Resulullah (sav), Allah'ı zikredenle zikretmeyeni, diri ile ölüye teşbih etmiştir. Muaz bin Cebel'in, "Hangi amel daha hayırlıdır?" sorusuna, "Dilin Allah'ın zikriyle meşgul iken ölmendir" buyurmuştur. Yine bir hadisi şerifte, "Allah'ı o kadar anın ki, size deli desinler" buyurulmuştur. Yalnız hadislerle değil, pekçok ayet ile de Allah'ı sevmenin, O'na ibadet etmenin en büyük tezahürlerinden birinin, O'nu zikretmek olduğu kullara bildirilmiştir; "Onlar, ayakta, otururken ve yanları üstüne yatarken Allah'ı zikrederler" (Al-i İmran, 191) ayeti kerimesi de bizlere her halü kârda, her zaman Allah'ı zikretmemezi emrediyor.Bütün bunlardan anladığımız, bu mübarek mevsimde Allah'ın zikrini sevmenin, Allah'ın zikrinde devamlı olmanın ve her zaman, her hâl altında O'nun zikrini terketmemenin Allah'ı sevmenin bir işareti olduğudur.***Ebû Said elHudri rivayet ediyor. Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah için bir derece mütevazı olan kimseyi Allah bir derece yüseltir. Sonunda onu Firdevs Cennetinin en yüksek yerine çıkarır. Allah'a karşı bir derece kibir gösteren kimseyi Allah alçaltır. Sonunda onu Cehennemin en alçak tabakasına indirir." Hz. Ömer minberde şöyle hitap ediyordu:"Ey insanlar! Mütevazı olunuz. Çünkü ben Peygamberimizin şöyle buyurduğunu işittim: "Allah için mütevazı olanı Allah yükseltir." Ebû Hüreyre'nin rivayetine göre Peygamberimiz şöyle buyurdu: "Müslüman kardeşine karşı mütevazı olan kimseyi Allah yüceltir. Müslüman kardeşine karşı üstünlük taslayan kimseyi de Allah alçaltır." Abdullah bin Mes'ud'un rivayetine göre Peygamberimiz şöyle buyurdu: "Kim büyüklenir, övünürse Allah onu alçaltır. Kim de Allah korkusundan dolayı mütevazı olursa Allah da onu yüceltir." Rekbu'lMısrî'nin rivayetine göre Peygamberimiz şöyle buyurdu: "Vakarını, ağırbaşlılığını koruyarak tevazu eden, şerefini düşürmeden alçakgönüllü olan, günaha girmeden kazancını doğru yolda harcayan, düşkünlere ve yoksullara merhamet eden, ilim ve hikmet sahipleri ile kaynaşan kimseye ne mutlu!".