Projesi olmayana seçim yardımı haramdır

Başlıkta yer alan bu sözümün hedefinde, şu veya bu siyasi parti bulunmamaktadır.

Bütün siyasi partiler demokrasinin zengin kültürel gerekleri çerçevesinde, elbette ki tabi olarak kurulabilir ve siyaset yapabilir.

Mesele burada partilerin kimlikleri veya kurumsal yapıları değildir.

Asıl mesele ve sorun, Türkiye'de hiç de hakkı olmadığı ve asla hak etmediği halde milyarlarca liralık seçim yardımını alan partilerin racon kesmesidir!

Bakınız sevgili dostlarım, Türk milletini yok olmaktan kurtaran ve bunu Cumhuriyetle taçlandıran aziz önderimiz Atatürk, tek başına bu işi başarmıştır.

İstediğiniz kadar bu söze itiraz edin.

Bunu ben değil, Atatürk'ün silah arkadaşı Rauf Orbay söylüyor.

"Biz olmasaydık, o bu işi yine başarırdı. Ancak, o olmasaydı, biz bu işi asla başaramazdık" diyor.

Demek istiyorum ki, bugün milletimizi içerisinde bulunduğu bu dibe vurmuşluktan kurtaracak olan kişi, yine çözümü olan bir kişi olacaktır.

Çözümün varsa, zaten o kişinin etrafında kadro var demektir.

En fazla oyu alan parti şayet en maharetli parti olsaydı, bugün Türk ekonomisi tarihin en berbat durumunda olur muydu?

Türkiye'de iktidar olma şartı ve biçimi, öyle sanıldığı gibi çözüme veya projelere dayanmıyor.

Ülke kaynaklarını ele geçirmek isteyen küresel ahtapotlar, istediği adamla anlaşıp, medya marifetiyle bu ismi parlatabiliyor.

Ardından karşısındaki tüm siyasi aktörleri karalama veya karartma operasyonları devreye giriyor.

Onun da ardından, akıl almaz finansal desteklerle seçmen üzerinde çok kolayca manipülasyonlar yapılabiliyor. Ve sonuçta bu küresel proje sayesinde istenilen ve taviz koparılan isimler, birde bakıyorsunuz en tepeye veya tepemize çıkarılıyor.

Sonra milletçe gözlerimizi dikip, nerede kaldı bu hizmetler diye aval aval bekliyoruz.

Daha çok beklersiniz!

En başta dediğim gibi.

Bugün milletimizin önüne daha partisini kurmadan önce hazırlanmış olan projelerle çıkan kaç siyasi parti var?

Sağdan say bir, soldan say bir.

Demek ki bu konuya dikkat etmesi gereken devlet veya devletin kurumları değil, bizzat millet ve milletin fertleridir.

Hangi Allah kulu oy verdiği ve hatta "Canımı bile veririm" dediği partisinin parti programına bir kez olsun göz gezdirdi.

Hangi seçmen bugüne kadar oy verdiği partisinin liderine, "Sen bu ülkeyi nasıl dünya lideri yapacaksın, plan projen var mı?" diye soru yöneltmiş.

"Sen uzun boylusun bee…

Sen ne yakışıklısın.

Sen muhalefete ne güzel küfrediyorsun.

Sen Cumhuriyet değerleri ve Atatürk'e ne iyi sallıyorsun" diye oy veren milyonlarca bilinçsiz seçmenin olduğunu hepiniz adınız gibi biliyorsunuz.

Peki sonuç!

Dünyanın en zengin kaynaklarına sahip olduğu halde, en fakir ve zelil durumda olan bir millet haline getirildik.

Seçim sistemimiz ise bu çarkın dönmesine olanak sağlayan adeta küresel bir aparat.

Nasıl yani?

Ekonominin E'sinde anlamayan siyasi partilere sırf yüzde 3'lük barajı geçtiler diye sağlanan seçim yardımı, tamamıyla çifte standart.

Bu zamana kadar, şu veya bu şekilde oluşturulan ideolojiler sayesinde aynı partilerin destekçi bulması bizim coğrafyamızda çok kolay oluyor.

Peki, gerçekten ülkemizi dünyanın süper gücü yapacak, plan ve projelere ve hatta modele sahip partinin burada suçu ne?

Ülkemizi bölmeye ve sonuna kadar sömürmeye karar verenlerle işbirliğine gitmeyen bu hareketlerin günahı ne?

Tek suçları veya günahları, milletin derdi ile dertlenip, gerçek çözümler üretmek.

Bakınız hiçbir çözümü bulunmayan ve milletimizin ömründen ömür çalan partilerin, yoktan yere sizin vergilerinizin toplanmasıyla aldıkları paya bakar mısınız?

Hazine yardımı yerel seçimlerin olduğu yıllarda normal tutarın 2 katı, milletvekili seçimi yıllarında ise 3 katı olarak uygulanıyor bu içi boş partilere.

Böylece bu çözümsüz partilere yapılacak toplam yardım tutarı 6 milyar 682 milyon liraya ulaşacak. 

AK Parti toplam 2 milyar 658 milyon lira, CHP 1 milyar 892 milyon lira, MHP 752 milyon lira, İYİ Parti 722 milyon lira, Yeşil Sol Parti de 658 milyon lira yardım alacak.

Kim helal ediyorsa etsin.

Ben helal etmiyorum.