Hasretin canımı tükettiBari bir gün sohbete gelSezen Aksu'danHaydar elindeki topu tüm kuvveti ile asfalta fırlattı. Top dokuzuncu kata kadar zıpladı ve çimenli bir yere düşerek kayboldu. Haydar'la topu didik didik aradık, ama bulamadık. Top hatıra olduğu için ben biraz üzüldüm, fakat Haydar'ın elinden kaybolduğundan, tabii ki ona kızamadım. Ortaokulda iken Jimnastik bölgesel yarışmalara katılmıştım, gittiğimiz şehrin bir hatırası olarak almıştım o topu: Avuca sığacak kadar küçük çapta, özelliği ise, çekirdeği kauçuk dışı siyah lastik, çok yükseğe zıplama özelliğine sahipti...Tek dönem Eskişehir Ertuğrulgazi okulunda okuduktan sonra, yaz tatili bitiminde, babası Haydar'ı Türkiye'ye geri okula göndermedi. Babasının aldığı bilgilere göre, Türkiye'de eğitim seviyesi Rusya eğitim sisteminden daha düşük ve Haydar memleketinde eğitimini tamamlamalı idi. Haydar'ın babası o yıllarda Tataristan Cumhurbaşkanlığı Dışişleri Departmanı Başkanı idi, dolayısıyla başka ülkelerin eğitim sistemleri hakkında bilgi alması kolaydı.Haydar bu duruma tabii ki üzüldü. Çünkü Türkiye onun için bir bilgi babı değil de, ilim kapısı olduğunu artık anlamıştı. Fakat henüz 16 yaşında iken babasının iradesine karşı çıkamıyordu. Yazılan kadere başını eğdi ve okuluna memleketinde devam etti. Okul, tabii ki sonbaharda başlayacaktı, bizim yaşadığımız top olayları ise 1993 yılının yazı idi, hemen İstanbul dönüşü.Haydar'ın Türkiye'de geçirdiği manevi değişiklik ve bunun dışa yansıması (ibadet, tavır, giyim kuşam) memleketinde, çevresinde ilk etapta garipseniyordu. Okul (İngilizce eğitim veren ve üst düzey devlet memur çocuklarının okuduğu okul) müdürü babasına Haydar'ın ders arası namaz kıldığını şikâyet etmişti. İslami tavırlarını garipsedikleri için okulda Haydar'ın etrafında ilk dönem bir boşluk oluştu. Haydar'a ilk destek çıkan sonradan hanımı olacak olan Adel isimli bir arkadaşıydı. Haydar çevrenin tavrına ve oluşan yalnızlığa aldırmıyor, Türkiye'de oturttuğu yeni prensipler üzerine kurduğu hayat tarzını devam ettiriyor ve onunla hemfikir olan yeni çevre ve arkadaş ediniyordu. Lakin Türkiye sonrası ilkyaz, babasının aldığı karardan dolayı üzülüyor, içindeki üzüntü ve haykırış için çıkış yolu arıyordu. Hatırlıyorum, bir gün evinde namaz kılmadan evvel Haydar balkona çıkıp dokuzuncu kattan yüksek sesle ezan okudu. Evi de, sıradan bir ev değil, yine Tataristan'ın üst düzey memurlarının oturduğu apartman ve site, hatta karşı apartmanda o dönemin Tataristan Cumhurbaşkanı da oturuyordu.
Hayrat Celal / diğer yazıları
- Rusya, Doların doğal yolla yıkılması taraftarı / 14.07.2014
- Haydar'la hatıralar: Balkonda ezan / 01.07.2014
- 13 Haziran Cuma / 18.06.2014
- İstanbul gezi notları / 27.05.2014
- Rusya'da yeni başbakan kim olacak? / 05.05.2014
- Bu halinizle kimseyi korkutamazsınız! / 30.04.2014
- Anlamıyorlar ki! / 25.04.2014
- Ruan (Ruble+Yuan) para birimine doğru adımlar / 22.04.2014
- 16 Mart sonrası dünya değişti / 14.04.2014
- Haydarla hatıralar / 04.04.2014
- Haydar'la hatıralar: Balkonda ezan / 01.07.2014
- 13 Haziran Cuma / 18.06.2014
- İstanbul gezi notları / 27.05.2014
- Rusya'da yeni başbakan kim olacak? / 05.05.2014
- Bu halinizle kimseyi korkutamazsınız! / 30.04.2014
- Anlamıyorlar ki! / 25.04.2014
- Ruan (Ruble+Yuan) para birimine doğru adımlar / 22.04.2014
- 16 Mart sonrası dünya değişti / 14.04.2014
- Haydarla hatıralar / 04.04.2014