Manevi hayat iman ve amel zemininde yeşerir. Bu cümleden olarak imanın yanısıra salih amel de esastır. Müminin üzerine farz olan ameli terk etmesi haramdır İrşad vazifesi sadece ferdî planda kalmayıp aynı zamanda insanın hesap gününe hazırlanması ve onun kurtuluşuna vesile olunması anlamına gelir. Ziura inanç ve akidemizin sosyal hayatı ve o hayatı yaşayan insanı disiplin, kontrol ve sorumluluk bağlarıyla mutlak hesap gününe hazırladığı, inkarı mümkün olmayan bir hakikattir.Nefs tezkiyesi ve ruh güzelliğinin esas zemini salih ameldir. Salih ameli esas almayan bir seyir ve irşad, ilahi mecrasından çıkar ve Hakk'a vuslatı mümkün kılmaz. Nitekim tarihte İbahiye, Kaderiye... gibi anlayışlar, bu ilahi çizginin dışına çıkan taşkın görüşler, sapık anlayışlar olarak anılmaktadır. Zaten Kur'an-ı Kerim'in yüzlerce yerinde imandan hemen salih amelin zikredilmesi, bu gerçeğin kavranması bakımından manidardır. Bu meyanda salih amele sarılmak irşad müesesesi içinde mütalaa edilir.Manevi hayat iman ve amel zemininde yeşerir. Bu cümleden olarak imanın yanısıra salih amel de esastır. Müminin üzerine farz olan ameli terk etmesi haramdır; dolaysıyla gönlünü arındıran kimsenin, aynı zamanda amelsizlik sebebiyle harama düşmekten korunması zaruridir. Bu ölçü mümini sadece kötülüklerden kaçınmaya değil, aynı zamanda hayırda, güzelliklerde ve iyiliklerde aktif olmaya amel-i salih sahibi olmaya götürür.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.