Günler öncesinden Zaman gazetesinin anons ettiği Abant Platformu'nun yedincisi Amerika'da yapıldı, bitti.
ABD'nin eski Ankara büyükelçisi Robert Pearson başta olmak üzere çok sayıda Amerikalı yetkilinin, diplomatın, bürokratın, emeklinin, akademisyenin çok yoğun ilgi gösterdiğini yazan Zaman gazetesi, bu toplantıya katılamayıp da mesaj gönderenlerin mesajlarını da yayınladı.
Devlet bakanı Mehmet Aydın'la Pearson arasında çok sıcak diyaloglar yaşandığını, Kemal Derviş'in, Türkiye'nin AB üyeliğini şart gördüğünü, AKP'li Burhan Kuzu'nun ise "Üç dönem AKP'ye fırsat verilirse bu AB üyeliği meselesini halledeceklerini" taahhüt ettiğini yine söz konusu gazeteden öğrendik. Bunların hepsi bir yana, yayınladığı mesajlardan, Fener Rum patriği Bartholomeus'a ait olanı oldukça dikkat çekiciydi ve altı çizilmesi gereken cümleler ve mesajlar içermekteydi.
İsmi geçen gazeteden okuyoruz:
"...Fetullah Gülen'in on yıldan fazla zamandır kendisine inananları, İslam ve bütün diğer dinler arasında diyaloğun gerekliliği konusunda eğittiğini ifade etti. Patrik Bartholomeus, Türk tipi İslam modelinin,"cihad" ve "Haçlı seferi" gibi kavramlardan tamamen uzak olduğunu kaydederek, Türk modelinin Avrupa Birliği'ne entegrasyonun; Batı ve İslam dünyası arasındaki işbirliği için güçlü sembolik bir örnek teşkil edeceğini belirtti." Patriğin gönderdiği, Zaman gazetesinin de üçüncü sayfasında müstakil bir sütun açarak verdiği bu cümleler Abant toplantılarının ve diğer organizelerin, hem içerde hem de dışarıda yapılanların ortak amacını ortaya koyuyor. Demek ki ne yapıyormuş efendim? Fethullah Gülen, on yılı aşkın bir süreden beri kendisine inananları, dinler arası diyalog konusunda eğitiyormuş.
Bu yoğunlaştırılmış eğitimin sonunda ortaya yepyeni bir Türk İslam modeli anlayışı çıkıyormuş. Avrupa Birliği'ne entegrasyon için ilaç gibi gelen bu modelde epeyce kuşa çevrilmiş bir İslam anlayışı dalga dalga yayılıyormuş.
Ortaya çıkan yepyeni Türk tipi İslam modelinin patriğe göre çok önemli iki artısı varmış; cihad ve Haçlı seferleri kavramlarından arındırılmış, soyutlanmış bir İslam. Yine aynı toplantıda, bir Amerikalı akademisyenden naklettiklerine göre, bu toplantının "Ilımlaştırıcı etki" yaptığını dile getirmiş. Onlarca ayet-i kerimede ifade edilen cihad kavramını bir çırpıda siliyorsunuz. Yine Haçlıların binbir hile ve tuzaklarını, açığa vurdukları ve içlerinde sakladıkları kin ve nefretlerini anlatan ayetleri ve aynı paraleldeki hadis-i şerifleri ayıklıyorsunuz ki buna bir taşla iki kuş vurmak diyorlar. Cihad kavramını silerek kendi kabuğuna çekilmiş, sinmiş, susmuş, muhatabına söyleyecek hiç bir şeyi kalmamış bir model oluşturuyorlar. Diğer taraftan Haçlı Seferleri kavramını atarak, gerçekte düşman olan, Müslümanların canında, toprağında, namusunda gözü olan katillerin, namussuzların, işgalcilerin yok sayılması, tehlike görülmemesi gibi bir gaflet çuvalı imal ediyorlar.
Abant toplantılarının misyonu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor, anlayana...
ABD'nin eski Ankara büyükelçisi Robert Pearson başta olmak üzere çok sayıda Amerikalı yetkilinin, diplomatın, bürokratın, emeklinin, akademisyenin çok yoğun ilgi gösterdiğini yazan Zaman gazetesi, bu toplantıya katılamayıp da mesaj gönderenlerin mesajlarını da yayınladı.
Devlet bakanı Mehmet Aydın'la Pearson arasında çok sıcak diyaloglar yaşandığını, Kemal Derviş'in, Türkiye'nin AB üyeliğini şart gördüğünü, AKP'li Burhan Kuzu'nun ise "Üç dönem AKP'ye fırsat verilirse bu AB üyeliği meselesini halledeceklerini" taahhüt ettiğini yine söz konusu gazeteden öğrendik. Bunların hepsi bir yana, yayınladığı mesajlardan, Fener Rum patriği Bartholomeus'a ait olanı oldukça dikkat çekiciydi ve altı çizilmesi gereken cümleler ve mesajlar içermekteydi.
İsmi geçen gazeteden okuyoruz:
"...Fetullah Gülen'in on yıldan fazla zamandır kendisine inananları, İslam ve bütün diğer dinler arasında diyaloğun gerekliliği konusunda eğittiğini ifade etti. Patrik Bartholomeus, Türk tipi İslam modelinin,"cihad" ve "Haçlı seferi" gibi kavramlardan tamamen uzak olduğunu kaydederek, Türk modelinin Avrupa Birliği'ne entegrasyonun; Batı ve İslam dünyası arasındaki işbirliği için güçlü sembolik bir örnek teşkil edeceğini belirtti." Patriğin gönderdiği, Zaman gazetesinin de üçüncü sayfasında müstakil bir sütun açarak verdiği bu cümleler Abant toplantılarının ve diğer organizelerin, hem içerde hem de dışarıda yapılanların ortak amacını ortaya koyuyor. Demek ki ne yapıyormuş efendim? Fethullah Gülen, on yılı aşkın bir süreden beri kendisine inananları, dinler arası diyalog konusunda eğitiyormuş.
Bu yoğunlaştırılmış eğitimin sonunda ortaya yepyeni bir Türk İslam modeli anlayışı çıkıyormuş. Avrupa Birliği'ne entegrasyon için ilaç gibi gelen bu modelde epeyce kuşa çevrilmiş bir İslam anlayışı dalga dalga yayılıyormuş.
Ortaya çıkan yepyeni Türk tipi İslam modelinin patriğe göre çok önemli iki artısı varmış; cihad ve Haçlı seferleri kavramlarından arındırılmış, soyutlanmış bir İslam. Yine aynı toplantıda, bir Amerikalı akademisyenden naklettiklerine göre, bu toplantının "Ilımlaştırıcı etki" yaptığını dile getirmiş. Onlarca ayet-i kerimede ifade edilen cihad kavramını bir çırpıda siliyorsunuz. Yine Haçlıların binbir hile ve tuzaklarını, açığa vurdukları ve içlerinde sakladıkları kin ve nefretlerini anlatan ayetleri ve aynı paraleldeki hadis-i şerifleri ayıklıyorsunuz ki buna bir taşla iki kuş vurmak diyorlar. Cihad kavramını silerek kendi kabuğuna çekilmiş, sinmiş, susmuş, muhatabına söyleyecek hiç bir şeyi kalmamış bir model oluşturuyorlar. Diğer taraftan Haçlı Seferleri kavramını atarak, gerçekte düşman olan, Müslümanların canında, toprağında, namusunda gözü olan katillerin, namussuzların, işgalcilerin yok sayılması, tehlike görülmemesi gibi bir gaflet çuvalı imal ediyorlar.
Abant toplantılarının misyonu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor, anlayana...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025