Kubbealtı Neşriyatı, büyük edebiyat tarihçisi Nihad Sâmi Banarlı'nın makalelerinden oluşan kitaplarını yayınlamaya devam ediyor. Daha önce yayınlanan "Tarih ve Tasavvuf Sohbetleri"nin ikinci baskısı yapıldı. Banarlı'nın lise ders kitaplarının yanısıra çok kıymetli olan "Resimli Türk Edebiyatı Tarihi" de bulunuyor. Ancak yazarın edebiyatın dışındaki konular hakkında da çok önemli fikirleri ve değerlendirmeleri var. Türk insanının kültür birikimi, inanç, duygu, düşünce, hayal ve idealleri kısacası medeniyetimiz bu eserlerde dile geliyor. Esere 20 sayfalık çok kıymetli bir takdim yazan Prof. Dr. Birol Emil, hocası Nihad Sâmi Banarlı'nın ruh ve gönül portresini şu satırlarla dile getiriyor: "Nihad Sâmi Banarlı o yarı sanatkâr ruhlu büyük hoca, ilim adamı, yazardır ki, eserlerini okuyanlar 'Fikrin tahassüsü' ve 'hissin tefekkürü' nedir, bunu öğrenirler. Kendilerini fikrin, hissin, hayalin ve hatıranın zenginleştirdiği bambaşka bir 'hâlet' içinde mes'ut, doymuş, feyizlenmiş, derinleşmiş hissederler. Milli tarihini, kültürünü, dilini, edebiyatını bilerek sevmenin, kuru ilimle değil, aşkla, hazla, güzelliklerle sevdirmenin ne olduğunu anlarlar. Bir hoca, bir ilim adamı, bir yazar bunları öğretebiliyorsa bu onun erişebileceği en büyük mazhariyettir. Nihad Sâmi Banarlı dil ve edebiyatına bir ömür verdiği Türk milletinin vicdanında bu mazhariyetin de fevkine çıkmıştır."
Tarihin sayfalarında yolculuk
"Ertuğrul'un Hâtıra Defteri" ile başlayan kitapta büyük fethin rüyaları, Türk zaferleri, Osmanlı mefkûresi, Çanakkale şehitleri, Girit macerası, Tuna hasreti anlatılırken, Sultan Murat, Fatih Sultan Mehmed, Yunus Emre, Ebâ Eyyüb, Mevlana gibi gönül coğrafyamızda ve ruh iklimimizde büyük yerleri olan şahsiyetler üzerinde de geniş bir şekilde durulmaktadır. Teferrümüzün, tasavvufumuzun ve sanatlarımızın ince bir tahlilini yapan Banarlı'nın "Dinle Ney'den" yazısında "ney"in milli hafızamızdaki yerini mimari ile mukayese eder:
Dinle neyden hikayemizi
"Bizim mimarimizdeki dehamız nasıl tabiata kendisinden bir parça ilave edercesine ulvi kubbeler, minareler, Türk kemerleri, revaklar, saçaklar, çadır çizgileri ve Türk süslemeleri katmaksa mûsîkideki dehamız da insan heyecanını Allah heyecanı seviyesine çıkaran ney ve benzeri sazların havasında yetişen Itrî'lerin, Dede'lerin eserlerindedir. Bu sazlarla terennüm edilen bestelerde birer minare yücelişi ve birer Süleymâniye kubbesi ferahlığı bulunması bundandır."Nihad Sâmi Banarlı, "Tarih ve Tasavvuf Sohbetleri"nde gerçekte birer gazete veya dergi makalesi olan ancak işlediği mevzular itibariyle çok geniş bir alana yayılan yazılarında, tasavvuf terbiyemiz ve tarih şuurumuzla alakalı mühim tespitlerde bulunuyor. Türkçe konusundaki hassasiyeti bilinen yazarın bu eserinde nefis bir dil ve ahenkli bir üslûp göze çarpıyor. Nihad Sâmi Banarlı'nın bu 274 sayfalık kitabında fikri meseleler hususundaki vukufiyeti kadar, hissi dünyamızdaki hassasiyeti ve dil üzerine olan hâkimiyeti de dikkat çekiyor.
Nihad Sami Banarlı kimdir?
Türk edebiyatında bir edebiyat tarihçisi, bir münekkit, bir fikir adamı olarak yerini alan Nihad Sami Banarlı, gençliğe milli şuuru aşılayan, kitapları, dersleri, konferansları ile yol gösterici olan bir rehber, bir hocaydı. Banarlı, aslen Trabzon'un köklü bir ailesi olan Alemdarzâdeler'in torunlarındandır. 1907 yılında İstanbul'da doğdu. İlk dedesi bu şehrin fethinde bulunan Fatih'in alemdarlarındandı. Dedesi Hilmi Efendi, önemli memurluklarda bulunmuş bir devlet adamı, aynı zamanda devrinin tanınmış şairlerindendi. Babası İlyas Sâmi Bey, hamiyetli bir mülkiye âmiri ve bir vatan şairidir. Annesi Trabzon'un köklü ailelerinden olan Hafize Nadire Hanım'dı. Banarlı soyadı anne ve babasının kabirlerinin bulunduğu Banarlı kasabasından alınmıştır. Nihad Sami, İstanbul'da Fatih semtinde doğmuş, çocukluğunu ve gençliğini bu muhitte geçirmiştir. Fatih Sultan Vakıf Mektebi'nde, Gelenbevi ve Mercan rüştiyelerinde ve Vefa Sultanisi'nde okumuş, İstiklâl Lisesi'nden de mezun olmuştur. 1926-1927 ders yılı Edebiyat Fakültesi'ne ve Yüksek Öğretmen Okulu'na (Yüksek Muallim Mektebi) girmiş, 1929'da Dârülfunun (ünivertise)u bitirmiştir. 1929 yılı sonunda Edirne Kız ve Erkek Muallim mekteplerinde de edebiyat öğretmenliği yapmıştır. Bir çok lise ve yüksekokulda öğretmenlik yapan Banarlı, 1958-1962 yılları arasında Yüksek İslam Enstitüsü'nde İslami Türk Edebiyatı Tarihi hocalığı yapmıştır. 1 Haziran 1969'da kendi isteğiyle emekliye ayrılan Nihad Sami, bu tarihten sonra kendisini tamamen kitap çalışmalarına vermiştir.
Tarihin sayfalarında yolculuk
"Ertuğrul'un Hâtıra Defteri" ile başlayan kitapta büyük fethin rüyaları, Türk zaferleri, Osmanlı mefkûresi, Çanakkale şehitleri, Girit macerası, Tuna hasreti anlatılırken, Sultan Murat, Fatih Sultan Mehmed, Yunus Emre, Ebâ Eyyüb, Mevlana gibi gönül coğrafyamızda ve ruh iklimimizde büyük yerleri olan şahsiyetler üzerinde de geniş bir şekilde durulmaktadır. Teferrümüzün, tasavvufumuzun ve sanatlarımızın ince bir tahlilini yapan Banarlı'nın "Dinle Ney'den" yazısında "ney"in milli hafızamızdaki yerini mimari ile mukayese eder:
Dinle neyden hikayemizi
"Bizim mimarimizdeki dehamız nasıl tabiata kendisinden bir parça ilave edercesine ulvi kubbeler, minareler, Türk kemerleri, revaklar, saçaklar, çadır çizgileri ve Türk süslemeleri katmaksa mûsîkideki dehamız da insan heyecanını Allah heyecanı seviyesine çıkaran ney ve benzeri sazların havasında yetişen Itrî'lerin, Dede'lerin eserlerindedir. Bu sazlarla terennüm edilen bestelerde birer minare yücelişi ve birer Süleymâniye kubbesi ferahlığı bulunması bundandır."Nihad Sâmi Banarlı, "Tarih ve Tasavvuf Sohbetleri"nde gerçekte birer gazete veya dergi makalesi olan ancak işlediği mevzular itibariyle çok geniş bir alana yayılan yazılarında, tasavvuf terbiyemiz ve tarih şuurumuzla alakalı mühim tespitlerde bulunuyor. Türkçe konusundaki hassasiyeti bilinen yazarın bu eserinde nefis bir dil ve ahenkli bir üslûp göze çarpıyor. Nihad Sâmi Banarlı'nın bu 274 sayfalık kitabında fikri meseleler hususundaki vukufiyeti kadar, hissi dünyamızdaki hassasiyeti ve dil üzerine olan hâkimiyeti de dikkat çekiyor.
Nihad Sami Banarlı kimdir?
Türk edebiyatında bir edebiyat tarihçisi, bir münekkit, bir fikir adamı olarak yerini alan Nihad Sami Banarlı, gençliğe milli şuuru aşılayan, kitapları, dersleri, konferansları ile yol gösterici olan bir rehber, bir hocaydı. Banarlı, aslen Trabzon'un köklü bir ailesi olan Alemdarzâdeler'in torunlarındandır. 1907 yılında İstanbul'da doğdu. İlk dedesi bu şehrin fethinde bulunan Fatih'in alemdarlarındandı. Dedesi Hilmi Efendi, önemli memurluklarda bulunmuş bir devlet adamı, aynı zamanda devrinin tanınmış şairlerindendi. Babası İlyas Sâmi Bey, hamiyetli bir mülkiye âmiri ve bir vatan şairidir. Annesi Trabzon'un köklü ailelerinden olan Hafize Nadire Hanım'dı. Banarlı soyadı anne ve babasının kabirlerinin bulunduğu Banarlı kasabasından alınmıştır. Nihad Sami, İstanbul'da Fatih semtinde doğmuş, çocukluğunu ve gençliğini bu muhitte geçirmiştir. Fatih Sultan Vakıf Mektebi'nde, Gelenbevi ve Mercan rüştiyelerinde ve Vefa Sultanisi'nde okumuş, İstiklâl Lisesi'nden de mezun olmuştur. 1926-1927 ders yılı Edebiyat Fakültesi'ne ve Yüksek Öğretmen Okulu'na (Yüksek Muallim Mektebi) girmiş, 1929'da Dârülfunun (ünivertise)u bitirmiştir. 1929 yılı sonunda Edirne Kız ve Erkek Muallim mekteplerinde de edebiyat öğretmenliği yapmıştır. Bir çok lise ve yüksekokulda öğretmenlik yapan Banarlı, 1958-1962 yılları arasında Yüksek İslam Enstitüsü'nde İslami Türk Edebiyatı Tarihi hocalığı yapmıştır. 1 Haziran 1969'da kendi isteğiyle emekliye ayrılan Nihad Sami, bu tarihten sonra kendisini tamamen kitap çalışmalarına vermiştir.