İbrahim bin Edhem, Belh şehri pâdişâhıydı. Kendisi tahtta oturur, avlanmayı severdi. Her türlü imkâna sâhip, her istediğini yer, her istediğini giyer, her emri hemen yapılırdı. Bir yola çıktığı zaman, kırk altın kalkanlı asker önünden, kırk altın gürzlü asker arkasından yürürdü.
İbrahim bin Edhem hazretlerinin mübârek sözleri ve kerâmetleri dilden dile dolaşmış, muhabbeti hep inananların gönüllerinde yaşamıştır. Dünyâ sultânları unutulmuş, fakat O unutulmamıştır. O bütün bunları terk etmiş ve Allahü teâlâya gönül vermiştir.Tâcını, tahtını bırakıp evliyâdan olması şöyle olmuştur:Bir gece tahtı üzerinde uyuya kalmıştı.Gece bir gürültü ile uyandı. Tavan sallanıyordu. seslendi: "Kim o?" Damdaki, "Tanıdık biriyim, devemi kaybettim onu arıyorum" dedi.İbrâhim Edhem, "Hey şaşkın, ne diye damda arıyorsun? Damda deve mi olur?" deyince, damdaki zât, "Ey gâfil, sen Allahü teâlâyı altın taht ve süslü elbiseler içinde arıyorsun. Damda deve aramak bundan daha mı acâyib?" dedi. Bu sözlerden sonra kalbi Allahü teâlânın aşkı ile yandı ve şimdiye kadar yaptığı bütün günahlara, hatâ ve kusurlara tövbe etti...
İbrahim bin Edhem hazretlerinin mübârek sözleri ve kerâmetleri dilden dile dolaşmış, muhabbeti hep inananların gönüllerinde yaşamıştır. Dünyâ sultânları unutulmuş, fakat O unutulmamıştır. O bütün bunları terk etmiş ve Allahü teâlâya gönül vermiştir.Tâcını, tahtını bırakıp evliyâdan olması şöyle olmuştur:Bir gece tahtı üzerinde uyuya kalmıştı.Gece bir gürültü ile uyandı. Tavan sallanıyordu. seslendi: "Kim o?" Damdaki, "Tanıdık biriyim, devemi kaybettim onu arıyorum" dedi.İbrâhim Edhem, "Hey şaşkın, ne diye damda arıyorsun? Damda deve mi olur?" deyince, damdaki zât, "Ey gâfil, sen Allahü teâlâyı altın taht ve süslü elbiseler içinde arıyorsun. Damda deve aramak bundan daha mı acâyib?" dedi. Bu sözlerden sonra kalbi Allahü teâlânın aşkı ile yandı ve şimdiye kadar yaptığı bütün günahlara, hatâ ve kusurlara tövbe etti...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.