Bayram boyunca millet olarak, medyanın tutulduğu kuş gribi salgını ile boğuştuk. Memleketimizde yaşanan tek tük kuş gribi vakalarını abarta-kanırta yansıtan medya yüzünden ekranlardan handiyse hepimizin kuş gribine yakalandığımız evhamına kapılanlar oldu. Yaz boyunca tatilin keyfini çıkaran hükümet ne hikmetse son dakikaya kadar olayları gizleyerek görmezden geldi. Bayram öncesi ve sonrası meydanı medyaya bıraktı. Medya sayesinde ne zaman ki kuş gribi büyükbaş hayvanlara ve kurbanlara sirayet etti ondan sonra hükümet kuş gribi ile değil "tavuklarla" mücadele başlattı. Ve yine ne hikmetse hükümet köy yumurtası ve kümes hayvanları ile mücadele başlatana kadar Batılı medya Türk medyasının da el tutması ile "Türkiye'de Afrika manzaraları", "ilkellik", "hükümet gerekli tedbir almadı" manşetleri ile verdi. Ne zaman ki hükümetin bakanları "köy tavukçuluğu bitecek, kümeste kanatlı yetiştirilmeyecek, 20 milyon tavuk itlaf edilecek" dedi tüm yurttan ve dünyadan kuş gribi sesleri ters döndü. BM, AB yetkilileri "aferin Türkiye, aferin hükümete" naraları atmaya başladı. Bu arada olanlar olmuş, 4 milyar dolarlık tavuk sektörü can çekişmeye başlamıştı. Bir çok yerli kanatlı hayvan ve yumurta üreticisi yüzde ellilere varan fiyat düşüşü ile takla atmıştı. Medyanın çıkardığı gürültü sayesinde sektörün çığlıkları Ankara duvarına çarpıp yok olmuştu. Hükümetin tavukçuluk sektörüne mesajı "ölme eşeğim ölme yaz gelecek, grip geçecek" olmuştu. Geriye İMF politikaları ile tarım ve hayvancılığı bitirilen nüfusun % 34'ünü oluşturan köylünün kümesteki birkaç tavuk ve yumurtasının da itlaf edilerek ölüme terk edilmesi kalmıştı. Tarım ve Sağlık Bakanlığı, "ah şu tavuklar olmasa memleketi ne güzel idare ederdik" nutukları çekerken, bu arada millet tavuk gibi sindirilirken, meşhur bir tilkiyi de hükümet kümesten, pardon cezaevinden kaçırmıştı. Konumuza dönecek olursak; kuş gribi salgını abartılarak tavukçuluk sektörü yabancı kartellere, köylü de açlığa teslim edilmişti. Hükümet yetkilileri, kuş gribi salgınının Türkiye'ye yönelik biyolojik bir savaş olduğu yönündeki komplolardan da ne hikmetse rahatsızdı. Bu alınganlığın sebebini de ayrıca irdelemekte sizce fayda yok mu?
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014