Sabır üç kısımdır
İmam Ali’den (a.s): “Sabır üç kısımdır: Musibete karşı sabretmek; itaate sabretmek (hakka itaat etmek, mal ve candan geçmeyi veya zorluklarla karşılaşmayı gerektiriyorsa korkmamak) ve günaha karşı sabretmek (şehvet, gazap, makam, para vb. karşısında teslim olmamak)
06.02.2025 14:11:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
![Sabır üç kısımdır](resimler/haberler/28/sabir-uc-kisimdir-H1557046-11.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![Sabır üç kısımdır](resimler/haberler/28/sabir-uc-kisimdir-H1557046-12.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![](temalar/resimler/bos.gif)
İmam Ali'den (a.s): "Sabır üç kısımdır: Musibete karşı sabretmek; itaate sabretmek (hakka itaat etmek, mal ve candan geçmeyi veya zorluklarla karşılaşmayı gerektiriyorsa korkmamak) ve günaha karşı sabretmek (şehvet, gazap, makam, para vb. karşısında teslim olmamak).
Kendisini dört şeyden koruyabilen, hoşlanılmayan çirkin şeyleri hiçbir zaman görmemeye layıktır. "O dört şey nedir?" diye sorduklarında şöyle buyurdu: Acelecilik, inatçılık, bencillik ve gevşeklik.
Ameller üç kısımdır: Farzlar, müstehaplar ve günahlar. Farz olan ameller, Allah'ın emri, isteği, rızası, ilmi ve takdiri üzeredir. İnsanlar bu amellerde bulunarak Allah'ın azabından kurtulmuş olurlar.
Müstehap olan ameller ise Allah'ın emri ile değildir; yalnızca O'nun isteği, rızası, ilmi ve takdiri üzeredir; insanlar bu amelleri yapmakla sevap kazanırlar.
Günah olan ameller ise Allah'ın emri, isteği, rızası ile değildir; fakat ilmi ve takdiri onlara taalluk etmiştir; onları ancak kendi vaktinde mukadder buyurur; insanlar ise kendi ihtiyarları (istekleri) ile günah işlerler, Allah-u Teâla da onları, günah işledikleri için cezalandırır; çünkü onları günah işlemekten sakındırmıştır, ama onlar kabul etmemişlerdir.
Ey insanlar, bilin ki, Allah-u Teâla'nın her nimet karşısında bir hakkı vardır, kim onu eda ederse nimeti çoğalır; kim kusur ederse, nimeti yok olabilir ve çabuk azaba uğrar. Allah-u Teâla sizi günahtan korkan gördüğü gibi nimetten (nimetin şükrünü eda etmemekten) de çekinen (bir kimse gibi) görmelidir.
Kim, fakir olup fakirliğini Allah'ın bir lütfü olarak bilmezse, umulan rahmeti (sevabı) yok etmiş olur. Kim de zengin olup bu zenginliğini Allah'ın yavaş yavaş azaba yaklaştırması olmasından endişe etmezse, tehlikeli bir şeyden kendisini emniyette sanmıştır.
Ey insanlar, Allah'tan yakin isteyin; O'ndan afiyet, sıhhat dileyin; zira Allah'ın en büyük nimeti afiyettir; kalpte kalacak en güzel şey yakindir. Aldatılmış, dininde aldatılan kimsedir; gıpta edilecek, yakini iyi olan kimsedir.
İnsan, hayır ve şerden kendisine ulaşan şeyin, muhakkak ulaşacağını ve ulaşmayan şeyin de ulaşmayacağını kavramadıkça, imanın tadını anlayamaz.
Mümin, üç sıfattan mahrum kalmaktan daha çetin hiçbir belaya duçar olmamıştır. "O üç sıfat nelerdir?" diye sorduklarında İmam Ali aleyhi's-selâm buyurdu ki: Servetli olursa (kardeşlerle) eşitliği gözetmek, halkın hakkında insaflı davranmak, Allah'ı çok anmak. Ben size, (yalnız) subhanellah, ve'l-hamdu lillah (deyin) demiyorum; Allah'ı, her helal ve haramda göz önünde bulundurun (diyorum).
Kim dünyada kendisine yetecek olan miktara razı olursa, onun için en az şey yeterli gelir. Kim bu miktara razı olmazsa, dünyadan hiçbir şey ona yeterli gelmez.
Ölüme evet, alçaklığa hayır; deri soyulmasına evet, boyun eğip zilleti kabul etmeye hayır. Zaman iki türlüdür: Bir gün senin lehine, diğer bir gün de aleyhine olur. Lehine oldu mu azma, kendini kaybetme; aleyhine döndüğünde de üzülme. Zira her ikisiyle imtihan ediliyorsun.
Kime istersen iyilik et; o artık senin esirin olsun.
Dalkavukluk ve haset, müminin sıfatlarından değildir; ilim talep etmek için olursa o hariç.
Küfrün erkânı dörttür: Rağbet, korku, hoşnutsuzluk ve gazap (öfke).
Sabır, hedefe ulaşmanın anahtarıdır; direnişin sonu zaferdir. Her isteğin gerçekleşmesinin bir vakti vardır; kader, o vakti harekete geçirir (vücuda getirir).
Dil bir ölçüdür; cehalet onu hafiflettiği gibi akıl da onu ağırlaştırır.
Kim öfkesini, haksız olarak yürütmek isterse, Allah-u Teâla hak olarak zillet ve hakirliği ona tattırır; Allah-u Teâla çirkin işleri sevmez.
Allah'tan hayır dileyen (istiharede bulunan) şaşkın kalmaz, meşveret eden de pişman olmaz.
Şehirler, vatan sevgisiyle imar edilir.
Üç şeye riayet eden mesut olur: Nimet ulaştığında şükretmek, rızk kesildiğinde mağfiret dilemek, sıkıntıya düştüğünde çok "La havle ve la kuvvete illa billâh" demek.
İlim üç kısımdır: Din öğrenmek için fıkıh, beden sağlığı için tıp ve dili yanlışlıklardan korumak için nahiv ilmi (edebiyat).
Zorlukta Allah'ın hakkı, rıza ve sabırdır; kolaylıkta ise hamt ve şükretmektir."
Kendisini dört şeyden koruyabilen, hoşlanılmayan çirkin şeyleri hiçbir zaman görmemeye layıktır. "O dört şey nedir?" diye sorduklarında şöyle buyurdu: Acelecilik, inatçılık, bencillik ve gevşeklik.
Ameller üç kısımdır: Farzlar, müstehaplar ve günahlar. Farz olan ameller, Allah'ın emri, isteği, rızası, ilmi ve takdiri üzeredir. İnsanlar bu amellerde bulunarak Allah'ın azabından kurtulmuş olurlar.
Müstehap olan ameller ise Allah'ın emri ile değildir; yalnızca O'nun isteği, rızası, ilmi ve takdiri üzeredir; insanlar bu amelleri yapmakla sevap kazanırlar.
Günah olan ameller ise Allah'ın emri, isteği, rızası ile değildir; fakat ilmi ve takdiri onlara taalluk etmiştir; onları ancak kendi vaktinde mukadder buyurur; insanlar ise kendi ihtiyarları (istekleri) ile günah işlerler, Allah-u Teâla da onları, günah işledikleri için cezalandırır; çünkü onları günah işlemekten sakındırmıştır, ama onlar kabul etmemişlerdir.
Ey insanlar, bilin ki, Allah-u Teâla'nın her nimet karşısında bir hakkı vardır, kim onu eda ederse nimeti çoğalır; kim kusur ederse, nimeti yok olabilir ve çabuk azaba uğrar. Allah-u Teâla sizi günahtan korkan gördüğü gibi nimetten (nimetin şükrünü eda etmemekten) de çekinen (bir kimse gibi) görmelidir.
Kim, fakir olup fakirliğini Allah'ın bir lütfü olarak bilmezse, umulan rahmeti (sevabı) yok etmiş olur. Kim de zengin olup bu zenginliğini Allah'ın yavaş yavaş azaba yaklaştırması olmasından endişe etmezse, tehlikeli bir şeyden kendisini emniyette sanmıştır.
Ey insanlar, Allah'tan yakin isteyin; O'ndan afiyet, sıhhat dileyin; zira Allah'ın en büyük nimeti afiyettir; kalpte kalacak en güzel şey yakindir. Aldatılmış, dininde aldatılan kimsedir; gıpta edilecek, yakini iyi olan kimsedir.
İnsan, hayır ve şerden kendisine ulaşan şeyin, muhakkak ulaşacağını ve ulaşmayan şeyin de ulaşmayacağını kavramadıkça, imanın tadını anlayamaz.
Mümin, üç sıfattan mahrum kalmaktan daha çetin hiçbir belaya duçar olmamıştır. "O üç sıfat nelerdir?" diye sorduklarında İmam Ali aleyhi's-selâm buyurdu ki: Servetli olursa (kardeşlerle) eşitliği gözetmek, halkın hakkında insaflı davranmak, Allah'ı çok anmak. Ben size, (yalnız) subhanellah, ve'l-hamdu lillah (deyin) demiyorum; Allah'ı, her helal ve haramda göz önünde bulundurun (diyorum).
Kim dünyada kendisine yetecek olan miktara razı olursa, onun için en az şey yeterli gelir. Kim bu miktara razı olmazsa, dünyadan hiçbir şey ona yeterli gelmez.
Ölüme evet, alçaklığa hayır; deri soyulmasına evet, boyun eğip zilleti kabul etmeye hayır. Zaman iki türlüdür: Bir gün senin lehine, diğer bir gün de aleyhine olur. Lehine oldu mu azma, kendini kaybetme; aleyhine döndüğünde de üzülme. Zira her ikisiyle imtihan ediliyorsun.
Kime istersen iyilik et; o artık senin esirin olsun.
Dalkavukluk ve haset, müminin sıfatlarından değildir; ilim talep etmek için olursa o hariç.
Küfrün erkânı dörttür: Rağbet, korku, hoşnutsuzluk ve gazap (öfke).
Sabır, hedefe ulaşmanın anahtarıdır; direnişin sonu zaferdir. Her isteğin gerçekleşmesinin bir vakti vardır; kader, o vakti harekete geçirir (vücuda getirir).
Dil bir ölçüdür; cehalet onu hafiflettiği gibi akıl da onu ağırlaştırır.
Kim öfkesini, haksız olarak yürütmek isterse, Allah-u Teâla hak olarak zillet ve hakirliği ona tattırır; Allah-u Teâla çirkin işleri sevmez.
Allah'tan hayır dileyen (istiharede bulunan) şaşkın kalmaz, meşveret eden de pişman olmaz.
Şehirler, vatan sevgisiyle imar edilir.
Üç şeye riayet eden mesut olur: Nimet ulaştığında şükretmek, rızk kesildiğinde mağfiret dilemek, sıkıntıya düştüğünde çok "La havle ve la kuvvete illa billâh" demek.
İlim üç kısımdır: Din öğrenmek için fıkıh, beden sağlığı için tıp ve dili yanlışlıklardan korumak için nahiv ilmi (edebiyat).
Zorlukta Allah'ın hakkı, rıza ve sabırdır; kolaylıkta ise hamt ve şükretmektir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.