Suikast davasında inkâr fırtınası
FETÖ darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik suikast girişimi sanıklarından eski SAT komandosu Ali Sarıbey, kendisinin 'ölüm makinesi' olarak yetiştirildiğini, darbe girişiminin amatörce yapılmış bir görev olduğunu hissettiğini söyledi.
22.02.2017 00:00:00
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davanın Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Salonu'nda yapılan duruşmanın üçüncü gününde mahkeme heyeti, SAT (Sualtı Taarruz) ekibinden Ali Sarıbey'i dinledi.
Telefonunda FETÖ üyelerinin gizli haberleşme uygulaması 'ByLock' olduğu iddiasını reddeden Sarıbey, "Son dakika golü niteliğinde olan ByLock iddiasını kabul etmiyorum. Ben ByLock diye bir uygulamayı ilk defa cezaevinde yatarken Ağustos ayında gazetelerden öğrendim. Nasıl bir uygulama olduğunu koğuştaki arkadaşlarımla da tartıştık ancak bu uygulamayı hiç kimse bilmiyordu" iddiasında bulundu.
Telefonunun ya helikopterde ya da brifing odasında kalmış olabileceğini ifade eden Sarıbey, telefonunun bulunarak incelenmesini talep etti. Söz konusu programın ne olduğunu ve nasıl kullanıldığını bilmediğini ileri süren Sarıbey, "FETÖ ile hiçbir şekilde irtibatım yok ama nasıl oluyorsa iddianamede FETÖ'nün en sadık insanları olarak görülüyoruz. Benim MAK ve özel kuvvet ekibiyle de hiçbir irtibatım olmadı. Hiçbirini daha önce görmedim" diyerek suçlamaları kabul etmedi.
'Ben ölüm makinesi olarak yetiştirildim'
Ölüm makinesi olarak yetiştirildiğini söyleyen Sarıbey, 15 Temmuz mesai bitiminden sonra ise sanık Haldun Gülmez'in kendisini arayarak bir görev çıktığını ve beraber göreve gideceklerini söylediğini ifade ederek, "Bir terör operasyonuna katılacağım için mutluluk duyarım dedim. Eşime de hakkını helal etmesini, göreve gittiğimi söyledim. Yolda Gülmez'e 'Görev nedir' diye sordum. O da gizli bir operasyon olduğunu söyledi. Bu göreve koşa koşa, sevinerek gittim. Görevden amirimin bilgisi yoktu. Zaten iletişime geçmem de mümkün değildi. Bizde böyle bir iletişim de kurulmaz" dedi.
Çiğli'de aldığı silahı denemek için 3 defa ateş ettiğini belirten Sarıbey, "Bu arada bu görevin planlanmış bir görev olmadığını, amatörce yapılmış bir görev olduğunu hissettim çünkü adeta tüm birimler birbirine girmişti. Sanık Seymen'e nereye gideceğimizi sordum. Bir şey söylemedi ancak daha önce de tatil ve görev için gittiğim bir yer olan Marmaris olduğunu havada disko ışıklarını görünce anladım. Çok amatörce yapılan böyle bir operasyonda Cumhurbaşkanı'nın alınacağı hiç aklıma gelmedi. Ben vali, kaymakam veya emniyet müdürünü almaya gideceğimizi düşündüm" diye konuştu.
Sarıbey, polis memurlarının cüzdanlarından çıkan paraları da görmediği iddiasında bulundu.
Telefonunda FETÖ üyelerinin gizli haberleşme uygulaması 'ByLock' olduğu iddiasını reddeden Sarıbey, "Son dakika golü niteliğinde olan ByLock iddiasını kabul etmiyorum. Ben ByLock diye bir uygulamayı ilk defa cezaevinde yatarken Ağustos ayında gazetelerden öğrendim. Nasıl bir uygulama olduğunu koğuştaki arkadaşlarımla da tartıştık ancak bu uygulamayı hiç kimse bilmiyordu" iddiasında bulundu.
Telefonunun ya helikopterde ya da brifing odasında kalmış olabileceğini ifade eden Sarıbey, telefonunun bulunarak incelenmesini talep etti. Söz konusu programın ne olduğunu ve nasıl kullanıldığını bilmediğini ileri süren Sarıbey, "FETÖ ile hiçbir şekilde irtibatım yok ama nasıl oluyorsa iddianamede FETÖ'nün en sadık insanları olarak görülüyoruz. Benim MAK ve özel kuvvet ekibiyle de hiçbir irtibatım olmadı. Hiçbirini daha önce görmedim" diyerek suçlamaları kabul etmedi.
'Ben ölüm makinesi olarak yetiştirildim'
Ölüm makinesi olarak yetiştirildiğini söyleyen Sarıbey, 15 Temmuz mesai bitiminden sonra ise sanık Haldun Gülmez'in kendisini arayarak bir görev çıktığını ve beraber göreve gideceklerini söylediğini ifade ederek, "Bir terör operasyonuna katılacağım için mutluluk duyarım dedim. Eşime de hakkını helal etmesini, göreve gittiğimi söyledim. Yolda Gülmez'e 'Görev nedir' diye sordum. O da gizli bir operasyon olduğunu söyledi. Bu göreve koşa koşa, sevinerek gittim. Görevden amirimin bilgisi yoktu. Zaten iletişime geçmem de mümkün değildi. Bizde böyle bir iletişim de kurulmaz" dedi.
Çiğli'de aldığı silahı denemek için 3 defa ateş ettiğini belirten Sarıbey, "Bu arada bu görevin planlanmış bir görev olmadığını, amatörce yapılmış bir görev olduğunu hissettim çünkü adeta tüm birimler birbirine girmişti. Sanık Seymen'e nereye gideceğimizi sordum. Bir şey söylemedi ancak daha önce de tatil ve görev için gittiğim bir yer olan Marmaris olduğunu havada disko ışıklarını görünce anladım. Çok amatörce yapılan böyle bir operasyonda Cumhurbaşkanı'nın alınacağı hiç aklıma gelmedi. Ben vali, kaymakam veya emniyet müdürünü almaya gideceğimizi düşündüm" diye konuştu.
Sarıbey, polis memurlarının cüzdanlarından çıkan paraları da görmediği iddiasında bulundu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.