Selçuklu Yıldızı adeta büyülüyor
Selçuklulardan miras kalan Malatya Ulu Camii'nin kubbesinde bulunan 6 kollu Selçuklu yıldızı görenleri adeta büyülüyor. Sanat Tarihçisi Sibel Elmas, "Selçuklu Yıldızı cömertliği, ölümsüzlüğü ve sonsuzluğu temsil ediyor" diye konuştu
18.11.2016 00:00:00
Sanat Tarihçisi Sibel Elmas, Malatya Ulu Cami'nin kubbesinde yer alan ve ilk bakışta Davut Yıldızı'nı andıran 6 kollu yıldızın Selçuklulara ait, cömertliği, ölümsüzlüğü ve sonsuzluğu temsil eden 'Selçuklu Yıldızı' olduğunu ifade etti. Ulu Cami'nin çok bilinmeyen mimarisini anlatan Sanat Tarihçisi Sibel Elmas, "Mor ve firuze renkli çinilerden "Mührü Süleyman" motifi şeklinde dekoratif kufi yazıyla "Muhammed" ismi yazılmıştır" dedi.
Ulu Cami'nin tarihinin yanında maneviyatıyla da insanları büyüleyen bir yapı olduğunu söyleyen Sibel Elmaz, "Mihrab önünde iki şahın genişliğindeki kare alanın üzerini örten kubbe, güneyde duvara dayalı ayaklarla birlikte altı destekle sivri kemerle eyvana bağlanmaktadır. Kubbe içi, yatay istif düzeninde sırsız tuğlaların aralarına, kare kabaralar şeklinde firuze sırlı birimler yerleştirilerek spiraller meydana getiren bir örgüyle kaplanmıştır. Kubbe göbeğinde mor ve firuze renkli çinilerden Mühr-ü Süleyman motifi şeklinde dekoratif kufi yazıyla Muhammed ismi yazılmıştır. Kubbeye zemin teşkil eden on altı bordür içinde, patlıcan moru renkli çini mozaikten nesih yazıyla Fetih Süresi 1 ve 5. ayetleri var. Tam ortada 6 kollu yıldız var. O altı kollu yıldızın tarihçilere göre bir anlamı var. Cömertliği, ölümsüzlüğü ve sonsuzluğu temsil ediyor" şeklinde konuştu.
'Minber caminin asıl minberi değil'
Caminin minberi ile ilgili de bilgi veren Elmas, "Sağ tarafta yer alan ahşap minber caminin asıl minberi değildir. Malatya Söğütlü Camii'nden buraya getirilmiştir. Bugün Ankara Etnografya Müzesi'nde bulunan ve 1934 yılında bu camiden götürülmüş olan ahşap minberin eksik kısımları kısmen tamamlanarak restore edilmiştir" diye konuştu.
Ulu Cami'nin tarihi 7. yüzyıla kadar dayanmaktadır. İlk olarak Araplar Malatya'nın Battalgazi ilçesine bu camiyi inşa ettirmişlerdir. Ancak bu cami zamanla yıkılmış olup, 1224 yılında Anadolu Selçuklu Devleti döneminde yeniden inşa edilmiştir. Bu yeni caminin mimarı Yakupoğlu Mansur'dur. Ulu Cami'nin en dikkat çeken yeri ise kubbesi. Kubbesi farklı motifleri ve şekilleriyle turistlerin de ilgi odağı durumunda.
Ulu Cami'nin tarihinin yanında maneviyatıyla da insanları büyüleyen bir yapı olduğunu söyleyen Sibel Elmaz, "Mihrab önünde iki şahın genişliğindeki kare alanın üzerini örten kubbe, güneyde duvara dayalı ayaklarla birlikte altı destekle sivri kemerle eyvana bağlanmaktadır. Kubbe içi, yatay istif düzeninde sırsız tuğlaların aralarına, kare kabaralar şeklinde firuze sırlı birimler yerleştirilerek spiraller meydana getiren bir örgüyle kaplanmıştır. Kubbe göbeğinde mor ve firuze renkli çinilerden Mühr-ü Süleyman motifi şeklinde dekoratif kufi yazıyla Muhammed ismi yazılmıştır. Kubbeye zemin teşkil eden on altı bordür içinde, patlıcan moru renkli çini mozaikten nesih yazıyla Fetih Süresi 1 ve 5. ayetleri var. Tam ortada 6 kollu yıldız var. O altı kollu yıldızın tarihçilere göre bir anlamı var. Cömertliği, ölümsüzlüğü ve sonsuzluğu temsil ediyor" şeklinde konuştu.
'Minber caminin asıl minberi değil'
Caminin minberi ile ilgili de bilgi veren Elmas, "Sağ tarafta yer alan ahşap minber caminin asıl minberi değildir. Malatya Söğütlü Camii'nden buraya getirilmiştir. Bugün Ankara Etnografya Müzesi'nde bulunan ve 1934 yılında bu camiden götürülmüş olan ahşap minberin eksik kısımları kısmen tamamlanarak restore edilmiştir" diye konuştu.
Ulu Cami'nin tarihi 7. yüzyıla kadar dayanmaktadır. İlk olarak Araplar Malatya'nın Battalgazi ilçesine bu camiyi inşa ettirmişlerdir. Ancak bu cami zamanla yıkılmış olup, 1224 yılında Anadolu Selçuklu Devleti döneminde yeniden inşa edilmiştir. Bu yeni caminin mimarı Yakupoğlu Mansur'dur. Ulu Cami'nin en dikkat çeken yeri ise kubbesi. Kubbesi farklı motifleri ve şekilleriyle turistlerin de ilgi odağı durumunda.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.