Peygamber efendimiz, "Ramazanın son günü Allahü teâlâ, oruç tutanları affeder" buyurunca, ashab-ı kiram, "Ya Resulallah, o gün Kadir Gecesi mi?" diye sual etti. Peygamber efendimiz, "Bilmez misiniz ki, iş yapana, işi bitirince ücreti verilir" buyurdu. Bu mükafatları bilen bir Müslüman nasıl sevinmez ve bayram etmez ki? Bayram günleri sevinmek, neşelenmek gerekir. Hz. Ebu Bekir, kızı Âişe validemizin evine gidince, iki cariyenin tef çalıp oynadığını gördü. Ansar-ı kiramın kahramanlıklarını övüyor, destan söylüyorlardı. Hz. Ebu Bekir, Resulullahın evinde böyle şey yapılmasının uygun olmayacağını bildirerek, onların susmalarını söyledi. Peygamber efendimiz, Hz. Ebu Bekir'e, "Onlara mani olma! Her kavmin bir bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır. Bayram, sevinç günleridir" buyurdu. Hz. Ali buyurdu ki: "Bugün, orucu kabul edilmiş, çalışmasının mükafatını görmüş ve günahları affedilmiş olanların bayramıdır."Hadis-i şerifte, "Allahü teâlâ, Ramazanda dört sınıf insan hariç, herkesin günahlarını affeder. Bunlar, içki içmeye devam eden, ana-babasına âsi olan, sıla-i rahmi terk eden, mümin olmaktan ümidini kesendir" buyuruldu. Eğer bunlar tevbe ederse, Allahü teâlâ günahlarını affeder. Ramazandaki sevaplar bilinseydi, her günün Ramazan olması istenirdi. Hadis-i şerifte, "Ramazandaki özel sevaplar bilinmiş olsaydı, bütün yılın Ramazan olması istenirdi" buyuruldu. Ne mutlu günahlardan sakınarak oruç tutanlara. Bunlar, asıl bayramı ahirette yapacaklardır.Dargın olanların, bayramı beklemeyip, hemen barışması gerekir. Allahü teâlâyı ve Peygamber efendimizi seven kimse, insanların kusurlarına bakmaz, hoşgörülü olur. İyi insan yani mümin, herkesle iyi geçinir. Başkalarına sıkıntı vermediği gibi, onlardan gelecek eziyetlere de katlanır. Kimseye darılmamalı, dargınlık olduysa, 3 günden fazla sürmemeli, bayrama kadar süren bir dargınlık olduysa, daha fazla gecikmeden barışmalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: "Din kardeşiyle üç günden çok küs durmak caiz değildir. Üç gün sonra, onunla karşılaşırsa, ona selam verip hatırını sormalıdır. O kimse selamını alırsa, birlikte sevaba ortak olurlar. Eğer selamını almazsa günaha girer. Selam veren kimse de küs durma mesuliyetinden kurtulmuş olur." "Ameller pazartesi ve perşembe günü Hak teâlâya arz olunur. Hak teâlâ da, şirk koşmayan herkesi affeder. Ancak bu mağfiretten birbirine kin tutan istifade edemez. Cenab-ı Hak, "Onlar barışıncaya kadar amellerini bana getirmeyin" buyurur. Bayram ziyaretleri Fasık olan, günah işlememize sebep olacak akrabayı ziyaret lazım değildir. Fakat salih olan akrabayı ziyaret gerekir. Salih arkadaşları ziyaret de çok sevaptır. Ziyaret, yalnız Allah rızası için olmalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:"Bir kimse, köydeki arkadaşını ziyarete gider. Hak teâlâ, buna bir melek gönderir. Melek o adama der ki:- Böyle nereye gidiyorsun?- Bu köyde bir arkadaşım var. Onu ziyarete gidiyorum.