Onun faziletine insanlık şahit
İnsanlık tarihi, Resûlullah'tan (s.a.a) sonra Hz. Ali'den (a.s) daha üstün, daha erdemli birine tanık olmamıştır. Emevî saltanatı boyunca minberlerde sövülmesine ve alay edilmesine rağmen, tarihte, onun için kaydedilen faziletler, başka hiç kimse için kay
03.08.2015 00:00:00
İmam Ali (a.s), başladığı günden, Allah Resulü'nün (s.a.a) vefatıyla birlikte kesildiği güne kadar vahiyle beraber oldu. Bu açıdan onur verici ve gıpta ile bakılan bir konumu vardı. Yirmi üç yıl boyunca süren kesintisiz bir cihadla Allah Resulü'nü ve risaleti savundu. Sapmalardan beri hanif İslâm'ın ilke ve sınırlarını mahremiyetini ölümüne korudu. Onun bu tavırları, başarıları ve erdemleri hikmet dolu Kur'ân'ın ayetlerinde yankısını buldu. Peygamber'in (s.a.a) hadislerinde ondan ve onun erdemlerinden söz edildi.İbn-i Abbas şöyle der: "Üç yüz ayet Ali hakkında inmiştir." (el-Futûhat'ul-İslâmîyye, 2/516). "Ey İman edenler, ifadesiyle başlayan ne kadar ayet varsa Ali onların emir ve en şereflileri konumundadır." (Keşfu'l-Gumme, 939. "Yüce Allah Kur'ân'daki birçok ayette Hz. Muhammed'in (s.a.a) ashabını azarlamış fakat Ali'den hep hayırla söz edilmiştir." (Yenabiu'l-Mevedde, 126).Ali (a.s) hakkında o kadar çok ayet nazil olmuştur ki, ilk kuşak ve son kuşak âlimlerden bazıları sırf Hz. Ali hakkında inen ayetleri derledikleri özel eserler kaleme almışlardır. Hadis âlimlerinin, İmam Ali hakkında indiklerini beyan ettikleri bazı ayetler şunlardır:İbn-i Abbas'tan rivayet edilir:Ali b. Ebu Tâlib'in yanında sadece dört dirhem parası vardı. Başka da parası yoktu. Bu paranın bir dirhemini geceleyin, bir dirhemini gündüz vakti, bir dirhemini gizlice ve bir dirhemini de açıktan sadaka olarak yoksullara verdi. Bunun üzerine yüce Allah şu ayeti indirdi: "Mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık hayra sarf edenler var ya, onların mükâfatları Allah katındadır. Onlara korku yoktur, üzüntü de çekmezler." (Bakara, 274; bk. Yenabiu'l-Mevedde, 92).Yine İbn-i Abbas'tan rivayet edilir:Ali rükûda iken parmağındaki yüzüğü bir yoksula sadaka olarak verdi. Hz. Peygamber (s.a.a) dilenciye, "Bu yüzüğü kim sana verdi?" diye sordu. "Şu rükûdaki adam" dedi. Bunun üzerine yüce Allah, "Sizin veliniz ancak Allah, Resulü ve namaz kılan ve rükû hâlinde zekât veren müminlerdir" ayetini (Mâide, 55) indirdi." (Tefsiru't-Taberî, 6/165). Tathir ayeti (Ahzab, 33) Ali'yi (a.s), her türlü kirden temizlenmiş vahyin hane halkından (Ehl-i Beyt'inden) saymış, mübahele (lânetleşme) ayeti de (Âl-i İmrân, 61) onu Peygamber'in (s.a.a) kendisi (nefsi) olarak nitelendirmiştir.İnsan Sûresi Ali'nin ve ev halkının ihlâsına, Allah'a karşı derin bir korku ve ürperti duyduklarına tanıklık eder. Bu bağlamda onların cennet ehlinden olduklarına ilişkin Rabbanî bir tanıklık içerir. (el-Keşşaf, Zemahşeri, er-Riyadu'n-Nadıra; Taberî, 2/20)."Sahih" adıyla tanınan eserlerin müellifleri ve diğer muhaddisler, Ali'nin (a.s) erdemlerine işaret eden Peygamber (s.a.a) hadislerini topladıkları özel bölümler ayırmışlardır eserlerinde. İnsanlık tarihi, ortaya çıktığı günden bugüne, Resulullah'tan (s.a.a) sonra Ali'den (a.s) daha üstün, daha erdemli birine tanık olmamıştır. Emevî saltanatı boyunca minberlerde sövülmesine ve alay edilmesine rağmen, tarihte, onun için kaydedilen faziletler, başka hiç kimse için kaydedilmiş değildir. Ona öfke duyanlar sürekli olarak kusurlarını bulmaya çalışmışlar fakat dillerine dolayabilecekleri bir kusurunu bulamamışlardır. Ömer b. Hattab Resulullah'ın (s.a.a) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hiç kimse Ali'nin kazandığı faziletin, üstünlüğün aynısını kazanabilmiş değildir. Onunla birlikte olanı hidayete eriştirir ve sapmaktan kurtarırı." (er-Riyadu'n-Nadıra, 1/166). Ali'ye (a.s) soruldu: "Neden Resulullah'ın (s.a.a) ashabı içinde en çok sen hadis rivayet ediyorsun?" Dedi ki: "O'na bir şey sorduğum zaman, bana cevap verirdi. Ben sustuğum zaman, O kendiliğinden açıklamaya başlardı." (Tabakat, İbn-i Sa'd, 2/338; Hilyetu'l-Evliya, 1/68).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.