İç politikanın yoğun ama boş gündemiyle uğraşırken, dış dünyada kopan fırtınalara uzak kaldık. Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçimi, bizim tiyatro seçimlerle aynı güne denk geldiği için medya da konuya geniş yer ayırmadı. Daha doğrusu böyle bir çakışma olmasa bile işine gelmediği için Nicolas Sarkozy'nin Fransa'nın yeni Cumhurbaşkanı olduğu haberini ayrıntılı bir şekilde duyurmayacaklardı. Aslında Sarkozy'nin bu seçim galibiyetinin bizim adımıza önemli sonuçları olacağını başta iktidar olmak üzere hemen herkes tahmin ediyordur.Sarkozy, katıksız bir Türk ve göçmen düşmanı. Haliyle Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine sonuna kadar karşı çıkıyor. Fransa'nın Avrupa Birliği içindeki büyük rolünü de hesaba kattığınızda, Sarzozy ile birlikte Türkiye'nin AB'ye giriş hayali, hayalin de ötesinde meçhul bir imkansızlık mecrasına sürüklenmiş oldu. Buradan çıkaracağımız içpolitik sonuca gelince?AKP hükümeti işbaşına geldiği günden bu yana tek hedef olarak Avrupa Birliği'ni göstermiş ve bu uğurda ülkenin üniter yapısını, birliğini ve bütünlüğünü tehdit eden onlarca tavizin altına imza atmıştı. Bugün Türkiye'nin yaşadığı başta terör olmak üzere bölünmeyle ilgili bütün girişimlerin altında Avrupa Birliği ve o uğurda çıkarılan yasalar vardır.Ama seçim sath-ı mailine girdiğimiz son birkaç aydır hükümet AB sözcüğünü telaffuz etmemek için özel bir çaba sarfediyor. Çünkü onlar çok iyi biliyorlar ki, AB'den bahsedersem, milletin tepkisi büyük olacak ve bunun hesabı öyle ödenecek küçüklükte bir bedel olmayacak.AB demek, sandığa gömülmek demek, AB demek milletin tokadını yemek demek!Bütün bu karanlık sürecin mimarı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bakın Sarkozy'nin Fransa'nın cumhurbaşkanlığına seçilmesiyle ilgili ne diyor:"Gerek AB süreciyle alakalı olarak, gerek Fransa-Türkiye ilişkileri açısından temennimiz odur ki; sayın Sarkozy'nin şu ana kadar seçim meydanlarında yapmış olduğu açıklamaları bundan sonra ikili ilişkilerde aynı şekilde görmememiz."Bu ifadeden çıkan tek bir sonuç vardır: Acizlik!Ve kimse yeni hülyalar görmesin. Sarkozy, Sarkozy olarak kalmaya devam edecek.Bu konuda da The Guardian Gazetesinin başyazısına kulak verelim: "Royal'e göre çok daha rahat bir kampanya dönemi geçiren Sarkozy'nin cumhurbaşkanı seçilmesi kimseyi şaşırtmadı. Fransa şimdi sağa doğru keskin bir kayış yaşayacak; yeni varoş isyanlarıysa, sadece sert bir lider sıfatıyla yeni cumhurbaşkanının elini güçlendirir.Bir şey kesin: Ne sol ne de Fransa bir daha eskisi gibi olacak."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012