Genellikle ergenlik çağlarında özenti, gösteriş, taklit, büyüme veya özgürlük ifadesi olarak başlanan sigara, dumanının akciğerlere çekilmeye başlamasıyla bağımlılığa yol açıyor. Arsenik, siyanür, amonyak ve naftalin gibi 4 binden fazla zararlı madde içeren sigaranın zararlarının ortaya çıkarılmasıyla birlikte, gelişmiş ülkelerde kontrol programları ile içim oranları azaltılırken, Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde ise içim daha yaygınlaşıyor. Özellikle de gelişmiş ülkelere ait büyük sigara şirketleri, pazar paylarını arttırmak için, reklamlarını okul önlerine kadar ulaştırmış durumdalar. Saatte 200-250 km hızla ve 100 derecenin üzerinde sıcaklıkla dumanı ağız içine çarpan sigara, içerdiği 4 binden fazla zararlı madde ile insan sağlığında ciddi bozulmalara yol açıyor.
Ömürden giden 8 yıl
Sigara içen kişiler, içmeyenlere göre ortalama 8 yıl daha erken ölüyor. Sigara damar sertliği gelişmesini kolaylaştırıyor, koroner arter hastalığı gelişiminde ise en önemli risk faktörlerinden biri durumunda. Kalbin oksijen tüketimini artırıyor, damarlarda büzülmelere sebep oluyor. Yemek borusu kanserlerinin en önemli risklerinden birisi sigara içimi. Sigara mide salgısını arttırıyor, mide ülseri ve mide kanseri gelişmesini ise kolaylaştırıyor. İdrar kesesi ve pankreas kanseri sigara içenlerde, içmeyenlere göre 2 kat daha fazla görülüyor. Böbrek kanserleri ise 5 kat daha fazla. Sigara erkeklerde ejekülasyon miktarını ve spermlerin hareket yeteneğini azaltıyor. Cinsiyet hormanlarının da salgılanışını bozarak, cinsel isteğin ve gücün azalmasına yol açıyor. Sigara içenlerde prostat kanseri de, içmeyenlere göre 2 kat fazla görülüyor.
Toplumdaki değişimler
ruh sağlığımızı da etkiliyor
Hatay Sağlık İl Müdürü Bayram Kerkez, diyabet, kalp, kanser, AIDS gibi yıkıcı ve kronik rahatsızlıkların, hastalarda yoğun stres oluşturduğunu belirterek, bu tür hastalarda depresyona sık rastlandığını bildirdi. Kerkez, 10 Ekim 2004 tarihinin Türkiye'nin de üyesi bulunduğu Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu tarafından "Dünya Ruh Sağlığı Günü" olarak kabul edildiğini ifade etti. Toplumsal yapıda meydana gelen hızlı değişim ve gelişmelerin, birey ve toplumun sosyoekonomik ve kültürel yapısı ile toplumun ruh sağlığını önemli ölçüde etkilediğini kaydeden Kerkez, diyabet, kalp, AIDS gibi yıkıcı ve kronik hastalıkların sıklıkla depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklara yol açtığını dile getirdi. Kerkez, "Benzer şekilde ruhsal sorunları olan bireyler alkol, sigara, uyuşturucu bağımlılığına meyilli olabilir, beslenme ve yaşam tarzlarına dikkat etmediklerinden sağlıkları bozulabilir ve psikosomatik rahatsızlıklar görülebilir. Bedensel bir hastalık kişi de ruhsal olarak üzüntü, keder, sıkıntı gibi olumsuz duygulara neden olur. Toplumdaki hasta insanlar üzerine yapılan çalışmalarda ortalama olarak kanser hastalarının dörtte birinde, kalp ve damar hastalarının beşte birinde, şeker hastalarının dörtte birinde, AIDS hastalarının üçte birinde depresyon tespit edilmiştir" dedi.
Ömürden giden 8 yıl
Sigara içen kişiler, içmeyenlere göre ortalama 8 yıl daha erken ölüyor. Sigara damar sertliği gelişmesini kolaylaştırıyor, koroner arter hastalığı gelişiminde ise en önemli risk faktörlerinden biri durumunda. Kalbin oksijen tüketimini artırıyor, damarlarda büzülmelere sebep oluyor. Yemek borusu kanserlerinin en önemli risklerinden birisi sigara içimi. Sigara mide salgısını arttırıyor, mide ülseri ve mide kanseri gelişmesini ise kolaylaştırıyor. İdrar kesesi ve pankreas kanseri sigara içenlerde, içmeyenlere göre 2 kat daha fazla görülüyor. Böbrek kanserleri ise 5 kat daha fazla. Sigara erkeklerde ejekülasyon miktarını ve spermlerin hareket yeteneğini azaltıyor. Cinsiyet hormanlarının da salgılanışını bozarak, cinsel isteğin ve gücün azalmasına yol açıyor. Sigara içenlerde prostat kanseri de, içmeyenlere göre 2 kat fazla görülüyor.
Toplumdaki değişimler
ruh sağlığımızı da etkiliyor
Hatay Sağlık İl Müdürü Bayram Kerkez, diyabet, kalp, kanser, AIDS gibi yıkıcı ve kronik rahatsızlıkların, hastalarda yoğun stres oluşturduğunu belirterek, bu tür hastalarda depresyona sık rastlandığını bildirdi. Kerkez, 10 Ekim 2004 tarihinin Türkiye'nin de üyesi bulunduğu Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu tarafından "Dünya Ruh Sağlığı Günü" olarak kabul edildiğini ifade etti. Toplumsal yapıda meydana gelen hızlı değişim ve gelişmelerin, birey ve toplumun sosyoekonomik ve kültürel yapısı ile toplumun ruh sağlığını önemli ölçüde etkilediğini kaydeden Kerkez, diyabet, kalp, AIDS gibi yıkıcı ve kronik hastalıkların sıklıkla depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklara yol açtığını dile getirdi. Kerkez, "Benzer şekilde ruhsal sorunları olan bireyler alkol, sigara, uyuşturucu bağımlılığına meyilli olabilir, beslenme ve yaşam tarzlarına dikkat etmediklerinden sağlıkları bozulabilir ve psikosomatik rahatsızlıklar görülebilir. Bedensel bir hastalık kişi de ruhsal olarak üzüntü, keder, sıkıntı gibi olumsuz duygulara neden olur. Toplumdaki hasta insanlar üzerine yapılan çalışmalarda ortalama olarak kanser hastalarının dörtte birinde, kalp ve damar hastalarının beşte birinde, şeker hastalarının dörtte birinde, AIDS hastalarının üçte birinde depresyon tespit edilmiştir" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.