Yağmur olup yağarsan sen üzerimeHiçbir derdim kalmaz geriyeSen de olmayınca yalnızım bu şehirde (Sertab Erener, 'Asla' şarkısı)İnsan kaderi o kadar enteresan ki, bazılarına Allah'u Teâlâ uzun ömür ikram eder, o insanlar hayatlarını sessizce sürdürür. Bu tip insanların lüzumsuz hayat yaşadıklarını demek istemiyorum. Hayır, onların da, elbette hayatta belli bir misyonları vardır, ulaşacak maddi-manevi makamları, gerçekleşecek hayalleri? Bir de insan hayatı var ki, kısa sürer, çok parlak geçer ve toplum açısından faaliyetleri büyük yankı uyandırır. Bu yankı dalga yaratır, dalga yayılır yayılır ve başka insanları etkiler. Bu insanları düzeltir, tabir yerinde ise, rotaya getirir...Küçük vapurlar bile geçince dalgalar kopup bizim şişirme tekneye geliyor ve ufaktan ufaktan sallıyordu. Haydar ilk defa tekne kullanmıyordu, dalga gelince nasıl davranacağını biliyordu. Tekneyi dalgaya burnu ile yönlendiriyordu. Haydar'ın inisiyatifi ile hayatımızda ilk defa teknede Allah'ı zikrettik. Bu sefer tekne bizden dolayı da sallanmaya başladı. Ama Haydar'ın gözlerinde korku yoktu. Sonra eve dönmeye karar verdik. Zaten havada bulutlar çoğalıyor, yağmur hazırlanıyordu. 1994 yazı idi. Tatilde bir gün Haydar'ların yazlığına gitmiştik. O güzel günden gönülde hatıralar, albümde fotoğraflar kaldı. Tekne gezisi ve mangal yaptık, basket oynadık. İlk basket maçını Tatar ve Türk karışık ekip olarak ilkbahar 1993 yılında yapmıştık. Ramazan ayı idi. Isınmış Mayıs havalarında Şirinevler Yurdu Müdürü İbrahim Yıldız o zaman kendisinin öğrencisi olduğu Boğaziçi Üniversitesi kampusuna götürdü. Basket, Haydar'ın küçüklüğünden sevdiği spor dalı idi. Kazan'da okulunda, Moskova'da üniversitede, Amerika'da Yüksek Lisans yaparken de boş zamanlarında basket oynardı. Aslına bakarsan, hem ellerin, hem kol ve ayakların, hülasa tüm vücudun antrenmana dahil olduğu spor dalıdır. Haydar, basket oynarken yaptığı tüm işlerde olduğu gibi, tüm performans ve yetenek gayretini gösteriyordu. Maçta hangi takımın galip çıktığını artık hatırlamıyorum, arkadaşlık kazandı diyebiliriz. Akşam yorgun ve iyice susamış halde yurda döndük. Yurtta hep beraber pişirdiğimiz iftar yemeğini yedik. O günden de gönülde hatıralar, albümde fotoğraflar kaldı. Yaşadığı 34 yıl içinde Haydar iki önemli iş yapıp bu dünyaya bıraktı. Prof. Dr. Haydar Baş'ın temel iki kitabını Rusçaya çevirdi. Makalat ve Milli Ekonomi Modeli. Birinci kitap günümüz insanları için maneviyata giriş kapısı, ikinci kitap ise maddi dünyaya giriş kapısıdır. Haydar'ın oluşturduğu dalga hala yayılıyor... Haydar yaşasaydı 31 Mart'ta 37 yaşını dolduracaktı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hayrat Celal / diğer yazıları
- Rusya, Doların doğal yolla yıkılması taraftarı / 14.07.2014
- Haydar'la hatıralar: Balkonda ezan / 01.07.2014
- 13 Haziran Cuma / 18.06.2014
- İstanbul gezi notları / 27.05.2014
- Rusya'da yeni başbakan kim olacak? / 05.05.2014
- Bu halinizle kimseyi korkutamazsınız! / 30.04.2014
- Anlamıyorlar ki! / 25.04.2014
- Ruan (Ruble+Yuan) para birimine doğru adımlar / 22.04.2014
- 16 Mart sonrası dünya değişti / 14.04.2014
- Haydarla hatıralar / 04.04.2014
- Haydar'la hatıralar: Balkonda ezan / 01.07.2014
- 13 Haziran Cuma / 18.06.2014
- İstanbul gezi notları / 27.05.2014
- Rusya'da yeni başbakan kim olacak? / 05.05.2014
- Bu halinizle kimseyi korkutamazsınız! / 30.04.2014
- Anlamıyorlar ki! / 25.04.2014
- Ruan (Ruble+Yuan) para birimine doğru adımlar / 22.04.2014
- 16 Mart sonrası dünya değişti / 14.04.2014
- Haydarla hatıralar / 04.04.2014