Vakti evvelde, Karadeniz'in bir köyüne bir Arap gelmiş. Oldukça iri kıyım biri olan bu adamı gören Karadenizli, hayretini gizleyemez ve adamın anlamayacağı bir dille:
"Mosso! Adam bak! Aynen muhtero/domuz" der.
Adamın ne dediğini anlayamayan Arap sorar:
- Ehî, mâ mânâ muhtero/kardeş "muhtero" ne demek?
Karadenizli önce biraz bocalar, sonra da çıkış yolu olarak "muhtero'ya" bir mana bulur ve:
- "Muhtero, 'muhterem' demektur" der.
Misafir Arap tevazu buyurur:
- "Estağfirullah yâ seydî! Küllüküm muhtero/rica ederim efendim, hepiniz muhtero."
Bizim okuduğumuz yıllar, İlahiyatta belli başlı akademik bölümler vardı;
Tefsi bölümü,
Hadis bölümü,
Fıkıh bölümü,
Tasavvuf bölümü, vs.
Zaman değişti, imdi yeni bir bölüm daha eklendi bu bölümlere; "Aykırı bölümü".
Hukuk fakültesinde, hukuka aykırı bir hukuk profesörü,
Siyasalda, siyaset bilimine aykırı bir siyaset bilimci,
Tıp fakültesinde, Hipokrata aykırı bir hekim bulamazsınız.
Ama ilahiyatta, bu milletin dinî ihtiyaçlarını karşılamak, İslam sahasında ilim adamı yetiştirmek için kurulan bu kurumlarda, tarih boyu okuduğu ve okuttuğu ilmî hakikatlere aykırı akademisyenler bolca var.
Evet ilahiyatların yeni bir bölümü var artık; "Aykırı Bölümü Başkanlığı."
Bu kim?
Prof Abuzittin bey; geleneksel tefsire karşı, Aykırı Tefsir İlimleri Bölüm Başkanı.
Peki bu kim?
Doç. Rıfkı Bey; geleneksel hadis ilmine karşı, Aykırı Hadis İlimleri Bölüm Başkan yardımcısı.
Ya bu?
Asistan Asidane Hanım; geleneksel fıkha karşı, postmodern Fıkıh bölümünde asistan.
Ya işte böyle. Allah'tan biz erken mezun olduk.
Bir farkla ki, bu bölümde her isteyen istihdam edilemiyor.
Önce, yurtdışında doktora yapmak lazım. İngiltere'de ya da Almanya'da, mesela Dinler Tarihi konusunda.
Araştırın bakın, sivri fikirli ya da orijinal tabiriyle "aykırı fikir" taşıyanlarının kahır çoğunluğu yurtdışı ürünü.
Kimi oryantalizmin neşet ettiği ülkelerde, kimi de Ehl-i Sünnet'e tepki Vahhabilik mezhebinin doğup büyüdüğü yerde doktora yapmış.
Ya da burs almış.
Kimi kel, kimi şaşı, kimi fodul, bu "aykırı bilim adamları" neye mi aykırı?
Tarih boyu yaşana gelen İslam'a aykırı.
Hz. Muhammet (as)'ın canlı hale getirdiği, Kur'an'a aykırı.
Kur'an'ın pratiği olan, hadislere aykırı.
Bu milletin tarihe şekil vermiş örfüne, onları diğer milletlerden ayıran ahlakına aykırı.
İmandan bir parça, vatan sevgisine aykırı.
Kısaca bu milleti millet yapan dinî ve millî bütün değerlere aykırı.
Ama sadece İslam'ın evrensel anlayışına aykırı.
Yani küllühüm/hepsi suaygırı.
Yer yüzünü kuşatmış, özellikle de ülkemizi hedef almış yığınla İslam akaidi açısından "batıl" inanış hakkında bir kelime sarf etmeyen bu "ithal mama" ile beslenen zevat, mesela İslam'ın aile hassasiyetini sarsmak için her yolu deneyen medyanın şeref malzemesi.
Ne zaman İslam'a eleştirel bir yaklaşımda bulunsalar, medya, hep bir ağızdan koro olarak:
Yaşa hoca yaşa,
Elinde maşa,
Hem göze hem kaşa,
Elinde faraşa,
Dini temizliyor.
Helal hoca helal
Şiddet ve celal
İşte izmihlal
Yutan yutuyor.
Bugün içinde bulunduğumuz sefil hal, bu aykırıların eseri değil mi?
Onlar meydana çıktıktan sonra bu hale gelmedik mi?
Hani bir mukayese etsek diyecektim.
Mukayese, kıyas, akıl gibi, Allah'ın büyük nimetlerinden biri.
Kullanın, kullanın eskimez.
"Mosso! Adam bak! Aynen muhtero/domuz" der.
Adamın ne dediğini anlayamayan Arap sorar:
- Ehî, mâ mânâ muhtero/kardeş "muhtero" ne demek?
Karadenizli önce biraz bocalar, sonra da çıkış yolu olarak "muhtero'ya" bir mana bulur ve:
- "Muhtero, 'muhterem' demektur" der.
Misafir Arap tevazu buyurur:
- "Estağfirullah yâ seydî! Küllüküm muhtero/rica ederim efendim, hepiniz muhtero."
Bizim okuduğumuz yıllar, İlahiyatta belli başlı akademik bölümler vardı;
Tefsi bölümü,
Hadis bölümü,
Fıkıh bölümü,
Tasavvuf bölümü, vs.
Zaman değişti, imdi yeni bir bölüm daha eklendi bu bölümlere; "Aykırı bölümü".
Hukuk fakültesinde, hukuka aykırı bir hukuk profesörü,
Siyasalda, siyaset bilimine aykırı bir siyaset bilimci,
Tıp fakültesinde, Hipokrata aykırı bir hekim bulamazsınız.
Ama ilahiyatta, bu milletin dinî ihtiyaçlarını karşılamak, İslam sahasında ilim adamı yetiştirmek için kurulan bu kurumlarda, tarih boyu okuduğu ve okuttuğu ilmî hakikatlere aykırı akademisyenler bolca var.
Evet ilahiyatların yeni bir bölümü var artık; "Aykırı Bölümü Başkanlığı."
Bu kim?
Prof Abuzittin bey; geleneksel tefsire karşı, Aykırı Tefsir İlimleri Bölüm Başkanı.
Peki bu kim?
Doç. Rıfkı Bey; geleneksel hadis ilmine karşı, Aykırı Hadis İlimleri Bölüm Başkan yardımcısı.
Ya bu?
Asistan Asidane Hanım; geleneksel fıkha karşı, postmodern Fıkıh bölümünde asistan.
Ya işte böyle. Allah'tan biz erken mezun olduk.
Bir farkla ki, bu bölümde her isteyen istihdam edilemiyor.
Önce, yurtdışında doktora yapmak lazım. İngiltere'de ya da Almanya'da, mesela Dinler Tarihi konusunda.
Araştırın bakın, sivri fikirli ya da orijinal tabiriyle "aykırı fikir" taşıyanlarının kahır çoğunluğu yurtdışı ürünü.
Kimi oryantalizmin neşet ettiği ülkelerde, kimi de Ehl-i Sünnet'e tepki Vahhabilik mezhebinin doğup büyüdüğü yerde doktora yapmış.
Ya da burs almış.
Kimi kel, kimi şaşı, kimi fodul, bu "aykırı bilim adamları" neye mi aykırı?
Tarih boyu yaşana gelen İslam'a aykırı.
Hz. Muhammet (as)'ın canlı hale getirdiği, Kur'an'a aykırı.
Kur'an'ın pratiği olan, hadislere aykırı.
Bu milletin tarihe şekil vermiş örfüne, onları diğer milletlerden ayıran ahlakına aykırı.
İmandan bir parça, vatan sevgisine aykırı.
Kısaca bu milleti millet yapan dinî ve millî bütün değerlere aykırı.
Ama sadece İslam'ın evrensel anlayışına aykırı.
Yani küllühüm/hepsi suaygırı.
Yer yüzünü kuşatmış, özellikle de ülkemizi hedef almış yığınla İslam akaidi açısından "batıl" inanış hakkında bir kelime sarf etmeyen bu "ithal mama" ile beslenen zevat, mesela İslam'ın aile hassasiyetini sarsmak için her yolu deneyen medyanın şeref malzemesi.
Ne zaman İslam'a eleştirel bir yaklaşımda bulunsalar, medya, hep bir ağızdan koro olarak:
Yaşa hoca yaşa,
Elinde maşa,
Hem göze hem kaşa,
Elinde faraşa,
Dini temizliyor.
Helal hoca helal
Şiddet ve celal
İşte izmihlal
Yutan yutuyor.
Bugün içinde bulunduğumuz sefil hal, bu aykırıların eseri değil mi?
Onlar meydana çıktıktan sonra bu hale gelmedik mi?
Hani bir mukayese etsek diyecektim.
Mukayese, kıyas, akıl gibi, Allah'ın büyük nimetlerinden biri.
Kullanın, kullanın eskimez.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024