Bu yazımızda Suriyeli mültecilere (artık vatandaş diyeceğiz) verilen haklar konusuna farklı bir açıdan değineceğiz.
Öncelikle öğrenilmiş çaresizlik nedir? Öğrenilmiş çaresizlik, organizmanın göstermiş olduğu tepkilerin sonuca ulaşmaması durumunda, sonucu değiştiremeyeceğine karşı oluşan inançtır. Bireysel ve sadece bir kehanetten ibaret olan bu durumdaki birinin benlik saygısı düşer.
Bir örnek verecek olursak, filler daha yavruyken, kalın bir zincirle bacağından bir direğe bağlanır. Önceleri hayvan kaçmaya çalışır ama ne kadar uğraşırsa uğraşsın ne zinciri koparabilir ne de direği yerinden oynatabilir. Fil yavrusu ayağında zincirle büyür ve kaçamayacağını kabullenir. Özgürlük kavramını yitirir. İşte bu noktada ayağındaki zincir çözülür ve yerine konulan ince bir halatla birkaç santimetre boyunda tahtadan bir çubuğa bağlanır. Fil, bu koşullarda kolaylıkla kaçabilecek olmasına rağmen olduğu yerde kalır. Çünkü hâlâ var olduğunu sandığı zincirini asla kıramayacağına inanır. Fil büyüyünce ipten kurtarılır. Ama artık o alanın dışına çıkamayacağını öğrenmiştir. Filler yeryüzünün en büyük hayvanı olmasına rağmen... İşte burada 'bir Türk dünyaya bedel' kavramını devreye koyacağız. Nasıl insanlar, fillerle bilek bileğe doğrudan veyahut kas gücüyle mücadele edemediğinden bu yönteme başvurdularsa, yabancı milletler de bizlere böyle bir oyun oynadılar. Öğrenilmiş çaresizlik!
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey, milletimize 5000 TL asgari ücret, 1500 TL ev hanımı maaşı, 1000 TL vatandaşlık maaşı ve öğrenci kardeşlerimize sınavsız üniversite sözü verdiğinde öğrenilmiş çaresizliği yaşayan milletimiz bunların bir hayal olduğunu söylemişti. Fakat artık acı gerçekleri gördüğümüz zaman geldi!
Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB)'nin açıklamalarına göre Suriye'de liseyi bitirmiş olan mülteciler Türkiye'de harçsız ve sınavsız bir şekilde üniversite öğrenimlerini tamamlayabiliyor. Dahası Suriyeli öğrenciler her ay 1200 TL burs alacaklar.
Ey genç Türk kardeşlerim! Sınavsız üniversiteye hayal demiştiniz öyle değil mi? Ah, şimdi Suriyeli öğrenci olmak vardı?
Ey genç Türk kardeşlerim! 1000 TL vatandaşlık maaşına hayal demiştiniz öyle değil mi? Ah, şimdi Suriyeli öğrenci olmak vardı?
Ey Türk ev hanımları! 1500 TL ev hanımı maaşına hayal demiştiniz öyle değil mi? Suriyeliler 900 TL destek yardımı alıyorlar. Ah, şimdi Suriyeli ev hanımı olmak vardı?
Ey Türk emekçileri! 5000 TL asgari ücrete hayal demiştiniz öyle değil mi? Sizden 100 m2'ye 333 TL dükkân harcı alınırken Suriyelilerden hiçbir şey alınmıyor. Sizden taşıt vergisi alınırken Suriyelilerden hiçbir vergi alınmıyor. Sizden %20 ilaç katkı payı alınırken, onlardan hiçbir pay alınmıyor. Onlara 250 TL kira yardımı yapılırken size hiçbir yardım yapılmıyor. Ah, şimdi Suriyeli emekçi olmak vardı?
Gelelim diğer hususa. Cumhurbaşkanımız Erdoğan şöyle bir açıklama yaptı: "Kamplar, evler, buralardaki insanlar bir gözden geçirilsin ve bu gelmiş olan Suriyelileri ülkemizin belli yerlerine yerleştirelim. Hatta gerekirse, TOKİ'nin elinde boş konutlar var."
Sayın Erdoğan, Türkiye'de yaşayan evsiz insanlardan biri olan Şerafettin Akgün 63 yaşında 01.01.2011 gecesi çocuk parkında soğuktan donarak ölmüştü. Hatırlatmak istedim.
Şefkat Der Başkanı Hayrettin Bulan, derneğin çalışma raporlarını açıklarken Türkiye'de sokakta yaşayan insan sayısının minimum 70 bin olduğunu belirtmişti. Hatırlatmak istedim.
Fakat bu insanlar Türk oldukları için, vatanlarını terk etmedikleri için onlara TOKİ'den konut yok. 3 milyon Suriyeli kardeşimize konut var, 70 bin Türk kardeşimize konut yok. Aslında bunun da nedeni gayet açıktır. Bakınız: Prof. Dr. Ünal Emiroğlu, Yeni Mesaj köşe yazısı, 'Suriyeli devşirme seçmen olabilir mi?'
Ne diyelim, etme-bulma dünyası.
Öncelikle öğrenilmiş çaresizlik nedir? Öğrenilmiş çaresizlik, organizmanın göstermiş olduğu tepkilerin sonuca ulaşmaması durumunda, sonucu değiştiremeyeceğine karşı oluşan inançtır. Bireysel ve sadece bir kehanetten ibaret olan bu durumdaki birinin benlik saygısı düşer.
Bir örnek verecek olursak, filler daha yavruyken, kalın bir zincirle bacağından bir direğe bağlanır. Önceleri hayvan kaçmaya çalışır ama ne kadar uğraşırsa uğraşsın ne zinciri koparabilir ne de direği yerinden oynatabilir. Fil yavrusu ayağında zincirle büyür ve kaçamayacağını kabullenir. Özgürlük kavramını yitirir. İşte bu noktada ayağındaki zincir çözülür ve yerine konulan ince bir halatla birkaç santimetre boyunda tahtadan bir çubuğa bağlanır. Fil, bu koşullarda kolaylıkla kaçabilecek olmasına rağmen olduğu yerde kalır. Çünkü hâlâ var olduğunu sandığı zincirini asla kıramayacağına inanır. Fil büyüyünce ipten kurtarılır. Ama artık o alanın dışına çıkamayacağını öğrenmiştir. Filler yeryüzünün en büyük hayvanı olmasına rağmen... İşte burada 'bir Türk dünyaya bedel' kavramını devreye koyacağız. Nasıl insanlar, fillerle bilek bileğe doğrudan veyahut kas gücüyle mücadele edemediğinden bu yönteme başvurdularsa, yabancı milletler de bizlere böyle bir oyun oynadılar. Öğrenilmiş çaresizlik!
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey, milletimize 5000 TL asgari ücret, 1500 TL ev hanımı maaşı, 1000 TL vatandaşlık maaşı ve öğrenci kardeşlerimize sınavsız üniversite sözü verdiğinde öğrenilmiş çaresizliği yaşayan milletimiz bunların bir hayal olduğunu söylemişti. Fakat artık acı gerçekleri gördüğümüz zaman geldi!
Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB)'nin açıklamalarına göre Suriye'de liseyi bitirmiş olan mülteciler Türkiye'de harçsız ve sınavsız bir şekilde üniversite öğrenimlerini tamamlayabiliyor. Dahası Suriyeli öğrenciler her ay 1200 TL burs alacaklar.
Ey genç Türk kardeşlerim! Sınavsız üniversiteye hayal demiştiniz öyle değil mi? Ah, şimdi Suriyeli öğrenci olmak vardı?
Ey genç Türk kardeşlerim! 1000 TL vatandaşlık maaşına hayal demiştiniz öyle değil mi? Ah, şimdi Suriyeli öğrenci olmak vardı?
Ey Türk ev hanımları! 1500 TL ev hanımı maaşına hayal demiştiniz öyle değil mi? Suriyeliler 900 TL destek yardımı alıyorlar. Ah, şimdi Suriyeli ev hanımı olmak vardı?
Ey Türk emekçileri! 5000 TL asgari ücrete hayal demiştiniz öyle değil mi? Sizden 100 m2'ye 333 TL dükkân harcı alınırken Suriyelilerden hiçbir şey alınmıyor. Sizden taşıt vergisi alınırken Suriyelilerden hiçbir vergi alınmıyor. Sizden %20 ilaç katkı payı alınırken, onlardan hiçbir pay alınmıyor. Onlara 250 TL kira yardımı yapılırken size hiçbir yardım yapılmıyor. Ah, şimdi Suriyeli emekçi olmak vardı?
Gelelim diğer hususa. Cumhurbaşkanımız Erdoğan şöyle bir açıklama yaptı: "Kamplar, evler, buralardaki insanlar bir gözden geçirilsin ve bu gelmiş olan Suriyelileri ülkemizin belli yerlerine yerleştirelim. Hatta gerekirse, TOKİ'nin elinde boş konutlar var."
Sayın Erdoğan, Türkiye'de yaşayan evsiz insanlardan biri olan Şerafettin Akgün 63 yaşında 01.01.2011 gecesi çocuk parkında soğuktan donarak ölmüştü. Hatırlatmak istedim.
Şefkat Der Başkanı Hayrettin Bulan, derneğin çalışma raporlarını açıklarken Türkiye'de sokakta yaşayan insan sayısının minimum 70 bin olduğunu belirtmişti. Hatırlatmak istedim.
Fakat bu insanlar Türk oldukları için, vatanlarını terk etmedikleri için onlara TOKİ'den konut yok. 3 milyon Suriyeli kardeşimize konut var, 70 bin Türk kardeşimize konut yok. Aslında bunun da nedeni gayet açıktır. Bakınız: Prof. Dr. Ünal Emiroğlu, Yeni Mesaj köşe yazısı, 'Suriyeli devşirme seçmen olabilir mi?'
Ne diyelim, etme-bulma dünyası.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Haydar AKYAVUZ / diğer yazıları
- ‘Biz korkuyu Kerbela'da bıraktık’ / 30.05.2020
- Anneler Günü’nde Ebe Anne / 12.05.2020
- O bir davetçiydi / 10.05.2020
- Kardeşlerim / 27.04.2020
- Amerika kaybedecek! / 10.01.2020
- Röportaj: CHP İl Gençlik Başkanı Ali Rıza Tufan / 21.12.2018
- Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) / 18.12.2018
- Şıkşıkiye Hutbesi / 27.10.2018
- Kahrolsun bazı şeyler / 04.05.2018
- Üniversiteme dokunma / 29.04.2018
- Anneler Günü’nde Ebe Anne / 12.05.2020
- O bir davetçiydi / 10.05.2020
- Kardeşlerim / 27.04.2020
- Amerika kaybedecek! / 10.01.2020
- Röportaj: CHP İl Gençlik Başkanı Ali Rıza Tufan / 21.12.2018
- Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) / 18.12.2018
- Şıkşıkiye Hutbesi / 27.10.2018
- Kahrolsun bazı şeyler / 04.05.2018
- Üniversiteme dokunma / 29.04.2018