Şanlıurfa'daki ağaç eserler arasında evlerdeki kapı ve pencere kanatları önemli bir yer tutuyor; ancak, ağacın çabuk yıpranan bir madde olması, hele bunun her gün bir çok kez açılıp kapanarak, zaman zaman hızla çarpılarak, evin yıkandığı sıralarda su değdirilerek daha da çabuk tahrip olması, bunların çok eski örneklerini günümüze kadar getirememiştir.
1716-1721 tarihlerine ait Rıdvaniye Camii'nin bu tarihten kalma kapısı, Eyyübi Medresesi'nin yerine 1781 tarihinde inşa edilen Nakibzade Hacı İbrahim Efendi Medresesi Kütüphanesi'nin aynı tarihten kalan kapısı dışında tarihleri daha öncelere götürülebilecek ağaç eser Urfa'da bulunmamaktadır.
Urfa evlerindeki ağaç süslemeli kapı ve pencere kanatlarının üzerlerindeki kitabelerden, bu eserlerin 1835, 1854, 1859, 1868 ve 1875 tarihlerine ait oldukları ve Neccar Mehmet, Yeşilneccarzade Bekir, El Hac Hüseyin ve Ahmet Hamdi adlarındaki yerli ustalar tarafından yapıldıkları anlaşılmaktadır. Ancak, kitabesiz bazı kapı ve pencere kanatlarının daha başka tarihlerde ve başka ustalar tarafından yapılmış olabileceği düşünülecek olursa usta sayısını arttırmak mümkündür.
Urfa'daki ağaç eserlerde başlıca iki üslup göze çarpar
1- Urfa'nın yerli ustalarına mal edemeyeceğimiz, 18. yüzyıl Türk Süsleme Sanatı özelliklerini yansıtan eserler. Bunlara Rıdvaniye Camii kapısı ile müezzin mahfilinin alt kısımı ve Nakipzade Hacı İbrahim Efendi Medresesi Kütüphane odasının kapısı örnek olarak gösterilebilir.
2- Urfalı sanatkarlar tarafından yapılan ve mahalli üslup taşıyan eserler. Bu gruba örnek olarak evlerdeki kapı ve pencere kanatları, duvar kaplamaları, sandıklar ve ayna çerçeveleri gösterilebilir. Urfalı sanatkârlar tarafından yapılan ağaç eserlerde 50'nin üzerinde süsleme kompozisyonu dikkat çekmektedir. Bir vazodan çıkan dallara bağlı palmetler, tam ve yarım dairelerin kesişmesinden oluşan kompozisyonlar, dairesel bir eksen çevresinde biribirini kesen çemberlerin oluşturdukları çeşitli rozetler, bir çiçek rozeti etrafından çark-ı felek şeklinde dönen dallara bağlı çok dilimli palmetler, rumi ve palmetlerden oluşan değişik bordürler evlerdeki ağaç eserlerde en çok rastlanılan mahalli üsluptaki süslemelerdir.
1716-1721 tarihlerine ait Rıdvaniye Camii'nin bu tarihten kalma kapısı, Eyyübi Medresesi'nin yerine 1781 tarihinde inşa edilen Nakibzade Hacı İbrahim Efendi Medresesi Kütüphanesi'nin aynı tarihten kalan kapısı dışında tarihleri daha öncelere götürülebilecek ağaç eser Urfa'da bulunmamaktadır.
Urfa evlerindeki ağaç süslemeli kapı ve pencere kanatlarının üzerlerindeki kitabelerden, bu eserlerin 1835, 1854, 1859, 1868 ve 1875 tarihlerine ait oldukları ve Neccar Mehmet, Yeşilneccarzade Bekir, El Hac Hüseyin ve Ahmet Hamdi adlarındaki yerli ustalar tarafından yapıldıkları anlaşılmaktadır. Ancak, kitabesiz bazı kapı ve pencere kanatlarının daha başka tarihlerde ve başka ustalar tarafından yapılmış olabileceği düşünülecek olursa usta sayısını arttırmak mümkündür.
Urfa'daki ağaç eserlerde başlıca iki üslup göze çarpar
1- Urfa'nın yerli ustalarına mal edemeyeceğimiz, 18. yüzyıl Türk Süsleme Sanatı özelliklerini yansıtan eserler. Bunlara Rıdvaniye Camii kapısı ile müezzin mahfilinin alt kısımı ve Nakipzade Hacı İbrahim Efendi Medresesi Kütüphane odasının kapısı örnek olarak gösterilebilir.
2- Urfalı sanatkarlar tarafından yapılan ve mahalli üslup taşıyan eserler. Bu gruba örnek olarak evlerdeki kapı ve pencere kanatları, duvar kaplamaları, sandıklar ve ayna çerçeveleri gösterilebilir. Urfalı sanatkârlar tarafından yapılan ağaç eserlerde 50'nin üzerinde süsleme kompozisyonu dikkat çekmektedir. Bir vazodan çıkan dallara bağlı palmetler, tam ve yarım dairelerin kesişmesinden oluşan kompozisyonlar, dairesel bir eksen çevresinde biribirini kesen çemberlerin oluşturdukları çeşitli rozetler, bir çiçek rozeti etrafından çark-ı felek şeklinde dönen dallara bağlı çok dilimli palmetler, rumi ve palmetlerden oluşan değişik bordürler evlerdeki ağaç eserlerde en çok rastlanılan mahalli üsluptaki süslemelerdir.