Ankara'da tam bir panik havası yaşanıyor. Ankara'nın 40 yıllık müdavimleri, Türk seçmeninin kendilerini bu kez sandığın dibine gömeceğini, 40 yıllık tecrübelerinin verdiği derin birikimle(!) geç kalmadan kavrayabildiler.
Daha birkaç hafta öncesine kadar, "ölümüz bile barajı aşar", "seçimlerden birinci parti olarak çıkarız" diyen köklü partiler bugünlerde, kendilerini barajın dibinden kurtaracak ittifak arayışlarına girdiler. Seçmenin hesap soracağı 3 Kasım'a doğru hızla yol alınırken, zamanın daralmasıyla etekleri tutuşan bu partiler, siyasi kaprislerini bir kenara bırakarak kendilerini son bir kez daha Meclis'e atabilmenin telaşı içerisindeler.
Ekonomiden sorumlu bakan Kemal Derviş, 10 günlük gizemli ABD gezisinden döndükten sonra, gündeme "Fransız modeli" kavramını getirmişti. Anlaşılan ABD'den böyle bir talimatla gelmişti Derviş. Derviş'in "ABD telkinli Fransız modelini" ANAP lideri Mesut Yılmaz Derviş'ten bile fazla benimseyerek, bunu hayata geçirebilmek için turla r düzenlemeye başladı. Yılmaz'ın bu gayretinde ABD'nin yeni sağ ve sol projelerinin etkisi olmakla beraber asıl etkili faktör, önceki gün Doğan Grubu'nun en büyük gazetesinde yayınlanan ve Meclis'teki 5 partinin barajın altında kaldığını gösteren anket oldu. Bu ankette sadece iki parti barajı geçerken, diğer bütün partiler barajın altına gömülüyordu. Bu anket, Meclis'teki partilerin baraj telaşını paniğe dönüştürürken, bütün kaprisler bir tarafa bırakılıp, eski hesaplar unutulup kuyudan çıkabilme hesapları yapılmaya başlandı. Yılmaz, sözde uygarlık cephesiyle (ki bu AB uygarlığı)YTP, DTP, DYP ile olursa Fransız modeli olmazsa ortak aday gösterme yöntemiyle barajı aşabileceğini hesaplarken, bu cepheye AKP, DSP ve CHP'nin de katılabileceğinin sinyallerini veriyordu. Yani Avrupa Birliği'ne koşulsuz destek veren AB cephesi seçim öncesinde biraraya gelecek. AB ve ABD bu hayalin hayata geçebilmesi için bütün imkanlarını seferber ediyor. Dün YTP lideri İsmail Cem ile DTP lideri Mehmet Ali Bayar'ın birleşme kararı alması da bu projenin öncü habercisi niteliğinde.
Geçen günlerde Newsweek dergisinde yeralan, "Tayyip- Derviş- Cem" senaryosundan hareketle gündeme getirdiğimiz yeni troykaya, Kemal Derviş'in akıl hocası Asaf Savaş Akat'tan da onay geldi. Akat, Derviş ile Tayyip ittifakının Türkiye'yi rahatlatacağını söyleyerek, Derviş'in kafasındaki oluşumun sinyalini vermiş oldu.
Ankara'da panik havasının yaşadığı şu zamanda, kulaktan kulağa dolaşan önemli bir anket sonucu, yapılan ittifak çalışmalarının ve yaşanan korkunun nedenini açıkça ortaya koyuyor. Bu önemli ankete göre barajı iki parti geçiyor. Bunlar yüzde 38 ile Bağımsız Türkiye Partisi ve yüzde 11 ile AKP. Diğer bütün partiler barajın altında kalırken, AKP sınırda dolaşıyor.
Korkunun ve telaşın nedeni açık ama korkunun ecele faydası yok...
Daha birkaç hafta öncesine kadar, "ölümüz bile barajı aşar", "seçimlerden birinci parti olarak çıkarız" diyen köklü partiler bugünlerde, kendilerini barajın dibinden kurtaracak ittifak arayışlarına girdiler. Seçmenin hesap soracağı 3 Kasım'a doğru hızla yol alınırken, zamanın daralmasıyla etekleri tutuşan bu partiler, siyasi kaprislerini bir kenara bırakarak kendilerini son bir kez daha Meclis'e atabilmenin telaşı içerisindeler.
Ekonomiden sorumlu bakan Kemal Derviş, 10 günlük gizemli ABD gezisinden döndükten sonra, gündeme "Fransız modeli" kavramını getirmişti. Anlaşılan ABD'den böyle bir talimatla gelmişti Derviş. Derviş'in "ABD telkinli Fransız modelini" ANAP lideri Mesut Yılmaz Derviş'ten bile fazla benimseyerek, bunu hayata geçirebilmek için turla r düzenlemeye başladı. Yılmaz'ın bu gayretinde ABD'nin yeni sağ ve sol projelerinin etkisi olmakla beraber asıl etkili faktör, önceki gün Doğan Grubu'nun en büyük gazetesinde yayınlanan ve Meclis'teki 5 partinin barajın altında kaldığını gösteren anket oldu. Bu ankette sadece iki parti barajı geçerken, diğer bütün partiler barajın altına gömülüyordu. Bu anket, Meclis'teki partilerin baraj telaşını paniğe dönüştürürken, bütün kaprisler bir tarafa bırakılıp, eski hesaplar unutulup kuyudan çıkabilme hesapları yapılmaya başlandı. Yılmaz, sözde uygarlık cephesiyle (ki bu AB uygarlığı)YTP, DTP, DYP ile olursa Fransız modeli olmazsa ortak aday gösterme yöntemiyle barajı aşabileceğini hesaplarken, bu cepheye AKP, DSP ve CHP'nin de katılabileceğinin sinyallerini veriyordu. Yani Avrupa Birliği'ne koşulsuz destek veren AB cephesi seçim öncesinde biraraya gelecek. AB ve ABD bu hayalin hayata geçebilmesi için bütün imkanlarını seferber ediyor. Dün YTP lideri İsmail Cem ile DTP lideri Mehmet Ali Bayar'ın birleşme kararı alması da bu projenin öncü habercisi niteliğinde.
Geçen günlerde Newsweek dergisinde yeralan, "Tayyip- Derviş- Cem" senaryosundan hareketle gündeme getirdiğimiz yeni troykaya, Kemal Derviş'in akıl hocası Asaf Savaş Akat'tan da onay geldi. Akat, Derviş ile Tayyip ittifakının Türkiye'yi rahatlatacağını söyleyerek, Derviş'in kafasındaki oluşumun sinyalini vermiş oldu.
Ankara'da panik havasının yaşadığı şu zamanda, kulaktan kulağa dolaşan önemli bir anket sonucu, yapılan ittifak çalışmalarının ve yaşanan korkunun nedenini açıkça ortaya koyuyor. Bu önemli ankete göre barajı iki parti geçiyor. Bunlar yüzde 38 ile Bağımsız Türkiye Partisi ve yüzde 11 ile AKP. Diğer bütün partiler barajın altında kalırken, AKP sınırda dolaşıyor.
Korkunun ve telaşın nedeni açık ama korkunun ecele faydası yok...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012