Bu yazımı tarih ağırlıklı mı yazayım? Yoksa, çevre, sevgi, aşk, dert, çile?ağırlıklı mı? Bunları düşünürken azar azar hepsini dile getirerek sel felaketine Beykoz penceresinden bakmaya çalışacağım.Beykoz çocukluğumun geçtiği yer? Yıl 1966'dan başlar.O zamanlar Beykoz çayırında koyunlar otlardı. Sabahtan çıkar yemyeşil çimenler üzerinde akşama kadar oynar neredeyse yorgunluk hissetmezdik. Dağlar alabildiğine yeşil. Çam ağaçları, kestane, erik ceviz, palamut, meşe? daha isimlerini sayamayacağım envai çeşit ağaçlar ve bitkilerle süsülenmiş Beykoz vardı.Tokatköyü tarihi bahçeleri ile meşhurdur.. Çocukluğumda pazara sebze buradan getirirlerdi. Sırtında sepeklerle köylü kadınlar, genç erkek ve kızlar, yaşlılar bahçelerden getirdikleri sebzeleri satarlardı. Sepet içerisinde yaprak aralarına dizilerek satılan ve aralarından çizgi çizgi bal şerbeti sızan incirlerin tadını hâla unutamam. Taze marullar, lahana, ıspanak?tazeliği, tadı ve tabiiliği ile damaklarda tat bırakırdı.Tokatköy'den gelen Ortaçeşme'den geçen dere çocukluğumuzda berrak akardı. Yıllar geççikçe esas gecekondu seli, Tokatköyü yıktı ve bitirdi. Derenin her iki tarafı ve bütün yol kenarındaki bahçelerin yerini binalar aldı. Bin nüfuslu mahalle 20 bin nüfusa ulaştı. Yuşa tepesine kadar bütün yeşillik kayboldu. Önce yok ediyoruz. Sonra yaşatmaya çalışıyoruz. Yok etmeden yıkmadan yaşamasını başaramıyoruz. Bursa'ya bakıyorum.aynı. İzmir, Ankara, İstanbul?aynı.Sözü uzatmadan, kısa maddeler halinde sel felaketini şöyle değerlendiriyorum.1- Ben 1966'dan beri Beykoz'u bilirim. Beykoz'da elli yıllık bir yerleşim planı görmedim. İdare ne olursa olsun her yerde insanı ele almalıdır. İnsana yön vermelidir.2- Dün o sel alan yerler yol kenarlarıydı. Acaba dere genişletilseydi, her iki tarafından en az elli metre'ye yerleşime müsaade edilmeseydi bugünkü zarar olur muydu?3- Yaklaşık 10 yıldan beri yazdığım bu gibi yazılarımın hiç birinde Beykoz ile ilgili bir gelişme görmedim. Ancak ortaya ayak gelirse ona göre ayakkabı telaşı diye tarif edebildiğim tedbirler. Sen her ayağa göre ayakkabıyı hazırla o güzelim gül bahçesi kadar güzel Beykoz yok olmasaydı.4- Bizlerin kabahati de var. İnsan olarak, çevre hak ve hukuk bilincimizi çok hafife alır olduk.5- Tarihten kalan miras ne demektir. Emanet bilincimiz kayboldu. Daha kunduramıza sahip çıkamadık. (Sümerbank Kundura Fabrikasına)6- Bardağımıza sahip çıkamadık ki (Paşabahçe Cam Fabrikasına) yollarımıza, ağacımıza, kendimize sahip çıkalım.7- Akbaba aynı kaderi yaşadı. Onun sevgisini ben bu satırlara sığdıramam. Gidin görün.8- Her şeyde bir ve beraber olmak zorundayız. İdaremizle, sivil kuruluşlarımızla, insanımızla.9- Bilinen ve elden gelen tedbirler alındıktan sonra sel denilen âfet gelir bir çığ gibi üzerimize çökerse?. İşte o zaman sabra sarılmak zamanıdır. Âfet dağ dinlemez, ova dinlemez, canlı dinlemez. Hüküm Allah'ındır. Biz böyle zamanlarda bir birimize daha şefkatli daha tatlı sözlü olmalıyız. Üzülerek görüyorum ki; binaların çoğu şehirlere yakın yerleşim yerlerine aynı düzensizlikte yapılmaktadır. Selden zarar gören kardeşlerime geçmiş olsun. Ölenlere Rabbimiz rahmet eylesin. Tokatköyü, Akbaba köyü bütün köylerimiz hep yeşil kalsın. Çocuklar gölgelerinde dinlensin, gençler, yürekleri ferahlatan sularından kana kana içsinler?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Sabri / diğer yazıları
- Ramazanlaşmak / 17.07.2012
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011