Vakit gecenin bir vakti, belki uyku saati ama binbir çeşit soru uçuşuyorsa etrafında uyumak ne mümkün?
İşte dünya gezegeni kendi etrafındaki dönüşünü bir kez daha tamamladı, bizim de içinde olduğumuz yüzünü bir kez daha güneşe doğru döndü, şafak sökmek üzere.
Yeni bir gün daha başlamak üzere iken, soruların da hem sayısı hem de uçuş hızı artıyor.
Acaba bu gün dünyanın hangi yüzünde savunmasız masum ve çaresiz ve ne kadar insan katledilecek?
Acaba İslam aleminin hangi diyarında kaç bomba patlayacak ve kaç masum kadın, çoluk-çocuk hayattan koparılacak?
Acaba bu gün akşama kadar küresel tefeciler İslam coğrafyasının hangi tarafında yeni talanlara başlayacaklar ve o muhtaç insanlara ait olan kaynakları nasıl yürütecekler?
Yeni bir gün daha başlarken, doymak bilmeyen, açgözlü, hırs ve ihtiras sahibi eşkıyaların maymun iştahları uğruna nerde ve ne kadar yuvalar batacak, ocaklar sönecek ve dünya yine seyirci mi kalacak?
Başlamak üzere olan yeni günün sonunda dünya Müslümanları olarak bu günü en az zararla, en az ölümle ve katliamla nasıl bitiririz?
Her sabah gün doğar, şafak söker ama nice yıllardan beridir ki İslam coğrafyasına hakiki anlamda bir türlü güneş çalmaz, ışık vurmaz, bu durum ne zaman değişecek?
Alemlerin Rabbine kulluk iddiasındaki Müslümanlar, bu iddiaları ile içinde bulundukları korkunç durum arasındaki tezat üzerinde ne zaman düşünmeye başlayacaklar ve ne zaman hallerini düşüncelerini, söylem ve eylemlerini ıslah yoluna gidecekler?
Alemlere rahmet olarak dönderilmiş olan son elçi, son peygamberin ümmeti olma iddiasındaki iki milyarlık kitle, bu rahmetten paylarına düşeni neden alamadıkları hakkında ne zaman muhasebe yapacaklar ve yanlışlarının farkına varacaklar?
Evet, güneş doğmak üzere, kuşlar zikre başladılar, kainat dile geldi ama Müslümanlar asırlardan beri uyudukları gibi yine en önemli vakitlerde uyumaktalar.
Bu perişan halimiz ne zaman ve nasıl değişecek?
Uykuları kaçıran bu tür sorular ne zaman ki tek tek her Müslümanın başına üşüşür, etrafında uçuşmaya başlarsa çere ve çözümler de ardından gelecektir inşaallah.
İşte dünya gezegeni kendi etrafındaki dönüşünü bir kez daha tamamladı, bizim de içinde olduğumuz yüzünü bir kez daha güneşe doğru döndü, şafak sökmek üzere.
Yeni bir gün daha başlamak üzere iken, soruların da hem sayısı hem de uçuş hızı artıyor.
Acaba bu gün dünyanın hangi yüzünde savunmasız masum ve çaresiz ve ne kadar insan katledilecek?
Acaba İslam aleminin hangi diyarında kaç bomba patlayacak ve kaç masum kadın, çoluk-çocuk hayattan koparılacak?
Acaba bu gün akşama kadar küresel tefeciler İslam coğrafyasının hangi tarafında yeni talanlara başlayacaklar ve o muhtaç insanlara ait olan kaynakları nasıl yürütecekler?
Yeni bir gün daha başlarken, doymak bilmeyen, açgözlü, hırs ve ihtiras sahibi eşkıyaların maymun iştahları uğruna nerde ve ne kadar yuvalar batacak, ocaklar sönecek ve dünya yine seyirci mi kalacak?
Başlamak üzere olan yeni günün sonunda dünya Müslümanları olarak bu günü en az zararla, en az ölümle ve katliamla nasıl bitiririz?
Her sabah gün doğar, şafak söker ama nice yıllardan beridir ki İslam coğrafyasına hakiki anlamda bir türlü güneş çalmaz, ışık vurmaz, bu durum ne zaman değişecek?
Alemlerin Rabbine kulluk iddiasındaki Müslümanlar, bu iddiaları ile içinde bulundukları korkunç durum arasındaki tezat üzerinde ne zaman düşünmeye başlayacaklar ve ne zaman hallerini düşüncelerini, söylem ve eylemlerini ıslah yoluna gidecekler?
Alemlere rahmet olarak dönderilmiş olan son elçi, son peygamberin ümmeti olma iddiasındaki iki milyarlık kitle, bu rahmetten paylarına düşeni neden alamadıkları hakkında ne zaman muhasebe yapacaklar ve yanlışlarının farkına varacaklar?
Evet, güneş doğmak üzere, kuşlar zikre başladılar, kainat dile geldi ama Müslümanlar asırlardan beri uyudukları gibi yine en önemli vakitlerde uyumaktalar.
Bu perişan halimiz ne zaman ve nasıl değişecek?
Uykuları kaçıran bu tür sorular ne zaman ki tek tek her Müslümanın başına üşüşür, etrafında uçuşmaya başlarsa çere ve çözümler de ardından gelecektir inşaallah.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yılından ne anladık ki gününden ne anlayalım? / 24.11.2024
- Duyurun her yana bu feryadımı / 23.11.2024
- Enflasyona ezdirilmeyenlerden misiniz? / 22.11.2024
- Kâr muhafızlarının iktidarı / 21.11.2024
- Kimsesizler çığ gibi… / 20.11.2024
- Söyleyecek sözü mü kaldı? / 19.11.2024
- 21. asrın ilk çeyreğini böyle bitiriyoruz / 16.11.2024
- Riyad’da sergilenen riyakârlık / 15.11.2024
- Utanmayı unutmuş bir İslam dünyası / 13.11.2024
- Özlüyoruz / 12.11.2024
- Duyurun her yana bu feryadımı / 23.11.2024
- Enflasyona ezdirilmeyenlerden misiniz? / 22.11.2024
- Kâr muhafızlarının iktidarı / 21.11.2024
- Kimsesizler çığ gibi… / 20.11.2024
- Söyleyecek sözü mü kaldı? / 19.11.2024
- 21. asrın ilk çeyreğini böyle bitiriyoruz / 16.11.2024
- Riyad’da sergilenen riyakârlık / 15.11.2024
- Utanmayı unutmuş bir İslam dünyası / 13.11.2024
- Özlüyoruz / 12.11.2024