Sezen Aksu, Gülşen derken şimdi de bir akademisyenin sözlerinden ötürü malum güruh iman gösterisi yapmaya devam ediyor.
5 Aralık'ta Yıldız Teknik Üniversitesi'nden bir öğretim üyesi ile bir gurup öğrenci arasında tartışma yaşanıyor. (öğretim görevlisi ne dedi, dedi mi, ne demek istedi, doğru, yanlış bir tarafa)
Tartışma akabinde bir gurup okul içerisinde üzerinde salavat-ı şerife yazılı pankartla yürüyor ve öğretim görevlisini istifaya davet ediyor.
İki hafta sonra olay medyaya düştü. Ama Allah'ım! Din elden gitmişte haberimiz yok!
Hemen bir organizasyon. 1,680 kişi ve Müdafaa-i İslam Hareketi Derneği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
Bahsi geçen akademisyenin 'Kamu barışını tehlikeye sokacak sözler' sarf ettiği gerekçesiyle TCK 125 ve 216'ıncı maddeleri gereği cezalandırılmasını istiyorlar.
Akabinde bir gurup Çağlayan Adliyesi önünde açıklama yapıyor ve bu zihniyetin amaçlarının 'İslam'ın önünü kesmek ve kötülemek' olarak açıklayarak, Peygambere hakareti kabul etmeyeceklerini, Peygambere sahip çıkacaklarını belirtiyorlar.
İlahiyatçı ve yazar İhsan Şenocak'ta bildiri yayınladı: "Ey tescilli kafir Uğur Kutay, zerre kadar haysiyetin varsa ceddimiz Sultan Fatih'in fethettiği şehrimizden defol" ve dahası…
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İslam'a ve Hz. Peygamber'e yapılan hakarete karşı suç duyurusunda bulunulduğunu açıkladı.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı da, 18 Aralık'ta akademisyen Uğur Kutay'a "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçundan dosya hazırlandığını duyurdu.
İşin hukuk boyutu mahkemede. Biz siyasi ve dini boyutuna bakalım. Siyasi olarak ekonomi battıkça birileri dini öne çıkarıyor, desem konu anlaşılır.
Peygamber size sahip çıkacak mı?
Ve asıl boyut! 'Dinimize, peygamberimize sahip çıkıyoruz' diyenlere, Peygamberimiz (s.a.a.v) sahip çıkacak mı?
Neden bu soruyu sordum? Gazetemizin emektar yazarlarından, Merhum Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın, 'Hocaların hocası' diye taltif ettiği Müslüm Karabacak abimiz sosyal medyadan şu paylaşımı yaptı:
"Yoksa duymadınız mı?
Resulullah'ın (saa) göz nuru, ciğerparesi Hz. Hüseyin'i (a.s) 73 kılıç ve ok darbesiyle şehit etmekle yetinmeyip, mübarek başını vücudundan ayıran, onunla da yetinmeyip, ailesini köle gibi Kerbela'dan Şam'a kadar elleri-ayakları zincirli yürüten yaratığa, asırlardır; "Allah ondan razı olsun" duasını yapanlar, bir akademisyeni, Resulullah'a hakaret ettiği için protesto etmiş. Ne aşk ama (!)"
Evet, hutbelerden Peygamberimizin Ehl-i Beyt'ine 80 yıl boyunca hakaret ettiren, sırf Ali'nin yolunda diye 30 binden Müslümanın katili Muaviye'ye, Yezid'e radıallahu anh (r.a) diyenler, onlara lanet okumak caiz değildir, fetvası verenler kalkmış Peygambere sahip çıktıklarını iddia ediyor.
Peki, Peygamber, size sahip çıkacak mı? Din, iman, İslam, Kitap, peygamber şarkıcılar, popçular, topçular veya bu tip kişilerin söz, eylem ve kıyafetleri gündem olduğunda mı aklınıza geliyor?
Oysa yolsuzluk, rüşvet, yalan, dolan, adam kayırma, ihale, devlet malı gibi konular hep gündemde.
Bir gün olsun çıkıp da, Dinimiz, Peygamberimiz devlet malı konusunda, fakir-fukara konusunda, yolsuzluk konusunda vs. duruşu şu şekildedir.
Ey koltuk sahipleri, kendinize gelin. Şeffaf olun. İcraatlarınız, ortaya atılan iddialar, bu iddialar karşısındaki suskunluğunuz, adaleti devreye koymayışınız sizden çok dinimize zarar veriyor, dediklerini duydunuz mu?
Rasmussen'i hatırlar mısınız?
Danimarka başbakanıydı ve Danimarka'da bir gazete Peygamberimize (s.a.a.v) hakaret içeren karikatürler yayınladı.
İslam Dünyasından tepkiler yağmıştı. Bilin bakalım en sert tepkiyi kim vermişti? Cevap, Türkiye ve Başbakan Erdoğan.
Sayın Erdoğan, Rasmussen'den gereğini yapmasını bile istemişti. Rasmussen ise Peygamberimize hakareti 'ifade özgürlüğü' olarak tabir edip desteklemişti.
Rasmussen sadece İslam'a, Peygamberimize karşı değildi. Türkiye'ye ve Türk Milletine de karşı bir isimdi ve Türkiye'nin AB'ye alınmaması gerektiğini de açıkça dile getiriyordu.
İşte o Rasmussen gün geldi, NATO genel sekreterliğine aday oldu. Sayın Erdoğan 'onay vermemiz mümkün değil' derken 'Allah rızası için bu kişi, NATO Genel Sekreteri olmamalı' diye İslam ülkelerinden telefonlar aldığını da açıklamıştı.
Sonuç, Erdoğan onay verdi ve Rasmussen NATO genel sekreteri oldu.
Bugün 'Peygamberimize sahip çıkıyoruz' diyenler o gün hikmet arayışındaydılar!
Aynen, AKP'li bazı vekillerin 'Allah'ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider var. İşte bunun önünü kesmek istediler… Sayın Başbakanımıza dokunmak bile inanın bence ibadettir…" sözlerinde aradıkları gibi!
Bugün 'Peygamberimize sahip çıkıyoruz' diyenler, 'Oğlum ben her gün her Cuma bir tane ayet sallıyorum. Bu Bakara çok iyi makara" diyen Egemen Bağış'a karşı sustular.
Bugün 'Peygamberimize sahip çıkıyoruz' diyenler, Efkan Ala'nın, 'Peygamber gurura kapıldı, biz kapılmadık' sözlerine karşı sustular.
Bugün 'Peygamberimize sahip çıkıyoruz' diyenler, papazlarla, hahamlar iftar açan, dua edenlere, 'durun, siz ne yapıyorsunuz, Hz. Peygamberin dininde böyle bir şey yok' demediler.
Şimdi kalkmış 'Peygamberimize sahip çıkıyoruz' diyorlar. O Peygamber (s.a.a.v) size sahip çıkacak mı?
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025