Siz söyleyin; bizim bu dünyada ne işimiz var?

Aylık yayımlanan Yeniden Kuvva-yı Milliye Dergisi, son sayısında M. Halil Uzun imzasıyla Batı vahşetinin karnesini okurlarına sundu. Dergiyi mutlaka temin edip okuyun. Belki bulamamış olan olur diye ben yardımcı olayım size. Son sayıda ele alına Batının vahşet karnesi bildiğiniz yıl sonu karnesi falan değil. Bu karne Batı dünyasının elli-altmış senelik insanlık anlayışı karnesidir. Batının insanlığa reva gördüğü vahşetin dokümanını okuyunca, yıllardır bize soykırım yalanını/iftirasını atanların soyunu ve sopunu da görmüş olacaksınız. Peki elli-altmış seneden daha öncesi farklı mı? Asla. Aynı vahşeti orada da görmeniz mümkün. Mesela haçlı savaşları. İnsan leşini sürükleyecek kadar kanın aktığı Kudüs vahşeti yine Batı dünyasının eseri.Son yıllarda Batı, eskinin aksine, az zahmetle çok daha fazla insan öldürmeyi başardı(!) Aslında kendi aralarındaki caka satmanın ölçüsü de bu. Ben bir düğmeye basınca şu kadar adam öldürürüm, hayır asıl ben öldürürüm bir düğmeye basınca.Değil sadece insanlara, hayvanlara bile en iyi ortamı yaşatmayı dinin bir vecibesi kabul eden bu millet, nasıl olur da geçmişi bu kadar vahşet, kan, kin ve mazlum âhı ile dolu bir anlayışın yaması yapılmaya çalışılıyor?İşin can alıcı noktası bu.Geçmişi şan ve şerefle dolu bir insan bu vahşeti yapanların torunları karşısında nasıl olur da bir suçlu insan duruşu sergiler?Bundan daha büyük bir zillet olur mu? Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifadesiyle bu millet nereye gittiyse, hiçbir ayırım yapmadan, bütün insanlara, can, mal, hane ve namus emniyetini, din ve vicdan hürriyetini doya doya yaşatmış bir millettir. Bu tarihi hakikati haykırmak niye ırkçılık olsun?Yani biz, başkası rahatsız olur diye babamızla övünemeyecek miyiz?Hele de o başkasının babası, atası yüz kızartıcı nice eylemlerin mimarı iken. O atasını bize kahraman olarak kabul ettirir, biz ise atamızdan utanırız.Hale bak.Bakın bakalım bunca vahşeti yapanlara biz benziyor muyuz?Onlardan biri olabilir miyiz?İçlerinde bize yer olur mu?20. yüzyıldaki etnik ve kültürel soykırımlar1- Jozef Stalin (Rusya, 1934-39) 13,000,000 mülteci-100 binlerce ölü.2- Adolf Hitler (Almanya, 1939-1945) 12,000,000 mülteci / kamplarda 2 milyon ölü-kayıp.3- Mao Tze Dong (Çin, 1966-69) 11,000,000 kişiye kültürel asimilasyon / toplama kamplarında sayısı belli olmayan ölü ve kayıplar.4- İspanyol ve Portekizli kaşifler (1492-1800) 7,972,000 ölü / kayıp.5- Hideki Tojo (Japonya, 1941-44) 5 milyon ölü / kayıp.6- Pol Pot (Kamboçya, 1975-79) 1,700,000 ölü.7- Kim İl Sung (Kuzey Kore, 1948-94) 1,600,000 mülteci ve toplama kamplarında ölü / kayıp.8- Menghitsu (Etiyopya, 1975-78) 1,500,000 ölü / kayıp.9- Charles DeGaulle (Cezayir, 1954-62) 1 milyon ölü / kayıp.10- Yakubu Gowon (Biafra, 1967-70) 1 milyon ölü / kayıp.11- Leonid Brezhnev (Afganistan, 1979-82) 900,000 ölü / kayıp.12- Jean Kambanda (Ruanda, 1994) 800,000 ölü / kayıp.13- İngiliz Krallığı (Avustralya, 1849-1938) 719,000 ölü / kayıp, 100 bin mülteci.14- Suharto (Doğu Timor, 1976-98) 600,000 ölü / kayıp.15- Savimbi (Angola, 1975-2002) 400,000 ölü / kayıp.16- Idi Amin (Uganda, 1969-79) 300,000 ölü / kayıp.17- B.Mussolini (Etiyopya, Yugoslavya 1936) 300,000 ölü / kayıp.18- Danimarka (Danimarka 1945) 250,000 Alman mülteci ölüme terk edildi.19- Mobutu Sese Seko (Zaire, 1965-97) 250,000 ölü / kayıp, 200 bin mülteci.20- Charles Taylor (Liberya, 1989-96) 220,000 ölü / kayıp.21- Foday Sankoh (Sierra Leone, 1991-2000) 200,000 ölü / kayıp.22- Amerika (Almanya Dresden, 1943-45) 200,000 ölü / kayıp.23- S. Milosevic (Yugoslavya, 1992-96) 180,000 ölü / kayıp.24- Michel Micombero (Burundi, 1972) 150,000 ölü / kayıp.25- Amerika (Hirosima-Nagazaki 1944) 135,000 ölü atom bombası ile bu şehirler yol edildi.26- Almanya (Namibya 1891) 117,000 ölü / kayıp, 15 bin mülteci.27- Richard Nixon (Vietnam 1969-74) 70,000 ölü / kayıp.28- Papa Doc Duvalier (Haiti, 1957-71) 60,000 ölü / kayıp.29- Marcos (Filipinler) 50,000 ölü / kayıp.30- Hissene Habre (Çad, 1982-90), 40,000 ölü / kayıp.31- Vladimir Ilich Lenin (Rusya, 1917-20) 30,000 muhaliz infaz edildi.32- Francisco Franco (İspanya) 30,000 muhalif infaz edildi.33- Lyndon Johnson (Vietnam, 1963-68) 30,000 ölü / kayıp.34- Khomeini (Iran, 1979-89) 20,000 ölü / kayıp.35- Eski Yugoslavya (1995, Bosna-Hersek) 15 bin ölü, 7500 kayıp, 45 bin mülteci.36- Paul Koroma (Sierra Leone, 1997) 6,000 ölü / kayıp.37- Augusto Pinochet (Chile, 1973) 3,000 ölü / kayıp.38- Efrain Rios Montt (Guetemala) 2,000 ölü / kayıp.39- Sierra Leone 80,000 mülteci, kayıp rakamı belli değil.40- Kıbrıs Cumhuriyeti (1912-74) 25,000 sivil mülteci, 1,000'i aşkın ölü.41- Yunanistan (Batı Trakya, 1923-90) 400,000 mülteci evlerini terk etti.42- Bulgaristan (1970-89) 360,000 mülteci kültürel asimilasyon sonucu evlerini terk etti, 1,000 kişi toplama kamplarına alındı.43- Norveç (1920-30) Tatar göçmenleri kısırlaştırma ve toplama kamplarında izole etme.44- Amerika (Irak - Felluce, 2004) devam ediyor.Batının geçmişine-tarihine bakacak olursak 20. yüzyıldakinden farklı bir tablo çıkmıyor karşımıza. Dünden bugüne değişen bir şek yok. Geçmişte de, günümüzde de batı yine aynı batı.