Elini vicdanına koyabilen sıradan bir insanın bile kabullenmeyeceği stratejik hatalar zinciri birbirini kovalamaktadır. Neresinden bakarsanız bakın ülkemize hiçbir faydası olmayan siyasi ve askeri hamleler yapılmaktadır. Yapılan bu hata ya da ihanet diye tabir edebileceğimiz yanlışların yenilerinden sonuncusu, İsrail ile yapılan anlaşma olmuştur.
Yapılan bu beş maddelik anlaşma, neresinden bakarsanız bakın fiyaskodur. BOP'un baş aktörü İsrail, Türkiye'yi dostları ile düşman ettikten sonra çaresiz bırakarak kendisi ile anlaşma yapmaya zorlamıştır. Kendini Müslüman diye pazarlayan ve Müslüman sanan zavallı güruh, halkı aldatmaya devam etmektedir.
Çok yakın zamana kadar Gazze'ye gideceğini deklare eden Sayın Cumhurbaşkanı sözünü yerine getirememiştir. ABD Dışişleri Bakanı, Erdoğan'ın Gazze'ye gitmesinin uygun olmayacağını belirtmesi ile bu ziyaret rafa kaldırılmıştır. İsrail'in Filistin'i bombardımana tuttuğu zamanlarda adeta kahramanlık naraları atan AKP cenahı, sözlerinin tam aksine icraatler yapmıştır.
İsrail'in Mavi Marmara baskını ile katlettiği Müslümanların kanı daha yerdeyken, İsrail ile anlaşma yapmak ne kadar onurlu bir davranıştır? Aslında ben bu soruyu AKP yöneticilerinden ziyade, AKP'nin parasız avukatlığını yapan AKP sever cübbe-şalvar takımına sormak istiyorum. Elbette buna da bir mazeretleri olacaktır ancak, konuştukça batan bu zihniyet, uzak kalınması gereken bir topluluktur.
Artık olaylara bu çerçeveden bakılması gerekmektedir. Düşünün; ortada hiçbir sebep yokken "kardeşim" tabirleri ile onore edilen Suriye'yi kan gölüne çeviren teröristlerin yanında yer almak, uygun bir davranış mıdır? Meşru bir hükümeti terörist ilan etmek, haçlıların yanında yer alıp ABD, İsrail ve batı ile Ortadoğu'da aynı siyaseti sergilemek haçlısever olmak değil de nedir? Cenab-ı Hak Kuran-ı Kerim'de, "Kim hıristiyan ve yahudileri dost edinirse o da onlardandır." (Maide, 51) ilahi ikazını görmezden gelmişlerdir. Elbette her seçim sathında açık çek olarak AKP siyasetinin arkasında olan AKP severler de bu topluluklarla birlikte olacaktır.
En kısa zamanda tevbe edip hakka hakikate dönmeleri tavsiyemizdir. Aksi takdirde kaybettikleri sadece dünya olmayacak ukbada da bedbaht olacaklardır. Aslında her platformda hakkı, hakikati anlatan Ehl-i Beyt sevdalısı Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosunu dinleyerek Ehl-i Beyt gemisine binmek mümkündür. Can tendeyken hakka-hakikate dönmek, İslam'ın tek merkezi olan Ehl-i Beyt anlayışında bir ve beraber olmak tek kurtuluşumuzdur.
Yapılan bu beş maddelik anlaşma, neresinden bakarsanız bakın fiyaskodur. BOP'un baş aktörü İsrail, Türkiye'yi dostları ile düşman ettikten sonra çaresiz bırakarak kendisi ile anlaşma yapmaya zorlamıştır. Kendini Müslüman diye pazarlayan ve Müslüman sanan zavallı güruh, halkı aldatmaya devam etmektedir.
Çok yakın zamana kadar Gazze'ye gideceğini deklare eden Sayın Cumhurbaşkanı sözünü yerine getirememiştir. ABD Dışişleri Bakanı, Erdoğan'ın Gazze'ye gitmesinin uygun olmayacağını belirtmesi ile bu ziyaret rafa kaldırılmıştır. İsrail'in Filistin'i bombardımana tuttuğu zamanlarda adeta kahramanlık naraları atan AKP cenahı, sözlerinin tam aksine icraatler yapmıştır.
İsrail'in Mavi Marmara baskını ile katlettiği Müslümanların kanı daha yerdeyken, İsrail ile anlaşma yapmak ne kadar onurlu bir davranıştır? Aslında ben bu soruyu AKP yöneticilerinden ziyade, AKP'nin parasız avukatlığını yapan AKP sever cübbe-şalvar takımına sormak istiyorum. Elbette buna da bir mazeretleri olacaktır ancak, konuştukça batan bu zihniyet, uzak kalınması gereken bir topluluktur.
Artık olaylara bu çerçeveden bakılması gerekmektedir. Düşünün; ortada hiçbir sebep yokken "kardeşim" tabirleri ile onore edilen Suriye'yi kan gölüne çeviren teröristlerin yanında yer almak, uygun bir davranış mıdır? Meşru bir hükümeti terörist ilan etmek, haçlıların yanında yer alıp ABD, İsrail ve batı ile Ortadoğu'da aynı siyaseti sergilemek haçlısever olmak değil de nedir? Cenab-ı Hak Kuran-ı Kerim'de, "Kim hıristiyan ve yahudileri dost edinirse o da onlardandır." (Maide, 51) ilahi ikazını görmezden gelmişlerdir. Elbette her seçim sathında açık çek olarak AKP siyasetinin arkasında olan AKP severler de bu topluluklarla birlikte olacaktır.
En kısa zamanda tevbe edip hakka hakikate dönmeleri tavsiyemizdir. Aksi takdirde kaybettikleri sadece dünya olmayacak ukbada da bedbaht olacaklardır. Aslında her platformda hakkı, hakikati anlatan Ehl-i Beyt sevdalısı Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosunu dinleyerek Ehl-i Beyt gemisine binmek mümkündür. Can tendeyken hakka-hakikate dönmek, İslam'ın tek merkezi olan Ehl-i Beyt anlayışında bir ve beraber olmak tek kurtuluşumuzdur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
H. İbrahim TALAY / diğer yazıları
- Kısır politika ve milli siyaset / 31.05.2020
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018