İstanbul'da yaşarken şehrin hoşlanmadığım yerlerinden biri Eminönü, Tahtakale, Yeşildirek civarı idi. Çünkü daima tıklım tıklım, sesli, yazın kalabalıktan daha da sıcak, kışın karanlık dar sokakları daha da karanlık geliyordu. Tabii İstanbul'un dolaşımı açısından ise, 90'larda Eminönü önemli pozisyona sahipti. Sanayi ekseriyetli İstanbul'un Avrupa tarafını Asya'daki Üsküdar ve Kadıköy'le, Avrupa'daki Galata ile bağlayan Eminönü idi. 90'larda akşam saat on sularında karşıdan gelindiğinde biletçinin 'Blet, blet' sesi eşliğinde Eminönü son durağında otobüs beklemek çok nasip oldu. İskelede turşu suyu, yazın mısır, balık, kışın salep ve kestane atıştırırdık. Kandillerde, Yeni Camii, Süleymaniye ve Fatih Camilerinin minarelerinde asılmış 'Kandiliniz mübarek olsun' yeşil ışıkları izlerken, yatsı namazı ezanı duyulurdu.Eminönü'nden daha da 'ilginç' olan yer; eski Topkapı Otogarı idi. Dar ortamda kocaMAN arabalarını idare etme ustalığını o zamanki şoförler çok iyi gösteriyorlardı. Otogardan kalkan otobüsün muavini ile son pazarlığı yapıp, arabaya atlayıveriyorduk seyahat için. Sonra uzun süre, duraklaya duraklaya, yolcu alarak otobüsün İstanbul çıkışı... Kapı açılırken kışın sokaktan gelen kömür kokusu... Hatırlıyorum, bir sefer kışın Ankara dönüşü otobüs İstanbul'a giriş yaptı. Hava o kadar sisli idi ki, araç ancak 200 metre ilerisini görebiliyordu.Bir gün, son bahardı, galiba, acayip yağmur yağdı İstanbul'da. E-5 Cevizlibağ, Merter'e o kadar su doldu ki, hafif arabaları komple kapatıyordu. Beyazıt İstanbul Üniversitesi dönüşü önce yağmur altında Topkapı durağına kadar yürüdüm, sonra ise yolların çok tıkalı olduğunu görünce boş minibüse binip en son koltukta uykuya daldım. Arada sırada uyanıp nerde olduğumuzu kontrol ederdim. Böylece sekiz saat Şirinevler'e yurda döndüm. Yorgun, soğuk... Ama unutulmaz hatıra ömür boyu hatırımda kaldı. Ve nice böyle hatıralar... Şimdi ise, İstanbul'a geldiğimde ilk görmek istediğim yerlerden biri Eminönü oluyor. Boşuna, 'nefretten aşka bir adım' demiyorlar. Eminönü'ne gelip halk arasına dalmak geliyor içimden, ne ile yaşadığını, ne konuştuğunu duymak, hangi havayı teneffüs ettiğini koklamak. Eminönü'nde hala çoğunlukta Türkler dolaşmakta, Beyazıt-Sultanahmet artık tamamen yabancılara, Aksaray çoktan Doğu Avrupa'ya terk edilmiş. Son Eylül gelişimde ise, İstanbul'un daha çok yabancılara terk edildiğini gördüm. İstanbul çok büyümüş, hem nüfus olarak, hem de yapı olarak. Alt yapı gelişiyor, toplu ulaşım kolaylaşıyor, büyük alış-veriş merkezleri yapılıyor. İstanbul ve Türkiye Avrupa Birliği'ne girmeden Avrupalaşıyor. Ama? Ama kendi kimlik ve özelliğini kaybediyor. Çingenelerin yaşadığı Topkapı semtinin yerine lüks Osmanlı vari villaların yapımı bile İstanbul'u Osmanlı yapmıyor. Sirkeci'de kokorecin yasaklanması da Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesine yardımcı olmadı. Büyük marketler ise küçük işletmecileri öldürüyor, pencereden bakkal amcaya sallanan sepetlerin sayısı azaldıkça azalıyor. Evet, İstanbul Avrupalaşıyor, maalesef İstanbul Konstantinopolleşiyor. Hani Haydar Hoca der ya Anadolu topraklarına ilk ayak basan Hünkâr Hacı Bektaşi Veli, burada Süryani, Keldani v.s. ile karşılaşıp onları tasavvufla yoğurup Müslüman etmiş, şimdi hareket tersine mi döndü, acaba?Şimdi İstanbul'da olmak vardı anasını satayım,Püfür püfür bir vapurun yan tarafındaKöprüde balık ekmek yemekDolmuşa hadi gidelim demek...90, 80, 70...lerin İstanbul'unda.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hayrat Celal / diğer yazıları
- Rusya, Doların doğal yolla yıkılması taraftarı / 14.07.2014
- Haydar'la hatıralar: Balkonda ezan / 01.07.2014
- 13 Haziran Cuma / 18.06.2014
- İstanbul gezi notları / 27.05.2014
- Rusya'da yeni başbakan kim olacak? / 05.05.2014
- Bu halinizle kimseyi korkutamazsınız! / 30.04.2014
- Anlamıyorlar ki! / 25.04.2014
- Ruan (Ruble+Yuan) para birimine doğru adımlar / 22.04.2014
- 16 Mart sonrası dünya değişti / 14.04.2014
- Haydarla hatıralar / 04.04.2014
- Haydar'la hatıralar: Balkonda ezan / 01.07.2014
- 13 Haziran Cuma / 18.06.2014
- İstanbul gezi notları / 27.05.2014
- Rusya'da yeni başbakan kim olacak? / 05.05.2014
- Bu halinizle kimseyi korkutamazsınız! / 30.04.2014
- Anlamıyorlar ki! / 25.04.2014
- Ruan (Ruble+Yuan) para birimine doğru adımlar / 22.04.2014
- 16 Mart sonrası dünya değişti / 14.04.2014
- Haydarla hatıralar / 04.04.2014