Türkiye'den CHP adına katılımın olduğu, aralarında Almanya, İspanya, İsveç, Senegal, Filistin, Irak ve İran'ın da yeraldığı 25 ülkenin sosyalist partilerinin gerçekleştirdiği Sosyalist Enternasyonal'in İstanbul ayağı bugün sona eriyor.
Üç gün süren ve "Barış, Demokrasi ve İnsan hakları için Sosyalist Enternasyonel Komite" olarak takdim edilen toplantıda CHP'den Deniz Baykal da bir konuşma yaptı.
Komite Başkanı Pierro Fassino ve Baykal'ın ortak vurgusunda kuşkusuz Irak'taki durum ve şuan Irak'ta yaşananlar vardı.
Sosyalistler, Irak'ta durumun her geçen gün daha da içinden çıkılmaz bir hal aldığını, çatışma ortamının şiddetlendiğini ve uluslararası meşruiyeti tartışılmakta olan bir gücün etnik unsurları dikkate almaması sonucu bölgede parçalanmaların yaşanacağı endişelerini dile getirdiler.
İfadelerden en önemlisi ise; NATO'nun Irak'a sokulmaması gerektiği idi.
İstanbul'da yapılacak zirvede NATO'ya yeni bir yol kazılmaya çalışılacak. Zirve öncesi Sosyalistler tarafından tertiplenen toplantı ne derece anlamlı ise; Sosyalistler'in bu zamana kadar nerede ve nasıl durdukları, Irak ve Afganistan'da yaşanan vahşet karşısında ne yaptıkları sorusu da sorulmaya değer.
NATO'ya "Irak'a girme" diyen Sosyalist gruplar, Irak işgali öncesi ve sonrası kamuoylarını harekete tam olarak geçirebildiler mi?
CHP olarak CHP'liler Irak ve Afganistan'daki Amerikan vahşetine karşı etkili bir söylev geliştirebildiler mi? Ve bunda ne derece başarılı oldular?
Avrupa'dan Asya'ya farklı coğrafyadan müdahil sosyalist parti grupları işgal senaryosuna bilerek ya da bilmeyerek önayak olmadılar mı?
Dolaylı da olsa Sosyalistler işgal sürecinde katkıda bulundular.
Amerika'nın yanında işgal sürecine önayak olana İngiltere, İspanya ve İtalya gibi ülkelerdeki Sosyalistler, Bush'un politikalarına dur diyebildiler mi? Tersine, çoğu sosyalist kökenli ülke lideri buna destek çıktılar.
Sosyalistler kendi kamuoylarını Amerika aleyhine harekete geçirebildiler mi?
Ne yazık ki; havadan tavsiyeler ve boş vaadlerden öte birşey yapılmadı.
İsrail ordusu yıllardan beri Filistin'e karşı vahşet politikasını izlerken nasıl bölge Araplar'ı İsrail'in karşısında saf tutamıyorlar etkin bir varlık gösteremiyorlar. Neticede, Sosyalis Enternasyonal ve Arap Birliği gibi kurumlar marjinal oluşum olarak kalıyorlar.
Emperyalizme, sömürüye, insan hak ve harriyetlerine vurgu yaparak sempati toplayan Sosyalist oluşumların yeni ve farklı olduğu kadar etkin bir politika uyarlamaları kaçınılmaz.
NATO zirvesi öncesi tamamlanacak Sosyalist Enternasyonel'in NATO'çağrısı elbette önemli.
Düne kadar Varşova Paktı'nı savunan Sosyalist zihniyetin ülke içi ve ülke dışında gelişmesi için marjinal söylemlerini daha rasyonel zemine oturtması gerekiyor. Bunun en kestirme yolu ise mazlumların yanında samimi şekilde yeralmak.
Sosyalistler ABD karşısında Iraklılar'ı ve Afganlar'ı düşünürken; Rusya karşısında Çeçenler'e de sahip çıktıkları ölçüde prim elde edecekler.
NATO zirvesi Sosyalist anlayışın da turnusolu olacak dersek fazla mı abartmış oluruz?
Üç gün süren ve "Barış, Demokrasi ve İnsan hakları için Sosyalist Enternasyonel Komite" olarak takdim edilen toplantıda CHP'den Deniz Baykal da bir konuşma yaptı.
Komite Başkanı Pierro Fassino ve Baykal'ın ortak vurgusunda kuşkusuz Irak'taki durum ve şuan Irak'ta yaşananlar vardı.
Sosyalistler, Irak'ta durumun her geçen gün daha da içinden çıkılmaz bir hal aldığını, çatışma ortamının şiddetlendiğini ve uluslararası meşruiyeti tartışılmakta olan bir gücün etnik unsurları dikkate almaması sonucu bölgede parçalanmaların yaşanacağı endişelerini dile getirdiler.
İfadelerden en önemlisi ise; NATO'nun Irak'a sokulmaması gerektiği idi.
İstanbul'da yapılacak zirvede NATO'ya yeni bir yol kazılmaya çalışılacak. Zirve öncesi Sosyalistler tarafından tertiplenen toplantı ne derece anlamlı ise; Sosyalistler'in bu zamana kadar nerede ve nasıl durdukları, Irak ve Afganistan'da yaşanan vahşet karşısında ne yaptıkları sorusu da sorulmaya değer.
NATO'ya "Irak'a girme" diyen Sosyalist gruplar, Irak işgali öncesi ve sonrası kamuoylarını harekete tam olarak geçirebildiler mi?
CHP olarak CHP'liler Irak ve Afganistan'daki Amerikan vahşetine karşı etkili bir söylev geliştirebildiler mi? Ve bunda ne derece başarılı oldular?
Avrupa'dan Asya'ya farklı coğrafyadan müdahil sosyalist parti grupları işgal senaryosuna bilerek ya da bilmeyerek önayak olmadılar mı?
Dolaylı da olsa Sosyalistler işgal sürecinde katkıda bulundular.
Amerika'nın yanında işgal sürecine önayak olana İngiltere, İspanya ve İtalya gibi ülkelerdeki Sosyalistler, Bush'un politikalarına dur diyebildiler mi? Tersine, çoğu sosyalist kökenli ülke lideri buna destek çıktılar.
Sosyalistler kendi kamuoylarını Amerika aleyhine harekete geçirebildiler mi?
Ne yazık ki; havadan tavsiyeler ve boş vaadlerden öte birşey yapılmadı.
İsrail ordusu yıllardan beri Filistin'e karşı vahşet politikasını izlerken nasıl bölge Araplar'ı İsrail'in karşısında saf tutamıyorlar etkin bir varlık gösteremiyorlar. Neticede, Sosyalis Enternasyonal ve Arap Birliği gibi kurumlar marjinal oluşum olarak kalıyorlar.
Emperyalizme, sömürüye, insan hak ve harriyetlerine vurgu yaparak sempati toplayan Sosyalist oluşumların yeni ve farklı olduğu kadar etkin bir politika uyarlamaları kaçınılmaz.
NATO zirvesi öncesi tamamlanacak Sosyalist Enternasyonel'in NATO'çağrısı elbette önemli.
Düne kadar Varşova Paktı'nı savunan Sosyalist zihniyetin ülke içi ve ülke dışında gelişmesi için marjinal söylemlerini daha rasyonel zemine oturtması gerekiyor. Bunun en kestirme yolu ise mazlumların yanında samimi şekilde yeralmak.
Sosyalistler ABD karşısında Iraklılar'ı ve Afganlar'ı düşünürken; Rusya karşısında Çeçenler'e de sahip çıktıkları ölçüde prim elde edecekler.
NATO zirvesi Sosyalist anlayışın da turnusolu olacak dersek fazla mı abartmış oluruz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005