İngiliz Kolordu Komutanı Nikson,Bağdat seferi için hazırlıkların yapıldığı bir sırada biraz huzursudur.Bunun da iki sebebi vardır:Birincisi emrindeki Hint askerlerinin büyük bölümü müslümandır.Osmanlı'nın Bağdat komutanı Nurettin Bey Selman Pak'a gelmiş İngiliz kuvvetlerini beklemektedir..Selman Pak şehri Müslümanlarca kutsal bir kenttir.Haz.Muhammed'in ,Medine gelişi ile ilk Müslüman olanlardan birisi İran asıllı bir demirci olan Seman-ı Farisi'nin mezarının bu şehirde bulunmasıdır.İkincisi de;Nurettin beyin emrindeki asker,Şuayyibe vuruşmasında olduğu gibi küçücük hediyelerle amaçlarına hainlik edebilecek bir Arap askeri değildir.Çanakkale'de destanlar yazdırtan Türk askeridir.Anadolu'nun Memedidir.Bu nedenle Nikson 3 Kasım da Hindistan Kıral naibi Lord Gürzon'a çektiği telde şöyle yazmıştır""Askerlerim yorgundur.Kuyrukları yukarıda değil az aşağıdadır.Askerlerde Selman Pak da vuruşmak için güven yoktur.""Çünkü Hintli Müslümanlar içinde Selman Pak kutsal bir yerdir.Nurettin Bey Selman Pak'ta iyi bir savunma kurmuştur.14 Kasımda, Bağdat'a yürüme emri alan General Tovşnend, Tümeni ile birlikte Selman Pak'a gelir ve saldırıya geçer. Vuruşmalar üç gün üç gece devam eder. Neticede İngilizler yenilerek geri çekilirler. Türk askeri tarafından takip edilen İngiliz askeri Kut-ül-Amare'ye çekilir. General Tovsnen,Selman Pak vuruşmasında tanıdığı Türk Askeri hakkında,onun kahramanlığı karşısında övgü dolu şu notları defterine kaydeder:""?.Tekrar ediyorum hiçbir Avrupalı Asker savunma savaşında iyice siper'e girmiş olan Türklerle karşılaştırılamaz..General olarak Alman'ın anut olduğu kabul edilebilir.Ancak siper içinde Türk askerinden geri kalmaktadır?"" Tovsnend saldırıda her türlü önlem alınmasına rağmen, çok az sayıdaki Türk askeri karşısındaki yenilginin sebebini. Onun kahramanlığı ile yorumluyor.Selman Pak vuruşması ile kazanılan zafer,Şuayyibe yenilgisinin acısını unutturarak Osmanlı devleti için büyük bir moral olur.Bu moralin etkisi ile Osmanlı hükümeti,Selman Pak zaferinin kazandırdığı güven ve biraz da Alman Siyasasının etkisi ile 2 Aralık 1915 de,İran Büyükelçisi Adil Beye şu tel emrini gönderir:""?Irak'ta zafer kazandık.(Selman Pak Zaferi)?.İngilizler 5000 zayiat verdiler?.İran'ın selameti bizimle işbirliğindedir?.Şah düşman tarafına geçerse bizde İran'ı kurtarmak için korumakta olduğumuz Salar-üd-Devle ile çalışırız.Bunu şaha söyleyebilirsiniz?.Alman Elçisi ve ateşe militerinin bizimle birlikte çalışması için Alman hükümetine baş vurulmuştur?..""Osmanlı Hükümeti ve hükümet üyelerinin birkaçı Kafkasya Kökenli Türklerden oldukları için, Başta Enver Paşa, İran ve oradaki Türkmenlerle işbirliği yaparak Kafkasya'yı Rus egemenliğinden kurtarmaya dayanan bir siyasa izliyordu. İran'da Rusya ve İngiltere'nin emperyalist baskıları karşısında resmi olarak bizimle işbirliği içerisindedir. Yalnız cemeat önderi olan şıh ve imamlar, İngilizler tarafından beslendikleri için haliyle İngilizlerle işbirliği içerisindedir. Ticaretle uğraşanlarda Rus'lara çok mal sattıkları için Ruslarla işbirliği halindedir. Onlarda keseleri için Rus baskısına karşın olmuyorlardı. Yalnız aydın kesim ve Türk boy ve oymakları Şah'la birlikte, Osmanlı yanlısıdırlar. Yani İran dış siyasa bakımından zaten Osmanlı ile işbirliği içerisindedir. Durum bu merkezde iken Osmanlı hükümetinin bu şekilde bir tel çekmesi, dış siyasada iki hükümetin bütünleşme ve birlik olma siyasasına aykırı idi. Çünkü Alman Elçisi ve ateşemiliteri Kaniç, İranda çıkardığı karışıklıklar la, Osmanlı, etkisini azaltarak İran'ı kendi baskıları altın almaya giden bir politika izliyordu. Adil Beyin daha önce İstanbul'a verdiği bilgilerde bu durum açık bir şekilde görülüyordu. Zira Büyük Elçi ve Askeri ateşe, bizimle işbirliği değil bizim ve Avusturya elçisinin ona tabi olmasını istiyordu. Ne tekim Alman hükümetinin Golç Paşa'ya gönderdiği yetki belgesinde de bu durum açık bir şekilde görülüyor. Kısacası Osmanlı yöneticilerini Almanya, İran'da kurmak istediği emperyalist siyaseti için kullanmaya çalışıyor. Diğer yandan da İran toplumunun yüzde altmış beşi Türk kökenli olduğu için Osmanlı hükümetinin bu siyasası İttihat Terakki Partisinin de siyasi ideolojisine ve demokrasi anlayışına aykırı bir olaydır.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011