‘Ölümü hep önünde bil’
Hz. Ali (a.s.), Hz. Hasan’a buyurdu ki: “Ey oğlum! Ölümü anmayı çoğalt, birden bire saldırıya geçişini ve ölümden sonraki olayları düşün. Ölümü hep önünde bil, gafil olma; ölüm, seni gitmeye hazır, güçlü bir halde bulsun; ansızın gelerek seni yenip helak etmesin”





Hz. Ali (a.s.), oğlu Hz. Hasan'a yaptığı vasiyeti şöyle sürdürdü:
"Ey oğlum! Dünya için değil, ahiret için yaratıldığını bil. Hayat için değil, ölüm için; beka için değil, yok olmak için var edildin. Ne kadar kalacağını bilmediğin bir evde, alınıp götürüleceğin bir durakta, ahirete varacağın bir yoldasın. Sen, korkan kimsenin kurtulamayacağı, isteyenin er geç kavuşacağı, sonunda mutlaka tadacağı ölümün avısın. Seni helak etmesinden kork; günah bir işle uğraşıp tövbe ederim ümidinde iken ölümün tövbe ile arana girmesinden ve kendim böylece helak etmekten sakın.
Ey oğlum! Ölümü anmayı çoğalt, birden bire saldırıya geçişini ve ölümden sonraki olayları düşün. Ölümü hep önünde bil, gafil olma; ölüm, seni gitmeye hazır, güçlü bir halde bulsun; ansızın gelerek seni yenip helak etmesin. Dünya ehlinin dünya ile avunup, ona bağlanması sakın seni aldatmasın. Allah, sana dünyayı anlattı, dünya da kendini tanıttı, kötülüklerini açıp gösterdi. Dünya ehli, ancak havlayan köpekler, av peşinde koşan canavarlardır. Biri diğerini ısırır; üstün olan zayıf olanı yer; büyüğü küçüğünü kahreder; ona galip gelir. Dünya ehli; bazıları ayakları bağlanmış, bazıları ise serbest bırakılmış develer gibidir. Akıllarını kaybetmiş, meçhule dalıp gitmişlerdir; başıboş sarp vadilerde yürümekte, afetlerde otlamaktadırlar. Ne onları gözetecek birisi, ne de yayıp otlatacak çobanları var. Dünya, onları körlük yoluna sürüp, hidayetin aydınlattığı gözlerini aldı da şaşkınlık içinde dünyaya daldılar, nimetine gark olup onu rab edindiler. Dünya onlarla, onlar da dünya ile oynarlar ve ahireti de unuturlar.
Biraz dikkatlice bak, karanlık perdesi kenara çekilmekte, sanki mahfeler geldi gibi, koşanlar geçmişlerin kervanına mutlaka ulaşır. Ey oğlum! Şunu bilesin; bineği geceyle gündüz olan kişi, duruyor olsa bile gider, oturup dinleniyor olsa da mesafe kat eder.
Emeline ulaşmayacağını, ecelinden kaçamayacağını, senden öncekilerin olduğu yolda olduğunu yakînen bil. İsteklerini azalt, rahat ol, geçimini isteme hususunda iyi çalış. Zira nice istekler insanı elindekinden eder. Her çok isteyen, rızıklanmaz; istediği ideal olan ve güzelce isteyen de mahrum kalmaz. Nefsin, seni isteklere yöneltse bile nefsini bütün aşağılıklardan üstün tut. Zira kendinden verdiklerini bir daha elde edemezsin. Sakın başkalarına kul olma; çünkü Allah seni hür olarak yarattı. Şerle ulaşılan hayır, hayır değildir. Güçlükle ulaşılan kolaylık da kolaylık değildir.
Tamah bineğiyle yola çıkmaktan sakın! Çünkü o, seni süratle helak suyunun başına götürür. Eğer güç yetirebilirsen, Allah'la aranda bir velinimetin olmamasını sağla. Çünkü sen, kısmetine ulaşacak, payını alacaksın. Hepsi de Allah katında olmakla beraber, Allah'tan gelen az şey halktan gelen çok şeyden daha büyük ve daha yücedir."
(devam edecek...)