‘Pişmanlık tövbe sayılır’
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Pişmanlık, tövbe sayılır.” Pişmanlık, büyük şeydir. Bu duygu, hataların ne gibi yıkıntılara sebep olduğunu bildikten sonra hâsıl olur
25.09.2023 21:00:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





İmam Gazali Hazretleri şöyle anlatıyor:
Kim ki, bir fakire sadaka verir, zavallıyı doyurur ya da bir hayır yerine para sarf ederse, baksın, onu gizlemek ve saklı yapmak istiyor mu? Eğer nefsinde bunun aksi varsa, o yapılan işe görsünler ve işitsinler duygusu karışıktır. Bunları dinledikten sonra, demek istersen; "Bu kadar büyük işlerden kurtulmak nasıl kabil olur? Çünkü saydığın bu zümrelerin hiçbiri gururdan hali kalmıyor. Nefisleri, her biri için bir çeşit aldatma yolu Buluyor."
Bu soruya şöyle cevap veririz: Arzun doğru olsaydı, elbette gerçeği bulurdun. Bu iş, daima Allah'ın kolaylık verdiği kimselere kolaydır. Bu işler, yerin zeminini kazıp, orada saklı altın ve gümüşü meydana çıkarmaktan, deniz dibinde balık avlamaktan, uçan kuşu yere indirmekten daha zor değildir. Bunları yapacak kudrette olan kimse, daha kolay olan riya -görsünler- suma -işitsinler- gibi işleri haydi haydi yapar.
Yapılan işlerin neticesini bilen ve zikri geçen riya vb. işlerin nasıl olsa sönüp gideceğine, ölümün hepsini öldüreceğine inanan ve nefsinin zelil olduğuna, Yaratanın izzet ve celâl sahibi bulunduğuna tam iman sahibi olur, dünyanın bir aldanma yeri olduğunu, ahiretin de ebedî olduğunu bilene şöhret, şan ne lâzım... Ona gereken Allah için amel değil mi? Böyle yapan kimse, elbette yaptığı işlerin zararından kurtulur.
Bunları yaptıktan sonra korkulacak şeyin ne olduğunu sorarsan, deriz ki:
Tarif ettiğimiz gibi iyi hal sahibi olana şeytan musallat olabilir. Böyle temiz bir hal sahibine şeytan gelip şöyle diyebilir: "Sen artık kötü afetlerden berî oldun, kurtuldun. Şimdi sana gereken, halka davetçi olup onlara nasihat etmendir."
Bu, şeytan âdetidir. Nereden geleceği önceden tespit edilemez. Dünya işinde yol bulamayınca dinî yönden gelir. Dikkat gerekir. Daha önce, vaaz ve nasihat etmenin şartlarını anlattık. O şartlar tahtında vaazını, nasihatini yapan inşallah muvaffak olur.
Şimdi de kurtarıcı amelleri anlatalım. Bu amellerin başında tövbe gelir.
Bilesin ki, tövbe üç şeyden meydana gelir: İlim, hal ve fiil.
Yapılan bir hatanın birçok zararı vardır. Ve o hata, kula bir perdedir. Gerçeklere kapanan bütün kapılar günah yüzünden kapanırlar. Bu, birinci bölüme girer, yani ilim...
Bu anlayışı bulduktan sonra, kalpte bir üzüntü meydana gelir. Buna da hal tabir edilir. Bunun manası, yapılan hata yüzünden üzüntüye düşmek ve sevgiliyi yitirme korkusudur. Bu halin daha açık tabiri, pişmanlık demektir. Tövbe arzusu böylece insanı istilâ ettikten sonra, yapılan hatalar tamir edilir. Eksikler tamamlanır. Buna da fiil tabiri kullanılır.
Tövbe, derhal hatayı bırakmak, bir daha ona dönmemeye azmetmek, yapılmış hataların yerine iyisini yapmaktır. Hiç olmazsa pişman olmak... Çünkü Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifinde bunu belirtir: "Pişmanlık, tövbe sayılır." Pişmanlık, büyük şeydir. Bu duygu, daha önce anlattığımız gibi, hataların ne gibi yıkıntılara sebep olduğunu bildikten sonra hâsıl olur."
(El-Mürşidü'l-Emm ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)
Kim ki, bir fakire sadaka verir, zavallıyı doyurur ya da bir hayır yerine para sarf ederse, baksın, onu gizlemek ve saklı yapmak istiyor mu? Eğer nefsinde bunun aksi varsa, o yapılan işe görsünler ve işitsinler duygusu karışıktır. Bunları dinledikten sonra, demek istersen; "Bu kadar büyük işlerden kurtulmak nasıl kabil olur? Çünkü saydığın bu zümrelerin hiçbiri gururdan hali kalmıyor. Nefisleri, her biri için bir çeşit aldatma yolu Buluyor."
Bu soruya şöyle cevap veririz: Arzun doğru olsaydı, elbette gerçeği bulurdun. Bu iş, daima Allah'ın kolaylık verdiği kimselere kolaydır. Bu işler, yerin zeminini kazıp, orada saklı altın ve gümüşü meydana çıkarmaktan, deniz dibinde balık avlamaktan, uçan kuşu yere indirmekten daha zor değildir. Bunları yapacak kudrette olan kimse, daha kolay olan riya -görsünler- suma -işitsinler- gibi işleri haydi haydi yapar.
Yapılan işlerin neticesini bilen ve zikri geçen riya vb. işlerin nasıl olsa sönüp gideceğine, ölümün hepsini öldüreceğine inanan ve nefsinin zelil olduğuna, Yaratanın izzet ve celâl sahibi bulunduğuna tam iman sahibi olur, dünyanın bir aldanma yeri olduğunu, ahiretin de ebedî olduğunu bilene şöhret, şan ne lâzım... Ona gereken Allah için amel değil mi? Böyle yapan kimse, elbette yaptığı işlerin zararından kurtulur.
Bunları yaptıktan sonra korkulacak şeyin ne olduğunu sorarsan, deriz ki:
Tarif ettiğimiz gibi iyi hal sahibi olana şeytan musallat olabilir. Böyle temiz bir hal sahibine şeytan gelip şöyle diyebilir: "Sen artık kötü afetlerden berî oldun, kurtuldun. Şimdi sana gereken, halka davetçi olup onlara nasihat etmendir."
Bu, şeytan âdetidir. Nereden geleceği önceden tespit edilemez. Dünya işinde yol bulamayınca dinî yönden gelir. Dikkat gerekir. Daha önce, vaaz ve nasihat etmenin şartlarını anlattık. O şartlar tahtında vaazını, nasihatini yapan inşallah muvaffak olur.
Şimdi de kurtarıcı amelleri anlatalım. Bu amellerin başında tövbe gelir.
Bilesin ki, tövbe üç şeyden meydana gelir: İlim, hal ve fiil.
Yapılan bir hatanın birçok zararı vardır. Ve o hata, kula bir perdedir. Gerçeklere kapanan bütün kapılar günah yüzünden kapanırlar. Bu, birinci bölüme girer, yani ilim...
Bu anlayışı bulduktan sonra, kalpte bir üzüntü meydana gelir. Buna da hal tabir edilir. Bunun manası, yapılan hata yüzünden üzüntüye düşmek ve sevgiliyi yitirme korkusudur. Bu halin daha açık tabiri, pişmanlık demektir. Tövbe arzusu böylece insanı istilâ ettikten sonra, yapılan hatalar tamir edilir. Eksikler tamamlanır. Buna da fiil tabiri kullanılır.
Tövbe, derhal hatayı bırakmak, bir daha ona dönmemeye azmetmek, yapılmış hataların yerine iyisini yapmaktır. Hiç olmazsa pişman olmak... Çünkü Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifinde bunu belirtir: "Pişmanlık, tövbe sayılır." Pişmanlık, büyük şeydir. Bu duygu, daha önce anlattığımız gibi, hataların ne gibi yıkıntılara sebep olduğunu bildikten sonra hâsıl olur."
(El-Mürşidü'l-Emm ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.