İngiltere Hükümeti, sömürgeci hedeflerini gerçekleştirmek için, Doğuda sömürgeleştirdiği ülkelerdeki siyasetini, dilediği araştırmaları kendisine sunan bir grup müsteşrikle müşavere ve temas kurduktan sonra tespit ederdi. Dr. İbrahim El-Lebban bu konuda şunları söylüyor:
"Gerçek şu ki Batıdaki siyaset adamları bu fakültelerin (Avrupa'daki şark dilleri fakültelerinin) hocalarıyla sıkı irtibat halindeydiler. Arap ve Müslüman milletlerle ilgili siyasî işlerde mühim kararlar almadan evvel, onların görüşlerine müracaat ederlerdi. Ben, müsteşrik büyüklerinden birinin şöyle dediğini işittim: Mr. Aden, Ortadoğu'yla ilgili, bir kararı ortaya koymadan önce Arapça'yla uğraşan müsteşrikleri toplar, görüşlerine kulak verir, daha sonra onlardan dinlediklerinin ışığında alacağı kararı alırdı. Hatta onlardan bazıları, Arap topluluklarının tanınmış şahsiyetleriyle dostluk bağlarını tesis eder, bu dostluğu bir perde yapıp arkasında harp esnasında casusluk faaliyetlerini yürütürdü."Sömürgecilik, görünüşte dinî, gerçekte ise emperyalist harpler olan Haçlı Seferleri'nin bir uzantısıdır. Arap ve İslam memleketlerini yeniden istila etmek, Haçlı Seferleri'nin mağlûbiyetinden beri Avrupalıları kaplayan bir emel ve bir ideal oldu. Bu gaye ile mezkûr ülkeleri, inanç, ibadet, ahlak ve zenginlikler gibi bütün hususiyetleriyle incelemeye yöneldiler. Böylece onlardaki kuvvet noktalarını tanıyıp bunları zayıflatmayı, zayıf yönlerini de tespit edip istifade etmeyi amaçladılar. Müsteşrikliğin, sömürgecilikle olan ilgisi sanıldığı gibi yalnızca akıl verme noktasında kalmadı. Aksine Edward Said'in de dediği gibi, çok daha derin ve geniş boyutlara ulaştı.Müsteşrikliğin sömürgecilerin ileri gelenlerine aklî planda yol göstermesi daha önce, yani Şark, emperyalizmin istilasına uğramadan da söz konusuydu. Yoksa bu istila gerçekleştikten sonra değil. Müsteşriklik kültürü sömürgecilik için Şarkın dağ ve derelerinde Şark milletlerine boyun eğdirip onlara egemen olmak için bir rehber vazifesini gördü. "Mahkum ırkları diğer bir ifadeyle Şarklıları tanımak, onların daha kolay ve esaslı olarak idare edilmelerini sağladı. Zira bilgi ve tanıma, sahibine kuvvet verir. Kuvvetli olmak için fazla bilgi sahibi olmak lazım."İşte Müslümanların ülkelerini askerî ve siyasî istiladan sonra sömürgecilikte yardımlaşan müsteşriklik onların bünyelerindeki manevî ve hissî mukavemeti zayıflatmaya, onları inanç ve kültürleri hakkında şüpheye düşürmeye yöneltti. Böylece sömürgeciliğe Müslümanları tamamen Batı kültür ve medeniyetine boyun eğdirme imkanını vermeyi amaçladı.
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
"Gerçek şu ki Batıdaki siyaset adamları bu fakültelerin (Avrupa'daki şark dilleri fakültelerinin) hocalarıyla sıkı irtibat halindeydiler. Arap ve Müslüman milletlerle ilgili siyasî işlerde mühim kararlar almadan evvel, onların görüşlerine müracaat ederlerdi. Ben, müsteşrik büyüklerinden birinin şöyle dediğini işittim: Mr. Aden, Ortadoğu'yla ilgili, bir kararı ortaya koymadan önce Arapça'yla uğraşan müsteşrikleri toplar, görüşlerine kulak verir, daha sonra onlardan dinlediklerinin ışığında alacağı kararı alırdı. Hatta onlardan bazıları, Arap topluluklarının tanınmış şahsiyetleriyle dostluk bağlarını tesis eder, bu dostluğu bir perde yapıp arkasında harp esnasında casusluk faaliyetlerini yürütürdü."Sömürgecilik, görünüşte dinî, gerçekte ise emperyalist harpler olan Haçlı Seferleri'nin bir uzantısıdır. Arap ve İslam memleketlerini yeniden istila etmek, Haçlı Seferleri'nin mağlûbiyetinden beri Avrupalıları kaplayan bir emel ve bir ideal oldu. Bu gaye ile mezkûr ülkeleri, inanç, ibadet, ahlak ve zenginlikler gibi bütün hususiyetleriyle incelemeye yöneldiler. Böylece onlardaki kuvvet noktalarını tanıyıp bunları zayıflatmayı, zayıf yönlerini de tespit edip istifade etmeyi amaçladılar. Müsteşrikliğin, sömürgecilikle olan ilgisi sanıldığı gibi yalnızca akıl verme noktasında kalmadı. Aksine Edward Said'in de dediği gibi, çok daha derin ve geniş boyutlara ulaştı.Müsteşrikliğin sömürgecilerin ileri gelenlerine aklî planda yol göstermesi daha önce, yani Şark, emperyalizmin istilasına uğramadan da söz konusuydu. Yoksa bu istila gerçekleştikten sonra değil. Müsteşriklik kültürü sömürgecilik için Şarkın dağ ve derelerinde Şark milletlerine boyun eğdirip onlara egemen olmak için bir rehber vazifesini gördü. "Mahkum ırkları diğer bir ifadeyle Şarklıları tanımak, onların daha kolay ve esaslı olarak idare edilmelerini sağladı. Zira bilgi ve tanıma, sahibine kuvvet verir. Kuvvetli olmak için fazla bilgi sahibi olmak lazım."İşte Müslümanların ülkelerini askerî ve siyasî istiladan sonra sömürgecilikte yardımlaşan müsteşriklik onların bünyelerindeki manevî ve hissî mukavemeti zayıflatmaya, onları inanç ve kültürleri hakkında şüpheye düşürmeye yöneltti. Böylece sömürgeciliğe Müslümanları tamamen Batı kültür ve medeniyetine boyun eğdirme imkanını vermeyi amaçladı.
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.