Çok mu iddialı bir laf oldu sizce?
Yoo.
Cebimde 4 GB kapasiteli bir USB var.
İçinde birkaç tefsir.
Birkaç meal.
Kütüb-i Sitte.
Birkaç ilmihal.
Bir o kadar değişik muhtevada eser var.
Çok büyük bir alim, günümüz ölçütlerinde.
Hani ilim malumat sahibi olmaktı ya.
Çok şeyi zihin hard diskine yığmaktı ya.
İşte bunun için benim USB çok büyük bir alimdir diyorum.
Ve tabii onu cebimde taşıyorum.
Üzerine de cep telefonunum numarası yazdım kaybolur çalınırsa bana kavuşur diye.
Onun kürsüsü monitördür.
Takarsınız bilgisayarınızın USB girişine şakır şakır konuşur.
Ondan daha büyük alim, ondan daha büyük değer GB.
Yani, 5 ve üzeri GB olan USB benimkinden daha büyük alimdir.
Bir de her şeyi bilen “MOLLA GOOGLE” var.
Başında sarığı,
Sırtında cübbesi,
Cebinde habbesi olmasa ne gam, o çok büyük bir âlimdir.
Allame-i cihan da diyebilirsiniz ona.
Az biraz doğru bilgi katili olsa da.
Önüne gelen,
Doğru yanlış,
Eğri büğrü,
Ne biliyorsa fısıldıyor kulağına.
İşte size bir molla google bilgisi.
Sübhaneke duasını tercüme etmiş biri:
“Ve tebâre; mübarek oldu.”
“kesmüke; ismin.”
“Tut kelin perçeminden” derdi Maksudoğlu Hoca.
İslam’ın ilim kastı marifettir, hikmet sahibi olmaktır.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın her dem ifade buyurdukları gibi: “Hikmet, murad-ı ilahîyi kavrama kabiliyetidir.”
İster Kur’an ayetlerinden olsun, ister kâinat ayetlerinden olsun,
Cenab-ı Hak bu ayetlerden, şu emirden bu yasaktan neyi murat ediyor bunu kavramak.
Kainatta vuku bulan olayları doğru okumak.
Hem de yıllar öncesini okuyup, yıllar sonrasını tercüme etmek.
Yunus’un;
İlim ilim bilmektir/İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmesen/Bu nice okumaktır
Sözü aslında çok daha önce Rahmet ve Şefaat Nebîsi Hazret-i Muhammed (alehissalatü vesselam) tarafından bu ümmete sunuldu;
“Kendini tanıyan, Rabbini tanır.”
Hadiste marifet anlamında “arefe” kelimesi var.
Bilgi anlamında “aleme” kelimesi yok.
Kendini tanıdı mı adam, ancak Rabbini o zaman tanır.
Kendini tanımak, marifet, hikmet sahibi olmak.
Kendini tanıyan;
1-Yaradılış mükemmelliğini bilen ancak Yaratanın mükemmelliğini kavrar.
2-Yaradılış sebebini bilen yaratanı tanır.
3-Nefsinin hile ve tuzaklarını bilen, onlardan kurtulur ve yaratanı bilir.
Başka şıkları da eklemek mümkündür.
Bir bilgi pazarı oluştu dünyada.
“O çok büyük alimdir.”
“Çok eserleri var.”
“Bir konuşur, pir konuşur.”
“Dinleyenler pırrr diye ötelere uçuşur.”
İlmi küçümsemiyorum haşa.
Ama, “Allahümme innî e’ûzü bike min ‘ilmin lâ yenfa’/Allah’ım faydasız ilimden sana sığınırım” buyurdu Şah-ı Rusül.
İyi de o çok bilgi/ilim, kişiye tefrik kabiliyeti kazandırıyor mu?
Tefrik kabiliyet, ayrıştırma melekesi.
Hakkı batıldan,
Tevhidi şirkten,
İmanı küfürden ayrıştırmasını sağlıyor mu o ilmi.
Burnunun dibinde bir batman pislikten koku almıyorsa, “efendi hazretleri” bu nasıl bir ilimdir.
Etrafında,
Din,
İman,
Mukaddesat,
İffet,
Namus…
Kısaca bütün değerlerin hâk ile yeksân/yerle bir olduğundan haber yok adamın.
İlimle meşgul.
Yesinler senin ilmini.
Yıllar önce bir zatı ziyaret etmiştik.
Ülkemizde “Dinlerarası Diyalog” adı altında yapılan, gayr-i İslamî faaliyetlerden ilk kez bizim sayemizde malumat sahibi olmuştu ve hayrete düşmüştü.
Biz de gafletinden hayrete düşmüştük.
Kuru bilgi ilim hamallığıdır.
İlim hamallığı da merkep yüküdür.
“Kendilerine Tevrat öğretildiği halde, onun gereğini yapmayanların durumu, sırtına kitap yüklü eşeğin durumu gibidir.” (Cuma, 62/5).
Benim merkebim cebimde.
Yoo.
Cebimde 4 GB kapasiteli bir USB var.
İçinde birkaç tefsir.
Birkaç meal.
Kütüb-i Sitte.
Birkaç ilmihal.
Bir o kadar değişik muhtevada eser var.
Çok büyük bir alim, günümüz ölçütlerinde.
Hani ilim malumat sahibi olmaktı ya.
Çok şeyi zihin hard diskine yığmaktı ya.
İşte bunun için benim USB çok büyük bir alimdir diyorum.
Ve tabii onu cebimde taşıyorum.
Üzerine de cep telefonunum numarası yazdım kaybolur çalınırsa bana kavuşur diye.
Onun kürsüsü monitördür.
Takarsınız bilgisayarınızın USB girişine şakır şakır konuşur.
Ondan daha büyük alim, ondan daha büyük değer GB.
Yani, 5 ve üzeri GB olan USB benimkinden daha büyük alimdir.
Bir de her şeyi bilen “MOLLA GOOGLE” var.
Başında sarığı,
Sırtında cübbesi,
Cebinde habbesi olmasa ne gam, o çok büyük bir âlimdir.
Allame-i cihan da diyebilirsiniz ona.
Az biraz doğru bilgi katili olsa da.
Önüne gelen,
Doğru yanlış,
Eğri büğrü,
Ne biliyorsa fısıldıyor kulağına.
İşte size bir molla google bilgisi.
Sübhaneke duasını tercüme etmiş biri:
“Ve tebâre; mübarek oldu.”
“kesmüke; ismin.”
“Tut kelin perçeminden” derdi Maksudoğlu Hoca.
İslam’ın ilim kastı marifettir, hikmet sahibi olmaktır.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın her dem ifade buyurdukları gibi: “Hikmet, murad-ı ilahîyi kavrama kabiliyetidir.”
İster Kur’an ayetlerinden olsun, ister kâinat ayetlerinden olsun,
Cenab-ı Hak bu ayetlerden, şu emirden bu yasaktan neyi murat ediyor bunu kavramak.
Kainatta vuku bulan olayları doğru okumak.
Hem de yıllar öncesini okuyup, yıllar sonrasını tercüme etmek.
Yunus’un;
İlim ilim bilmektir/İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmesen/Bu nice okumaktır
Sözü aslında çok daha önce Rahmet ve Şefaat Nebîsi Hazret-i Muhammed (alehissalatü vesselam) tarafından bu ümmete sunuldu;
“Kendini tanıyan, Rabbini tanır.”
Hadiste marifet anlamında “arefe” kelimesi var.
Bilgi anlamında “aleme” kelimesi yok.
Kendini tanıdı mı adam, ancak Rabbini o zaman tanır.
Kendini tanımak, marifet, hikmet sahibi olmak.
Kendini tanıyan;
1-Yaradılış mükemmelliğini bilen ancak Yaratanın mükemmelliğini kavrar.
2-Yaradılış sebebini bilen yaratanı tanır.
3-Nefsinin hile ve tuzaklarını bilen, onlardan kurtulur ve yaratanı bilir.
Başka şıkları da eklemek mümkündür.
Bir bilgi pazarı oluştu dünyada.
“O çok büyük alimdir.”
“Çok eserleri var.”
“Bir konuşur, pir konuşur.”
“Dinleyenler pırrr diye ötelere uçuşur.”
İlmi küçümsemiyorum haşa.
Ama, “Allahümme innî e’ûzü bike min ‘ilmin lâ yenfa’/Allah’ım faydasız ilimden sana sığınırım” buyurdu Şah-ı Rusül.
İyi de o çok bilgi/ilim, kişiye tefrik kabiliyeti kazandırıyor mu?
Tefrik kabiliyet, ayrıştırma melekesi.
Hakkı batıldan,
Tevhidi şirkten,
İmanı küfürden ayrıştırmasını sağlıyor mu o ilmi.
Burnunun dibinde bir batman pislikten koku almıyorsa, “efendi hazretleri” bu nasıl bir ilimdir.
Etrafında,
Din,
İman,
Mukaddesat,
İffet,
Namus…
Kısaca bütün değerlerin hâk ile yeksân/yerle bir olduğundan haber yok adamın.
İlimle meşgul.
Yesinler senin ilmini.
Yıllar önce bir zatı ziyaret etmiştik.
Ülkemizde “Dinlerarası Diyalog” adı altında yapılan, gayr-i İslamî faaliyetlerden ilk kez bizim sayemizde malumat sahibi olmuştu ve hayrete düşmüştü.
Biz de gafletinden hayrete düşmüştük.
Kuru bilgi ilim hamallığıdır.
İlim hamallığı da merkep yüküdür.
“Kendilerine Tevrat öğretildiği halde, onun gereğini yapmayanların durumu, sırtına kitap yüklü eşeğin durumu gibidir.” (Cuma, 62/5).
Benim merkebim cebimde.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024