"Yolsuzluk yapan kardeşim de olsa elini kırarım" demiş olmasına rağmen Davutoğlu koltuğa oturur oturmaz niye eleştirmeye başladınız? Keşke, "Yürüyüşünü gördükten sonra" fikir sahibi olup, "Bu da onlar gibiymiş" yahut "Helâl olsun, bütün zorluklara rağmen gidene benzemiyor" deseydiniz, demeyin?Çünkü Davutoğlu da bir AKP'li? AKP demek lokomotifin Erdoğan olduğu, bakanları, milletvekilleri ve cümle yöneticileri ile uzun bir tren demek. Lokomotifin başka bir yöne, vagonların başka bir yöne gitmesi mümkün mü?Değil?Gelin, Lokomotifin seyrini kısaca hatırlayalım?Erdoğan da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yola çıkarken, "Yolsuzluk ve hırsızlığın babaların çocuklardan değil, çocukların babalarından öğrendiğini" söyleye söyleye hedefine varmamış mıydı? Varmıştı. Peki, artık bütün Türkiye ve dünya Erdoğan'lı hükümetler döneminde "Babaların çocuklarına rüşvet almayı öğrettiğine" şahit oldu mu olmadı mı? Aynı Erdoğan Belediye Başkanlığı döneminde Belediye'den iş alan müteahhitlerden sosyal kurumlara yardım için belli yüzde ile zorla bağış alınması için fetva istemiş, o fetvayı da almamış mıydı? Almıştı?Başbakanlık için yollara düşerken de millete, "Yoksulluk, Yolsuzluk ve Yasaklarla mücadele" sözü vermemiş miydi?12 küsur yıllık AKP döneminde Yoksulluk bitti mi? Yolsuzluk yok mu? Yasaklarla mücadele mi ediliyor?Türkiye İstatistik Kurumu rakamlarına göre 76 milyonluk AKP Türkiye'sinde tam 61 milyon insan "Yoksulluk sınırının altında" yaşıyor.. "Yolsuzluk" bahsinde dünya sıralamasında en öndeyiz. "Yasaklar" mı dediniz? Türkiye, AKP ile Franko'nun İspanya'sından beter hale geldi. Yani, "Yolsuzluk yapan kardeşim de olsa elini keserim" demek bir laf. Lafı söylemek kolay, iş icraatta! Havuz medyasının mimarlarından Binali Yıldırım da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adaylığı sürecinde, "Yolsuzluğu babam da yapsa, kardeşim de yapsa, iki gözüm de yapsa hiç acımam canına okurum" dedi, diyebildi. Sayın Davutoğlu bahsinde yanılmadığımız kısa sürede yine Davutoğlu hükümeti icraatlarınca ortaya kondu. AKP'nin Bakan çocukları evlerindeki içi döviz dolu çelik kasalar, bakanlara alınan bir apartman fiyatı değerindeki kol saatleri, içi tıka basa yabancı para dolu ayakkabı kutuları ile ilgili yolsuzluk ve rüşvet dağlarını kapatabilmek için Hâkim ve Savcıların avuç içine alınması gerekmiyor mu? Gerekiyor.. Bunun için HSYK'nın ele geçirilmesi şart değil mi? Şart!.. Ve AKP'nin Ekim ayında yapılacak seçimlerde HSYK'da çoğunluğu ele geçirmek için sadece 5 üyeye daha ihtiyacı var. HSYK 22 üyeli. Yarıdan bir fazlayı, yani 12 üyeyi bulan yargıda istediğini yaptırabilecek güce erişiyor. Dedik ya, 12 Ekim'de HSYK seçimleri var. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Davutoğlu'nun Başbakanlık ettiği AKP hükümeti bu seçimleri neredeyse genel seçimler kadar ve belki de genel seçimlerden daha önemli bir seçim olarak gördükleri anlaşılıyor?Ve işte böyle kritik bir süreçte Adalet Bakanı Bekir Bozdağ hâkim ve savcılara bin 155 lira seyyanen zam yapılacağını amma bu zammın HSYK seçimlerinden sonra verileceğini söylüyor? Torba Yasa da Meclis'te böyle çıkıyor?Yani, deniyor ki, Ey hâkim ve savcılar. HSYK'ya benim üyelerimi seçerseniz bu zammı alırsınız, yoksa avucunuzu yalama ihtimaliniz fazla? Dünyanın hangi modern ülkesinde böyle bir zam yapılır!Bu, hükümet eliyle savcı ve hâkimlere rüşvet teklifi değildir de nedir? Hâkim ve savcılarına rüşvet teklif eden bir hükümet ülkede rüşvet ve yolsuzlukla mücadele eder mi, edebilir mi? Bu hükümet Davutoğlu'nun Başbakan olduğu bir hükümet yani bir "Davutoğlu hükümeti" değil mi?Gidenle gelen arasında bir fark görebiliyor musunuz?Önümüzdeki yıl Haziran ayında yapılması beklenen genel seçimlere kadar yakından, çok yakından bakınız, gidenle gelen arasında bir fark görebiliyorsanız bize de söyleyiniz; olur ya gözden kaçırmış olabiliriz!Hiçbir fark göremediğiniz halde "yola devam" derseniz..İş işten geçmiş, imamınız kefeninizi biçmiş, Azrail başucunuza dikilmiş olur?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hasan Demir / diğer yazıları
- Artık yeter! / 02.11.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015