İSO Başkanı Tanıl Küçük, rekabette zorlanan üreticilerin, üretim faaliyetlerini yavaşlatmak veya son vermek zorunda kaldıklarını belirterek "Mevcut yapı devam ettiği takdirde Türkiye'nin üretim altyapısında ve istihdamında ciddi kayıplar gündeme gelebilecektir" dedi İstanbul Sanayi Odası "Türkiye Ekonomisi 2006" raporu yayımlandı. Raporda Türkiye ekonomisinde 2005 yılında kaydedilen gelişmeler değerlendirildi ve 2006 yılına ilişkin tahminlere yer verildi. Tanıl Küçük, rapora yazdığı "Önsöz"de bir önceki yıla göre önemli ölçüde yavaşlasa da 2005 yılındaki yüzde 5.4'lük üretim artışının sanayi açısından memnuniyet verici bir gelişme olduğunu belirtti. Ancak, sanayi üretiminin 2005 yılındaki tablosuna daha dikkatle bakıldığında bazı sektörlerin olumlu bir performans sergilerken, pek çok sektörün üretim artışının genel artış ortalamasının altında kaldığın vurgulayan Küçük şunları söyledi: "Örneğin, tekstil sektörü üretimi 2005 yılında bir önceki yıla göre yüzde 11.8 oranında küçülmüştür. Tekstilin yanı sıra giyim sanayii üretiminde de 2005 yılında bir önceki yıla göre yüzde 12.5 azalma vardır. Aynı şekilde deri ve ayakkabı sektörünün üretimi de 2005'te yüzde 19.0 oranında azalmıştır. 1997 yılı üretimini 100 aldığımızda tekstilde 2005 yılı üretim büyüklüğü 90.7'dir. Yani büyüme şöyle dursun tekstil üretimi 9 yıl evvelki üretim büyüklüğünün bile altına inilmiştir. 1997 yılı üretimi 100 alındığında deri ve ayakkabı sektörünün 2005'teki üretim seviyesi ise 75.0'dır. Bu sektörlerimizin üretimindeki gerileme istihdamlarında da büyük boyutta gerilemeye neden olmuştur. Toplam imalat sanayii sektörü katma değerinin yüzde 20'sini yaratan ve imalat sanayi istihdamında yüzde 39 paya sahip olan tekstil, hazır giyim ve deri ve ayakkabı sektörlerindeki olumsuz gidiş ekonomik ve sosyal boyutuyla kaygı vericidir."Rekabet gücü zarar gördüTürk lirasının 2002, 2003 ve 2004'te değerlendiğini ve bu değerlenmenin rekabet gücüne verdiği zararın, düşen reel ücretlerle ve verimlilik artışıyla telafi edildiğin ifade eden Küçük, böylece sanayinin rekabet gücünü 2005'e kadar koruyabildiğini savundu. Ancak YTL'nin 2005'te de devam eden değerlenmesini telafi edecek hiçbir gelişme olmadığını belirten Küçük değerli YTL'yle mücadele eden sanayicinin bir taraftan da işgücü maliyeti üzerindeki yüksek vergi ve prim yükünü taşımaya, kullandığı elektrik için rakiplerinden daha yüksek bedel ödemeye, kayıt dışının yarattığı haksız rekabetle mücadeleye devam ettiğini anlattı. Küçük, "Sanayi kuruluşlarımız, değerli YTL'nin cazip hale getirdiği ithalat karşısında rekabette zorlanmaya başlamıştır. Üretimde yerli girdi yerine, aşırı değerli YTL'nin ucuzlattığı ithal girdinin tercih edilmesi yerli girdi üreten sanayi kuruluşlarımızın rekabet gücüne büyük darbe vurmuştur" dedi.Küçük, 2001 krizinden sonra ekonomide çok önemli kazanımlar elde edildiğinin bir gerçek olduğunu vurgulayarak, "Ancak üstü örtülmemesi gereken sıkıntıların olduğu da bir başka gerçektir. Yüksek cari açık ekonomiye yönelik soru işaretleri yaratmaya devam etmektedir" dedi. Küçük 2005'te yaşanan üretim-tüketim dengesizliğinin ve dış kaynağa bağımlılığın, 2006'da da devam etmesinin ekonomiyi ileride sıkıntılı günlerin bekleyebileceği anlamına geldiğini belirtti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.