktar ekmek yapalım, olsun yapalım.Değirmencinin planı, unun tamamını hamur yapmak, biraz un, biraz su?Sulu oldu un getir, kuru oldu su getir diye diye, yoksul adamın ununu bitiriyor.Şimdi Türkiye'de koalisyon ortakları parti ve cemaat on bir yıldır bu oyunun oynuyorlar; burada siz bizi görmeyin, şurada biz sizi görmeyelim.İyi güzel de bu yoksul milletin ununu bitirdiniz.Unutmadan gençler için hatırlatalım; Harun, Musa peygamberin kardeşi ve Allah'ın elçilerinden, Karun ise yine Musa aleyhisselam devrinde yaşamış, serveti ile şımarmış ve sonunda sarayı ile birlikte yerin dibine batmış bir adam."Karun, Musa'nın kavminden idi de, onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarlarını güçlü kuvvetli bir topluluk zor taşırdı. Kavmi ona şöyle demişti: Şımarma! Bil ki Allah şımarıkları sevmez.""Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma. Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez.""Karun ise: O (servet) bana ancak kendimdeki bilgi sayesinde verildi, demişti. Bilmiyor muydu ki Allah, kendinden önceki nesillerden, ondan daha güçlü, ondan daha çok taraftarı olan kimseleri helâk etmişti. Günahkârlardan günahları sorulmaz (Allah onların hepsini bilir).""Derken, Karun, ihtişamı içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını arzulayanlar: Keşke Karun'a verilenin benzeri bizim de olsaydı; doğrusu o çok şanslı! dediler.""Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise şöyle dediler: Yazıklar olsun size! İman edip iyi işler yapanlara göre Allah'ın mükâfatı daha üstündür. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir.""Nihayet biz, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'a karşı kendisine yardım edecek avanesi olmadığı gibi, o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi." (Kasas:76-81)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025