İstanbul gezi notları

Mayıs ayında İstanbul'da bulunmak çok zevklidir. Sonbahar ve kış rüzgârlarından kurtulan Boğaz'da tur atmak, Eminönü'yü gezmek, yaz sıcakları bastırmadan Çamlıca'ya çıkmak bu zevki daha da artırır. Ve dünyadaki birçok problem o an için unutulur... Atatürk Havalimanı, İstanbul için artık yetersiz kalıyor. Uçak, sabah altıda inmesine rağmen, pasaport kontrolünden ancak yedi buçukta geçebildik. Takriben aynı zamanı, dönüşte uçağa binerken harcıyoruz. Havalimanında bindiğimiz taksi şoförü E-5'e girmeden sahil yoluna saptı, gideceğimiz Mecidiyeköy istikameti E-5 yolunda birkaç yerde tıkalı idi. Biz misafirdik, acelemiz yok. Ama tahminim, İstanbul halkı aynı eziyeti, hafta sonu hariç, her gün çekmektedir. Allah yardımcı olsun. Arkadaşların söylediklerine göre iş gidiş-çıkış saatinde metrobüs de artık çok kalabalık, yarım saate kadar binebilecek araç bekliyorlarmış. Ama İstanbul'u yeniden görmek tabi insana moral veriyor, hele İstanbul güzel, güneşli hava ile karşılarsa. Sahilden giderken açık pencereden nefis deniz havası esiyordu, denizde demir atan gemiler Marmara'nın ihtişamını artırıyordu. Sahilde sabah sekizde sanki hayat yeni yeni canlanıyordu. Taksi şoförü konuşkan çıktı. Hal hatır sorduktan sonra, nereli oluğumuzu sordu. Öğrenince de, Ukrayna olaylarından sonra artık o taraftan (TC insanına has tabir ?Türkiye ve eski Sovyet Bloğu tarafı) turist sayısının azaldığından şikâyet etti. "Eskiden sabah 3-4 sefer yapardım Aksaray'a, şimdi tek" dedi. Biz de, Ukrayna'da karışıklıklar çıkardığı için Türk turizm sektörü, iş adamı ve sanayicileri, Batı ve Amerika'ya teşekkür(!) etmeli dedik. Zaten Rusya ile Türkiye'nin arasını açmak isteyen çok. Sözde, Kırım Tatarların Lideri Mustafa Cemiloğlu da Türkiye'yi, ateşten çıplak ellerle kömür taşıtmak istiyor, arada sırada TC Hükümeti ile görüşüp ya Boğazların kapatılmasını, ya da başka bir müdahale istiyor. 30 Milyar Dolardan fazla Rusya-Türkiye ticaret hacmi kaybını Mustafa Cemiloğlu cebinden mi ödeyecek? 80 milyon Türkiye nüfusunu Mustafa Cemiloğlu cebinden mi yedirecek? Buna Mustafa Cemiloğlu sponsorlarının bile gücü yetmez. Şükür, Kırım Tatarlarının çoğu Cemiloğlu'nun peşine takılmıyor. Kırım'daki 300 bin Tatar'dan, son referanduma katılmayan ancak 3 bini onun politikasını destekliyor. Aslında milletle biraz konuşursan ikna edilebileceğini anladım, milliyetçi gözüken (Rusya'yı duyunca ilk sorusu Çeçenlerle ilgili oldu) başka bir taksi şoförü ile de konuştuğumda Rusya'nın kendini toparladığını ve Amerika'nın tekelini kırıldığını ağzından aldım. Ve Rusya'nın Türkiye ile hiç düşman olmadığını, hatta rakip olmadığını, ancak bir birini tamamlayıcı bir ülkeler olduğunu ancak iki ülke halkları değil, iki ülkenin siyasileri anlamalı, artık. Halklar artık iç içe girmiş durumunda. Otelde akşam vakti bir Türk kanalı, babası Türk, anası Rus bir kız çocuğun kaderi hakkında dizi veriyordu, başka bir devlet kanalı muhabiri Ukrayna doğu tarafı ile röportaj yapıyordu. Bursa'da görüştüğümüz iş adamı ile de Suriye ve Arap Baharı konusunda hemfikirdik. Türkiye'nin atacağı tek bir adım kaldı, Dolardan vazgeçmektir. Memleket dönüşünde son gün Karaköy'de ünlü bir tatlıcıdan baklava aldım. Kasada "dövizle ödeme kabul eder misiniz?" diye sordum, Ruble ile. Kasadaki Türk, gayet düzgün Rusça ile "yalnız Dolar veya Euro" dedi. Şu işe bakın, komşu ülkeye giderken paranı Dolara çeviriyorsun, sonra o ülkeye gelince Doları o ülkenin parasına.Doları, cüzdanımız içinde uçak seyahati yaptırmak için mi alıyoruz?