Borcu borçla çevirme politikaları sebebiyle sosyal güvenlik giderek büyüyen ciddi bir sorun olarak gözükmeye devam ediyor. Bu yılın ilk ayında sosyal güvenlik açığı geçen yıla oranla yüzde 21.2 artarak 14 milyar YTL'ye yükseldi.
Senyoraj gelirini ve kendi öz kaynaklarını gereği gibi kullanmayan Türkiye'de, yapılan bütün harcamalar bir şekilde vatandaşa fatura ediliyor. Hizmetler kısılıyor, vergiler artırılıyor, primler artırılıyor... Vatandaş daha fazla bedel ödüyor, ama daha az hizmet görüyor. Borcu borçla çevirme mantığıyla oluşan faiz yükü ise faturayı sürekli kabartıyor, neticede daha az hizmet, daha fazla yüke rağmen sosyal güvenlik açığı da sürekli artıyor.Sosyal güvenlik sisteminin açığı Ocak-Haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21.2 artışla 14 milyar YTL'ye yükseldi. Altı ayda 30 milyar 781 milyon YTL'lik gelir elde eden Sosyal Güvenlik Kurumu'nun gideri ise 44 milyar 778 milyon YTL'ye ulaştı.SGK'nın verilerine göre, Kurum'un altı aylık dönemde elde ettiği gelirin en önemli kalemi 24 milyar 165 milyon YTL ile prim tahsilatından oluştu. Prim gelirlerinin, 16 milyar 339 milyon YTL'si hizmet akdi ile çalışanlardan, 3 milyar 109 milyon YTL'si bağımsız çalışanlardan, 4 milyar 717 milyon YTL'si ise kamu çalışanlarından toplandı.
Açık yüzde 21.2 arttıKurumun altı aylık gideri ise 44 milyar 778 milyon YTL'ye yükseldi. Giderlerin, 28 milyar 42 milyon YTL'lik kısmını emekli aylığı ödemeleri, 12 milyar 555 milyon YTL'lik kısmını ise sağlık giderleri oluşturdu. Bu gelişmeler sonucunda sosyal güvenlik sisteminin açığı bu yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21.2'lik artışla 13 milyar 997 milyon YTL'ye ulaştı. Geçen yılın aynı döneminde sistem 11 milyar 542 milyon YTL açık vermişti. Anılan dönemde bütçeden 13 milyar 433 milyon YTL'si açık için, 2 milyar 904 milyon YTL faturalı ödemeler, 1 milyar 259 milyon YTL'si de ek ödeme için olmak üzere toplam 17 milyar 596 milyon YTL transfer yapıldı.
7.7 milyon kişi emekli aylığı alıyorHaziran sonu itibariyle 16 milyon 176 bin 907 kişinin aktif sigortalı, 7 milyon 790 bin 233 kişinin de emekli olduğu belirlendi. Çalışanların emeklileri karşılama oranı ise 2.08 olarak gerçekleşti. 1 milyon 22 bin 243 kişi yaşlılık, malullük, sakatlık maaşı, 50 bin 584 kişinin de gazi aylığı aldığı belirlendi.
Sosyal güvenlik bir yük değil, hizmettirKapitalist ekonomilerde bir yük olarak görülen sosyal güvenlik harcamaları gerçekte bir yük değil, devletin vatandaşına sunduğu bir güvence ve hizmettir. Bu anlayış BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nde açıkça ve delilleriyle ifade edilmektedir. Model'de yaşlıların tüketici olarak ekonomiye kazandırılması gerektiği vurgulanmaktadır. Yani Kapitalizmin bir yük olarak gördüğü yaşlılılar Milli Ekonomi Modeli'nde ekonomiye katkı sağlamaktadır. Tüketiciler ihtiyaçlarını sağlıklı bir şekilde karşılayabilecek bir gelir düzeyine çıkarılmalı, oluşan geniş pazar imkanıyla üreticilere mal üretme ve satma imkanı sağlanmalıdır. Bunun neticesinde devlet hem üreticiden daha fazla vergi toplayabilecektir, hem de artan üretim neticesinde daha fazla senyoraj geliri elde edebilecektir. Yapılan 4 uluslararası kongrede Milli Ekonomi Modeli'nin bu bakışı yerli ve yabancı bilim adamları tarafından takdir edilmiştir. Uzmanlar, Model'in ülkemizde uygulanması durumunda sosyal güvenliğin artık bir yük olarak çıkacağını ifade etmektedirler.
Senyoraj gelirini ve kendi öz kaynaklarını gereği gibi kullanmayan Türkiye'de, yapılan bütün harcamalar bir şekilde vatandaşa fatura ediliyor. Hizmetler kısılıyor, vergiler artırılıyor, primler artırılıyor... Vatandaş daha fazla bedel ödüyor, ama daha az hizmet görüyor. Borcu borçla çevirme mantığıyla oluşan faiz yükü ise faturayı sürekli kabartıyor, neticede daha az hizmet, daha fazla yüke rağmen sosyal güvenlik açığı da sürekli artıyor.Sosyal güvenlik sisteminin açığı Ocak-Haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21.2 artışla 14 milyar YTL'ye yükseldi. Altı ayda 30 milyar 781 milyon YTL'lik gelir elde eden Sosyal Güvenlik Kurumu'nun gideri ise 44 milyar 778 milyon YTL'ye ulaştı.SGK'nın verilerine göre, Kurum'un altı aylık dönemde elde ettiği gelirin en önemli kalemi 24 milyar 165 milyon YTL ile prim tahsilatından oluştu. Prim gelirlerinin, 16 milyar 339 milyon YTL'si hizmet akdi ile çalışanlardan, 3 milyar 109 milyon YTL'si bağımsız çalışanlardan, 4 milyar 717 milyon YTL'si ise kamu çalışanlarından toplandı.
Açık yüzde 21.2 arttıKurumun altı aylık gideri ise 44 milyar 778 milyon YTL'ye yükseldi. Giderlerin, 28 milyar 42 milyon YTL'lik kısmını emekli aylığı ödemeleri, 12 milyar 555 milyon YTL'lik kısmını ise sağlık giderleri oluşturdu. Bu gelişmeler sonucunda sosyal güvenlik sisteminin açığı bu yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21.2'lik artışla 13 milyar 997 milyon YTL'ye ulaştı. Geçen yılın aynı döneminde sistem 11 milyar 542 milyon YTL açık vermişti. Anılan dönemde bütçeden 13 milyar 433 milyon YTL'si açık için, 2 milyar 904 milyon YTL faturalı ödemeler, 1 milyar 259 milyon YTL'si de ek ödeme için olmak üzere toplam 17 milyar 596 milyon YTL transfer yapıldı.
7.7 milyon kişi emekli aylığı alıyorHaziran sonu itibariyle 16 milyon 176 bin 907 kişinin aktif sigortalı, 7 milyon 790 bin 233 kişinin de emekli olduğu belirlendi. Çalışanların emeklileri karşılama oranı ise 2.08 olarak gerçekleşti. 1 milyon 22 bin 243 kişi yaşlılık, malullük, sakatlık maaşı, 50 bin 584 kişinin de gazi aylığı aldığı belirlendi.
Sosyal güvenlik bir yük değil, hizmettirKapitalist ekonomilerde bir yük olarak görülen sosyal güvenlik harcamaları gerçekte bir yük değil, devletin vatandaşına sunduğu bir güvence ve hizmettir. Bu anlayış BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nde açıkça ve delilleriyle ifade edilmektedir. Model'de yaşlıların tüketici olarak ekonomiye kazandırılması gerektiği vurgulanmaktadır. Yani Kapitalizmin bir yük olarak gördüğü yaşlılılar Milli Ekonomi Modeli'nde ekonomiye katkı sağlamaktadır. Tüketiciler ihtiyaçlarını sağlıklı bir şekilde karşılayabilecek bir gelir düzeyine çıkarılmalı, oluşan geniş pazar imkanıyla üreticilere mal üretme ve satma imkanı sağlanmalıdır. Bunun neticesinde devlet hem üreticiden daha fazla vergi toplayabilecektir, hem de artan üretim neticesinde daha fazla senyoraj geliri elde edebilecektir. Yapılan 4 uluslararası kongrede Milli Ekonomi Modeli'nin bu bakışı yerli ve yabancı bilim adamları tarafından takdir edilmiştir. Uzmanlar, Model'in ülkemizde uygulanması durumunda sosyal güvenliğin artık bir yük olarak çıkacağını ifade etmektedirler.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.